22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Skuter terörü

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Eski Yazar

A+ A-

Şehir yaşamını kabusa çeviren skuter firmalarından biri, yabancı yatırımcılardan para toplamış. “Büyük başarı” diye böbürleniyorlar.

Yasal boşluklar ve onları fırsata çeviren uyanıklar sayesinde dünyanın belki de en kalitesiz kent yaşamına mahkumuz. Otoparktan trafiğe, içilebilir sudan temiz havaya, yeşil alandan kaldırım düzenine kadar hep aynı. Kamunun hakları, kamunun malı yağmaya açık. Yaşamımızı yağmalayıp yabancı “yatırımcılara” peşkeş çekmenin adı da “uluslararası başarı” oluyor!

Skuterler ve elektrikli bisikletler, her yerde yaya kaldırımlarına bırakılıyor. Bazı mahallelerde kaldırımda yürümek imkansız. Zaten şehir tasarımlarımız kötü, yayalar adeta yok sayılmış, otuz santimlik çıkıntılara utanmadan “kaldırım” denilmiş, o daracık kaldırımlar da bu araçların işgali altında!

İki ay kadar önce, Bağdat Caddesi Akasyalı sokaktan geçiyorum. Sokağın caddeye yakın bir noktasında kaldırıma üç dört tane skuter bırakılmış. Yetmemiş, yine aynı firmaya ait bir elektrikli bisiklet kaldırımı tamamen kapatacak şekilde yanlamasına terk edilmiş. Genelde yaşlı insanların yaşadığı, pek çok kişinin tekerlekli sandalye veya yürüteçle geçmek zorunda olduğu bir yer. Böyle insafsızlık, böyle zalimlik olabilir mi?

İnsanlar mağdur olmasın diye bisikleti kenara çekeyim dedim. Eşek ölüsü gibi bir şey, kaldırmaya çalışırken sağ dizimi sakatladım. Menisküs zedelenmesi, hala tedavi oluyorum. Kaybettiğim sağlığın, paranın, zamanın hesabını kimden soracağım? Tabii ki hiç kimseden!

Benimkisi basit konu… Bir de bu skuterlerin çarptığı yayalar var. Ayağı kırılan, kafası yarılan, üstü başı parçalanan… Birkaç ay önce Minibüs Caddesinde bir skuter gözlerimin önünde bebek arabası süren yaşlı bir kadına çarptı. Hem bebek hem de kadıncağız yerlere yuvarlandı. Skuteri kullanan 18-19 yaşlarındaki insan müsveddesi ise durup arkasına bile bakmadan kaçtı.

Skuter kullananların yaşadıklarını da konuşalım. Trafiğin zaten keşmekeş olduğu şehirlerimizde ne kuş ne deve misali yollarda dolanan bu çocukların sık sık kazalara karıştığını hatta bazılarının hayatını kaybettiğini duyuyoruz. Kask yok, ehliyet yok, trafik sigortası yok. Akıl alır gibi değil. Ölen çocukların aileleri kimden hesap soracak? Yasal boşluğa yol açanların sorumluluğu yok, bu işten milyarlar kazanan uyanıkların da sorumluluğu yok… Ancak aşağıda vatandaş birbirini yesin…

Bir tane skuter yönetmeliğimiz var. Skuter şirketlerine doğru düzgün hiçbir yükümlülük getirmeyen bu yönetmelik, ne zaman çıkmış biliyor musunuz? Nisan 2021. Yani skuter terörü başladıktan tam üç yıl sonra! Bravo büyük hız doğrusu.

Ama sıkı durun, ondan hızlısı da var! İstanbul Büyükşehir Belediyesi, büyük müjde verir gibi “skuter eylem planını” açıklamış, skuter işine bir çeki düzen vereceklermiş. Tarih Nisan 2023. Yani skuter terörü şehri esir aldıktan tam 5 yıl sonra!

Paris’te skuterler için referandum yapıldı. Halkın %89’u yaşamı zorlaştırdıkları için yasaklanmasını istedi ve Paris belediyesi tüm skuterleri kaldırdı.

Bizim şehirlerimiz Paris’ten daha mı düzenli, alt yapımız, trafiğimiz Paris’ten daha mı iyi ki biz skuterlere böyle bir özgürlük veriyoruz?

KUNDERA’NIN ARDINDAN

Gençliğimin en önemli simalarından Milan Kundera ölmüş. Edebiyatı asil, ancak düşünceleri sorunluydu. Çok güzel romanlar yazdı. Ama maalesef o romanlar aynı zamanda kapitalizmin, Batıcılığın ideolojik silahlarıydı.

Yirmi yıl kadar önce TKP'de kıdemli arkadaşlarla Kundera üzerine tartıştığımızı hatırlıyorum. Çoğunluk, gençlere onu önermemi sakıncalı buluyordu. Tüm eleştirilere rağmen tavrımı değiştirmedim. Bugün de “kaliteli edebiyat" için önereceğim birkaç yazardan biri Kundera'dır.

Hangisi derseniz, bana kalırsa en iyisi ilk romanı Şaka'dır. Bitirdiğim kitaplara tarih atma alışkanlığım var. Şaka'yı 21 yaşımda, yaz tatilinde okumuşum. Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'nin aksine, beni nasıl sarstığını dün gibi hatırlıyorum.

Altını çizdiğim, not aldığım bölümlerden biri ilginç:

Kundera, "Bir kez daha, hiç beklenmedik biçimde, aramızdaki uçurumun sandığımdan daha derin olduğunu anladım" diyor.

Ben de el yazısı ile şunu eklemişim: "Bütün uçurumlar sandığımızdan daha derindir."

Milan Kundera, sorunlu bir düşünür, lakin iyi bir sanatçıydı. Allah taksiratını affetsin.