Sizi iyi biliriz!..
Yerel Seçimler kapıya dayandı. Spor açısından bakınca yerel yönetimler, merkezi yönetimden daha önemli; en azından öyle olmalı. Zaten bunu, söyleminde yadsıyan parti de yok. Ancak eyleme gelince iş değişiyor. Örneğin iktidarda 12. yılına giren AKP'de olduğu gibi.
AKP'nin parti programında, "Gençlik ve Spor"a ayrılan başlıkta şöyle denilmiş:
"...Ancak ülkemizde gençler iyi eğitilmemiş, işsiz bırakılmış, enerjileri bastırılmak istenmiş, söz hakkı verilmemiş, güvenilmemiş ve hatta zaman zaman bir tehlike unsuru olarak görülmüştür. Bu nedenle partimiz, toplumun gençlere, gençlerin de Türkiye'ye güvenini sağlamayı temel hedefleri arasında görmektedir. Partimiz; özgür düşünceli, kendi başına karar verebilen, sorgulayan, kendi toplumunun ve evrensel anlayışın doğrularından haberdar olan ve hayatın güçlükleri ile baş edebilecek donanımlı ve yetenekli gençler yetiştirmeyi hedeflemektedir."
Şaka gibi! 12. yıl şakası!.. "İyi eğitilmemiş"... "İşsiz bırakılmış"... "Bastırılmak istenmiş"... "Söz hakkı verilmemiş"... Hatta, "Tehlike unsuru olarak görülmüş"... Kim yapmış bu kötülükleri ülkenin gençlerine?.. Tısss...
"Miş...mış..."lardan sonra, "cek... cak..."lar bölümü geliyor.
'Yuh'
"Dünyanın ve Türkiye'nin gelişen ve değişen şartları dikkate alınarak yeni bir spor politikası oluşturulacaktır. Spor hizmetleri ağırlıklı olarak yerel yönetimlere bırakılacaktır."... "Amatör ve profesyonel spor kulüplerine, yerel yönetimlerin daha fazla kaynak ayırabilmeleri için gerekli yasal düzenlemeler yapılacaktır."... "Özürlü gençlerin sportif ve sosyal etkinliklere katılımlarını sağlayan projeler uygulamaya konulacaktır."... "Spor faaliyetleri özellikle medya eliyle birkaç yaygın spor dalı üzerine odaklanmakta ve diğer spor türleriyle toplumun ilgilenmesinin adeta önüne geçilmektedir. Bu kısır döngü, toplumun farklı sporlara ilgisini sağlayacak spor alanlarının halkın hizmetine sunulmasıyla aşılacaktır."
Öncelikle şu "özürlü" vurgusuna, bir "Yuh!" çekeyim, affınıza sığınarak. Hâlâ, "engelli"ye, "özürlü" diyen zihniyet sahibinden ne beklenir?.. 12 yılda, parti programında, yani anayasasında, yani taahhütnamesinde yazılı olan vaatlerden hangisi, ne kadar gerçekleşti acaba? Spor hizmetleri, yerel yönetimlere mi bırakıldı; öyleyse niye Gençlik ve Spor Bakanlığı her işin göbeğinde, niye herkes bakanlık kapısında kuyrukta? Yerel yönetimler, kulüplere daha fazla kaynak ayırıyorsa, belediye kulüpleri neyle besleniyor ve niye var? Toplumun farklı sporlara ilgisi sağlandı da, kimsenin haberi mi yok? Mesela, eskrimle uğraşanlar salonlara mı sığmıyor? Dört yanımız güreş minderi oldu da, biz mi farkında değiliz? Okçuluk aldı başını gitti de, onun için mi göremiyoruz?
'Süper nükhet'
Gençlik ve Spor, AKP'nin programında, "sosyal politikalar" başlığı altında kaleme alınmış. Aynı başlık altında; trafikten sosyal güvenliğe, kültür-sanattan kadına dek 14 alt başlık daha var. Bu 14 devasa alandan, Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar tek başına sorumlu kılınmış. Nükhet değil, roket olsan nafile...
Gerçi AKP bu, bilirsiniz işte, "...mış gibi"ler partisi... İktidarlarının 10 yılında, opera izleyici sayısını, yüzde 60'tan fazla artırmakla da övünmüş ve bunu gururla ilan etmiş parti... Aynı 10 yılda, devlet tiyatrolarının sahne sayısını, 23'ten 58'e çıkardığını iftiharla açıklamış parti de o... Bizler, AKP'nin, başta genel başkanı olmak üzere, tüm kadrolarının ne denli sanatsever olduklarını, opera ve tiyatro aşkı taşıdıklarını "iyi biliriz". Yani yalan, riya bilmez onlar! Sanatta olduğu gibi sporda da... Zamanı geldi, yine oy istiyorlar... Yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır!