16 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 10°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sizi kim kurtaracak? -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Hiçbir yerdeyim ve her yerdeyim. Olanlar beni, yeteneğimi, elimi, dilimi, hayal dünyamı aşmış. Kendimi hiç böylesine aciz hissetmedim. Bu korkunç bir durum, bir yazar için, bir şair için.

Taksim Alanı’nda “Yeter be! Yetti be! Yeter artık sizin biber gazınız!” diye haykıran insanı nasıl anlatacağım. Anlatamam.

Ne mutlu o insanı anlatacak olana!

***

Böyle bir durumda, böyle bir duruma, “Bütün Türkiye ayakta!” denir. Evet bütün Türkiye ayakta! Taksim bütün Türkiye’dir. Gezi Parkı bütün Türkiye’dir. Kuğulu Park bütün Türkiye’dir. Kızılay bütün Türkiye’dir. Biber gazı dolan gözler, biber gazı dolan ağızlar bütün Türkiye’dir.

***

Irkçıların arasında yer almazmış geri zekâlı! Ulusalcıların yanında yer almazmış hırto!

Özgürlük, bağımsızlık, eşitlik, insan onuru ve insan hakları, birkaç ağaç, bir avuç gökyüzü için ayağa kalkanların yanında yer almak gibi bir görgün ve geleneğin yok ki.

Kendi kendinin efendisi olmak için emperyalizme karşı durmak!

Böyle bir şey yaptın mı hiç? Her zaman emperyalistlerin kölesi ve oyuncağı oldun, burnuna geçirdikleri tasma ile diledikleri yere sürüklediler seni.

Taksim Dirilişi’ne katılmayarak geleceği yitirdiğinin farkında bile değilsin! Taksim Dirilişi’ne katılanlar ırkçıymış... Cehenneme kadar yolun var, mercimek beyinli!

Tarihin çöplüğüne gitmen çok yakın, çünkü lâyık değilsin yoldaşlarına!

***

Adanalılar haber göndermiş Bolu Beyi’ne.:”Biz biber gazını kahvaltı yerine yeriz lan!”

Biber gazı kutusu, Temel Reis’in ıspanak kutusudur Adanalı için. Pazuları şişer, Gezi Parkı’na yan bakanı biçer!

Ne diyor Devlet Bey? Ülkücüleri Taksim Alanı’nın özgürleştirici havasına katılmazmış. Taksim Alanı’na gelmezse, Kızılay’a inmezse, Alsancak’ta birikmezse, Küçük Saat’te beklemezse, ülkücünün ülküsü neye yarar Devlet Bey?

Eskiden olduğu gibi “Frukolar”ın yanında yer almıyor ülkücü, almayacak!

***

Ayağa kalkmış Türkiye’yi Ulusal Kanal’dan, Türkiye’yi Halk TV’den izlemekten utanmıyor musun CNN-Türk? Utanmıyor musun Sky Tv? Utanmıyor musun Haber-Türk? Utanmıyor musun NTV?

Çalıştığınız televizyonlara el koyun, hiçbir şey yapamaz patronlar.

Olmazsa toptan iş bırakın, sizin yerinizi doldurmak için sıraya girecek şerefsiz çıkmayacaktır.

İsterse çıksın. Hiç olmazsa, Türkiye biber gazıyla boğulurken defile yayınlamak utancından kurtulursun. Bu kez bu fırsatı kaçırdın ama pek yakında yeni bir fırsat çıkacaktır mutlaka.

Ataol’un dediği gibi “Bir Gün Mutlaka!”

***

Olan bitenin farkında bile değil!

Bütün okulları imam-hatip yapacakmış; imamlar ordusu kuracakmış; camisiz alan, mescitsiz sokak bırakmayacakmış; Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkıp yerine opera yapacakmış, opera sanatçılarına ezan okutacakmış; Taksim Topcu Kışlası’nı yeniden yaptıracakmış; regl olur olmaz kızları evlendirecekmiş; yeni evlileri bir odaya kapatıp üç çocuk yapmadan dışarı bırakmayacakmış; Oboma’nın robotunu yaptırıp gittiği her yere götürecekmiş. Sesini banda alıp beş vakit dinleyecekmiş.

***

Ey AKP’liler siz de düşünmeye başlayın artık. Türkiye seçimlere kadar Erdoğan Hoca’ya dayanamaz, katlanamaz artık. Halkı yeneceğini sanan bir boşbakan bu ülkeyi yönetemez artık.

İsmet İnönü, Demokrat Parti’ye “Sizi ben bile kurtaramam!” demişti.

İnönü, Demokrat Parti meşruiyetini yitirdiği zaman söylemişti bunu. Sizin meşruiyetiniz neredeyse hiç olmadı.

Demokrasilerde ülkeyi kimin yöneteceğinin belli olması için seçim yapılır. Siz, seçim kazanınca ülkenin rejimini değiştireceğinizi sandınız.

Cumhuriyet’i ve onun devrimlerine elde çene kemiği saldırdınız.

Taksim Alanı’nda, Türkiye’nin bütün Taksim Alanlarında, bütün İstiklal Caddelerinde toplanan milyonların arkasında ve arasında kışkırtıcı aramayın. Kışkırtıcı sizsiniz! Geldiğiniz çağa geri dönünüz!

Akıl hastalığı, akıl zayıflığı olanlara, savurganlık, ayyaşlık, kötü yaşam ile kendisini ve ailesini yoksulluğa sürükleyen kişiler ve bir yıl ya da daha fazla hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile hükümlü olmak gibi halleri olan kişilerin medeni hakları kullanma ehliyeti mahkeme kararı ile kaldırılır ve kendilerine vasi tayin edilir. Bu işleme hacir altına alınma denir.

Aklınızda bulunsun. Belki yakında işinize yarar!

***

12.12.1967 günü yazdığım “Uzun Hava” adlı şiir şöyle bitiyor:

“Ölüp gideceğim bir gün / Kendime kıyacağım belki de / Gördüğüm şeylerin beni aşmasına dayanamıyorum / Havanın suyun toprağın beni aşmasına dayanamıyorum / Yaşamın hızının beni aşmasına dayanamıyorum / Kendimi ve bana benzeyen kim varsa aşağsıyorum / Yürekli delikanlılardan / Yiğit gerçkızlardan utanıyorum / Biliyorum ölüp gideceğim bir gün / Kendimi öldüreceğim belki de / Ama Türk şiirinde kendine kıymış ozan yok!”

***

Doğru! Yaşım 77. Ama barbar istilasının sona erdiğini görecek kadar vaktim var!