Sofa İpek Yol Projesi
Geçtiğimiz Mayıs ayında İzmir, İstanbul ve Ankara’da Vatan Partisi tarafından gerçekleştirilen “Üretimde Atılım için Türkiye-Çin İşbirliği” toplantısını açan Sayın Doğu Perinçek ile birlikte Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Deng Li ve aynı zamanda Ülker, Onur Havacılık, Birecik Belediyesi, İş Bankası gibi kuruluşlar katıldı. Bulunanlar arasında Çinlilerin sevdiği kültür turizminin Türkiye ve Çin arasındaki ülkelerde çoklu bir ortaklıkla geliştirilmesine yönelik “Anadolu ve Çin Sembolleri: Bir Kuşak, Bir Yol Kültür Projesi’nden başkan Salim Özdemir, başkan yardımcısı İsmail Yavcuşar ve akademik danışman olarak şahsım vardı.
MEVLANA ve KONFÜÇYÜS
Özdemir’e göre her iki düşünür de (Konfüçyüs M.Ö.551-M.Ö.479, Mevlanâ 1207-1273), hem yaşadıkları dönem toplumlarını hem de sonraki dönem toplumlarını derinden etkileyen şahsiyetlerdir. Bir Türk düşünürü olan Mevlana’nın eserleri Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fihi Ma-Fih (İçte Olanın İçinde Olan), Mektubat (Mektuplar) ve Mecalis-i Seb’a (Yedi Meclis)’dır. Konfüçyüs’ünki ise hakkında en güvenilir bilgileri içeren ve Sì Shū 四书 (Dört Klasik) kapsamında yer alan Lún Yǔ 论语 yani Konuşmalar’dır. Bu iki düşünür, din adamı ve filozofu ortak bir paydada buluşturan asıl unsurlar; hoşgörü, barış ve insan sevgisi temelli görüşleridir. Tarihin farklı dönemlerinde ve birbirlerinden binlerce kilometre uzak coğrafyalarda, Türk ve Çin Medeniyetlerinde yaşamış olan bu iki düşünürün benzer yönleri; barışın, siyasal ve sosyal düzenle refahın bozulduğu dönemlerde yetişmiş ve bunlara çözüm önermelerinde bulunmuş olmalarıdır. Mevlanâ da, Konfüçyüs de; bu dönemlerde barışa, kültürel birliğe ve iyi toplumsal düzene öncülük eden fikir adamlarıdır. İki büyük şahsiyet de, bir ahlâk yekûnu ortaya koymuşlar ve bunu sadece sözle değil eylemle de tamamlamışlardır. Ortaya koydukları öğreti, takipçilerini doğruya, güzele, iyiye, ahlâkî olana götürür. Bu bağlamda, iki büyük düşünürün yüzyıllar öncesinden çağımızı aydınlatan evrensel mesajlarıyla; Türk ve Çin Uygarlıklarının binlerce yıllık ilişkilerin birikimi olarak şekillenmiş kültürel zenginliklerin yeniden hatırlatmak ve toplumlar arasında yeni bir kültür köprüsü kurmak amacıyla “Mevlana ve Konfüçyüs’den Ortak Mesajlar” projesi tasarlanmıştır (Özdemir, 2019).
HEDEF ve FİKİRLER
“Mevlana ve Konfüçyüs’ün düşünce dünyalarında dikkati çeken en temel nokta, farklı anlayışlarına rağmen amaç birliğidir. Onlar, ideal bir toplum meydana getirme amacı ile görüşlerini açıklamış ve dönemlerinin özelliklerini düşünce dünyalarına yansıtmaya çalışmışlardır. Aralarındaki temel farklılık, amaçlarına ulaşma yolunda hedefledikleri kitledir. Rûmî, hedef kitlesini toplumun geneli olarak belirlerken, Konfüçyüs’ün hedef kitlesinde ülkeyi yöneten hükümdar ön plana çıkar. Her iki düşünür de evrenin mutlak bir güç tarafından yaratıldığı ve yönetildiği konusunda benzer fikirlere sahiptirler. Aralarındaki farklılık ise ilahi güce yükledikleri anlamdır. Bu farklılığa rağmen gerek Mevlanâ, gerekse Konfüçyüs, evrenin daimi bir oluşum ile yenilenmeye devam ettiğini savunur. Her ikisi de, evreni yoktan var eden ilahi gücün üstünde önemle durmuş ve kaidelerine uymak gerektiğini savunmuştur (1a) Hem Mevlanâ, hem de Konfüçyüs, evrenin düzenine ilişkin görüşlerini açıklarken dünyevi hayat üzerine odaklanmıştır. Çünkü evren, kurulu olduğu düzenin temelinde kusursuz bir yapıya sahiptir. Ancak yaşadığımız dünya, bu kusursuz yapının bozulmasına yol açabilecek bazı özellikleri içinde barındırır. Doğadaki dengenin aynen korunması için insanın evrendeki düzenli işleyişe göre yaşaması gerekmektedir” (1b), “İki düşünür de, mevcut düzenin sürekli olarak korunması için en büyük sorumluluğun insanoğluna düştüğünü vurgular (2)”. Örneğin Konfüçyüs için “kamil insan” alçakgönüllülük, yiğitlik, eli açıklık, başkalarını sevmek, dünya malına önem vermemek, hoşgörü kavramı ile Mevlana’nın sebepsiz olarak vermek, bağışlamak, her şeyi verip arınmak fikirleri yan yana konulabilir. Mevlana Allah’ın izni ve emri olmadıkça hiçbir varlığın hareket edemeyeceğini anlatır iken, Konfüçyüs “Tian, sahip olduğum erdemi yoktan var etti, Huan Tui ne yapabilir ki?” der (3). Kader, ahlak, iyilik, sevgi, kibir, doğruluk, kamil insan, eğitim, öğretim, barış konularında benzeri görüşlere sahip olan Mevlana evrenin karşıtlıklardan meydana geldiğini söylerken (4), Konfüçyüs evrendeki düzeni koruyan zıt güçler yani Ying-Yang’dır der.
-a,b)Sertdemir, İlknur, Mevlana ile Konfüçyüs’ün Evren ve Ahlak Görüşleri Üzerine Bir Karşılaştırma (Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doğu Dilleri ve Edebiyatları (Sinoloji) Anabilim Dalı, Ankara, 2012: 52, 55.
-Eberhard, Wolfram, Çin Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1947.
-Lun Yü, Confucius, Publishing Co. Ltd., Canada, 1999, Shu Er Bölümü, 22. Kısım.
-Mevlana Celaleddin Rumi, Mesnevi ve Şerhi IVI, Çeviren Abdülbaki Gölpınarlı, İnkılap Kitapevi,
-İstanbul, 1985, 3. Cilt, sf: 299-300, Beyitler 4400-4420 arası.