25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Soğan, havuç ve turp!

Ali Develioğlu

Ali Develioğlu

Site Yazarı

A+ A-

Yeni geldim Türkiye`mden! Hollanda`da 20 euro olan bir gömleği orada 3 Euroya satın almaktan utandım. Dolar krizi ağlatıyor insanı. Süpermarkette genç bir karı kocanın aralarında konuşmasına kulak verdim:

" Vedat, bak domates 8 lira olmuş! N`apıcağız? "

" Fatma`cım ben n`pim, işte görüyorsun. Ne bulursak onu yiyeceğiz, bak şurda 4 liraya soğan var, soğan yahnisi yapsak mı? İçine de biraz ekmek katarız?"

" İyi fikir. Yanına da biraz yeşillik filan.... Et kaça ki acaba, bi bakalım mı?"

Tahminimce bu yeni evli çifti, Migros süpermarketi ( en ucuz market) boyunca izledim, rahatsız etmeden. Onlar bi şeye bakınca ben öteki şeylerlen meşgulmuşum gibi rol yaptım.

Fatma: " Et olmaz Vedat, baksana kıymanın fiyatı bile 70`e çıkmış!"

Vedat : " Bol havuç koyarız Fatma, baksana 5 lira kilosu, hem de lezzet verir."

Bir saat dolaştılar, bir saat izledim. Kasaya gittik. Önümdeydiler.

El arabalarında bir kilo soğan, yarım kilo havuç bir de birkaç tane turp vardı!

Ben bi şey almadim. Çıktım dışarıya, Migros`un duvarına yaslandım, ve hüngür hüngür ağladım.

Döndüğümde baktım gazetelere. Konular şunlardı : Andımız, CHP`nin göstereceği büyük şehir belediye başkanı adayları, Kaşıkçı niye öldürüldü!!!

Enflasyon hesabı iki çeşit yapılır dostlar, ekonomistler bilir: Bir: yoksulun pazar enflasyonu. İki: ülkenin tüm sınıflarının ( emlak, villa, mercedes vs...) ortalaması. İkincisiyle konuşursanız enflasyon yüzde 30 filan çıkar. Ama yoksul, mercedes, villa filan alamaz ki, onun enflasyonu pazar enflasyonudur, yani sebze, et, ekmek vs...

Bu enflasyon şu an yüzde yüzü aşmıştır!

Ama asgari ücret 1600`de kalmıştır. Şimdi hükümet diyor ki: Ocaktan sonra, 2019 enflasyon tahminimiz neyse ona göre zam yapacağız! Yani : 2019 tahminimiz yüzde 20 ise , 1600 lira, 2000 lira olacak.

Peki, ya 2018 enflasyonu? Ona hayır diyor hükümet. Muhalefet ise belediye başkanı adaylarıyla meşgul!

Asgari ücretin şu an 6000 lira olması şarttır!

Kriz dönemlerinde yönetici zengin sınıf ( Burjuvazi) tarihte hep şu iki tavırdan birini almıştır.

1.Yoksul halkıyla uzlaşıp kendi cebinden taviz vermiştir. Buna reform denir.

2. Aynen Fransa kralı 16 lui gibi halkı Bastille hapisanesine tıkmış, o aç halkın cebinde ne kalmışsa onu bile almıştır. Buna ` Mutlak monarşi` denir.

İktidar tepesinde, masalarda değerlendirilir bu: "Yoksul halkla uzlaşma mı, yoksa çelişki mi?

Cumhurbaşkanımız yıllardır dış politikada çok olumlu şeyler yaptı. ABD zulmünden bizi ( zigzaglar çizse de) uzaklaştırdı ve ülkemizin jeopolitik yeri olan Avrasya coğrafyasına yerleştirdi.

Ama halk aç ise, o halk için ne Avrasya ne ABD farkeder! Anlamaz. Şu anda da durum budur. Hükümet bu gerçeği görmeli ve uzlaşma yolunu seçmelidir, ki ülke kendi içinde sağlam ve birlik olsun. Atatürk böyle yapmıştı. Milli burjuvaziyi milli yoksul Anadolu halkıyla bir araya getirmişti.

Cumhurbaşkanımıza bazı danışmanları ne tavsiye veriyorlar bilemem ama, şunun farkındayım: Dış düşman saldırıyorsa, içte birlik gerekir ve tarih bunun örnekleriyle doludur. Bu birlik lafla, `yüzde 10 indirim` emirleriyle olmaz. Parayla olur. Birlik pahalıdır. Aç insan için ne ABD, ne Avrasya farketmez. Pazardaki domatesin kilosu farkeder.

Ama görülüyor ki, ( yüzde 10 indirim emirlerine rağmen) , dolar krizini hükümet yoksul halkla paylaşarak, uzlaşarak çözme niyetinde değil. Aksine açlık sınırındaki halka ödetmek niyetinde! Sendikalardan ses yok. Muhalefet kalleşleri koltuk krizleriyle meşgul, domatesin fiyatıyla değil!

Bu halk ne yapsın sizce?