Soğuk savaşı kazanan dolar ABD’yi tekrar kurtarabilecek mi?
Paranın bulunmasıyla, paranın bozulması aynı tarihlere rastlar.
Bugün Türkiye’deki Salihli’de bulunan Sardes, Yahudilerin ilk altın para bastığı, ve ekonomik sıkıntılar sonucu paradaki altını neredeyse sıfırladığı yerdir.
Hatta bunu yapar da devlet değil, para basma imtiyazı tanınan bir takım tüccar ve soylulardır.
Amerikan dolarının hikayesi de bunu andırıyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası, ABD 1947’de Bretton Woods ile dolar hegemonyasını oluşturdu.
SSCB’nin çöküşü tamamen bununla ilgilidir.
Çünkü dolar dünya rezervi oldu bir.
1973’te Kissinger-Nixon ikilisi sayesinde altın gümüş karşılığından çıkıp tahvile döndü iki.
Bundan sonra başlatılan silahlanma yarışı, tamamen ABD hanesine yazıldı.
Çünkü, soğuk savaş ve 2 buçuk bölge savaşı pratiğiyle, ABD trilyonlarca doları silaha harcıyordu ama bu ona koymuyordu.
SSCB ise halka dağıtması gereken paranın yüzde 70’ini ağır silah sanayine gömüyordu.
ABD Kissinger formülüyle adeta bir tilki kurnazlığıyla, dolarla orduyu büyütüp, orduyla doları sürdürüyordu.
Kazan-kazan durumu yani…
Doları petrole endekslediği için, karşılıksız dolar sorunu da pek yaşamıyordu ABD çünkü dünyanın neresinden petrol çıkarsa onun ölçüsü dolar oluyordu.
Ve 1980’lerde Yıldız Savaşları safsatasıyla Reagan vitesi yükseltince Sovyetler’in nefesi iyice kesildi.
Zaten Amerikalılar tarafından gel gel yapılarak tuzağa düştükleri Afganistan seferi fena hırpalamıştı.
1989’da duvar yıkıldı, ardından SSCB dağıldı.
Amerikan Yüzyılı başlamıştı.
Yeni Dünya Düzeni start almış, tarihin sonu gelmiş, küreselleşmeci liberalizm vahşi kapitalizmin şekere bulanmış hali olarak mazlumlara yutturulmaya başlanmıştı.
Ama jeopolitik kendisini ıspatladı ve kara kuvvetlerinin yenilmezliği bir kez daha doğrulandı.
Rusya’da 2000 itibarıyla Putin, Çin’de ise 1978- 1992 arası Deng Şiaoping, 1993 – 2003 Jiang Zemin ve ardından Hu Jintao ve son olarak Şi Cinping, bu oyunu bozdu.
ABD’nin boş beleş dolar ekonomisi, kağıttan kaplan olarak damgalandı ve ekonomik, ticari ve askeri bakımdan direniş dönemi başladı.
Rusya’nın askeri ve siyasi konumu, Çin’in ise ekonomik ticari üstünlüğü, hem Şanghay İşbirliği Örgütü’nde, hem BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve G. Afrika) oluşumunda etkili oldu.
Avrasyacılık denen şey bu zamanlarda icat olundu.
Emperyalizmin saldırı dönemi 2008’de Gürcistan’dan başlayarak durduruldu.
Rusya, Çin, İran ve Türkiye, kendi bölgelerinde yavaş yavaş ipleri ellerine almaya başladı.
ABD, İngiltere, İsrail ve Avrupa’daki Atlantikçilerin eli de boş durmadı tabii.
Ancak yine 2008’de ABD’de patlak veren küresel yapısal kriz, dolar hegemonyasında sonun başlangıcını haber veriyordu.
ABD’nin yeni soğuk savaşı başlatması, petro - doların tahtının sallanmasıyla 2012’ye rastlar.
Bu tarih aynı zamanda Arap Baharı ve BOP denen şeyin Suriye’de kayaya çarpması ve Rusya’nın eylemli olarak topa girmesiyle de pekişti.
Bugüne geldiğimizde artık dolar sallantıda.
Petro yuan sistemi simgesel de olsa başladı.
21 trilyon dış borcu olmasına rağmen ABD de son silahını kullandı ve dolar ile silahlanma yarışını yeniden başlattı.
Şimdi küresel çapta dolarla silahlanma yarışı eskisi gibi ABD’ye yaramayacak.
Çünkü birincisi, küresel çaptaki kriz noktalarında etkisi zayıflıyor.
İkincisi artık teknoloji konuşuyor.
Üçüncüsü de Avrasya güçleri giderek daha salğlam kenetleniyor.
Suriye’de olanlar, Kore Yarımadası’ndaki barış süreci bunların bir göstergesi.
ABD’de artık bir tilki Kissinger yok, John Bolton gibi acemi faşistler var.