25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sokrates’in demokrasiden nefreti? - 2

Ethem Gönenç

Ethem Gönenç

Eski Yazar

A+ A-

Sokrates, demokrasilerde liderlik yarışına giren demagogların, insanların “zor sorulara kolay cevaplar bulma” arzusunu nasıl sömürebileceğini binlerce yıl önce görmüştür. Bunu birisi bir doktor, diğeri ise şeker dükkânı sahibi iki hayali aday arasındaki tartışmayla anlatmıştır*. Şeker dükkânı sahibi, rakibiyle ilgili halka şunları söylemektedir:

“Bakın! Rakibim olan bu insan size birçok acı yaşatmıştır. Sizin canınızı yakar, tadı berbat olan ilaçlar içirir ve her ne istiyorsanız onu yiyip içmenize engel olmaya çalışır. Size asla benim gibi son derece çeşitli ve lezzetli tatlar sunamaz.”

Peki, sizce doktor bu saldırıya etkili bir şekilde cevap verip, seçmenleri ikna edebilir mi? Elbette ki verilecek doğru cevap:

“Size rahatsızlık veriyorum ve istediğiniz şeyleri yapmanıza engel oluyorum, çünkü sizin için iyi olan bu, size yardımcı olmak için size acı veriyorum!” dur.

“Ancak böyle bir cevaba seçmenin tepkisini tahmin edebilirsiniz”, der Socrates.

DEMOKRASİLERİN TEHDİDİ: DEMAGOGLAR

Demagogluk (başka tabirle halk avcılığı); bazı kişilerin, halkın önyargılarını, inançlarını ve cehaletini manipüle ederek popülerlik ve liderlik elde etmeleridir. Demagoglar, kitlelerin tutkularını ve duygularını kışkırtarak, onların mantıklı kararlar alma yetisini köreltirler. Sorunların çözümlerine, ancak kendi öfke ve tepkileriyle ulaşılabileceği fikrini halka pazarlarlar. Halkı kendi taraflarına çekmek için, hâlihazırdaki siyasi ve hukuki düzeni yerden yere vurup, tamamen değiştirme vaadinde bulunurlar. Halkın gözündeki değerlerini arttırmak için de; “Ben yaparım,” “Ben tek çözümüm,” “Benim yolum tek doğru yoldur,” gibi ben-merkezci söylemler kullanırlar. Bu kişiler; bilimsel, gerçekçi ve somut verilere dayalı olarak konuşan rakiplerini “zayıflık” ve “hainlik” ile suçlarlar. Tarih boyunca, seçimle başa gelen demagogların hemen hepsi, sonunda demokrasileri öyle ya da böyle, er ya da geç bir çeşit diktatörlüğe dönüştürmüştür. İşte Socrates binlerce yıl önce bu tehdidi görmüş ve halkı uyarmıştır.

Sakın Sokrates’in söylediklerini yanlış anlamayın. Onun amacı hoşumuza gitmeyen görüşteki insanların oy kullanma haklarının elinden alınması değildir. Amaç, istisnasız olarak herkesin, ancak bilinçli olarak oy kullanmasını garanti altına almaktır. Hangi görüşten olursa olsun, kim için oy kullanacak olursa olsun, oy kullanırken karar alma yeteneğini geliştirecek bir eğitimin alındığından emin olunmasını istemektedir, Sokrates.

Ne yazık ki bugün, Sokrates’in demokrasinin tehlikeleriyle ilgili bu uyarılarını tamamen unuttuk. Demokrasinin hayatımız için bize sunulmuş, vazgeçilmez, büyük bir iyilik olduğunu düşünmekteyiz. Hâlbuki demokrasiler, ancak ve ancak demokrasinin temeli olması gereken eğitim sistemi kadar iyi, etkili ve adaletlidir.

Derim ki; gerçek bir demokrasiye ulaşmak için, günümüzde yurdumuz dâhil birçok ülkedeki her görüşten insanın yoğun bir eğitimden geçirilmesi gerekli ve zorunludur.

Haydi, rastgele Socrates sana!

* Platon’un 10 ciltlik Cumhuriyet (Republic) isimli eserinin 6. cildi / Why Socrates Hated Democracy?