Sökük dikmekten pantolon yırtmaya
Bu aralar “Yırtılan Medeniyet” tartışılıyor.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek gündeme getirdi.
Yaptığımız sohbetlerde ayrıntısına girdi.
“Emperyalizm; serbest piyasayı, üreticiliği, hümanizmi, liberalizmi, romantizmi, rasyonalizmi, demokrasiyi, bilimsel buluşu, demokratik kültürü, elbirliğini, elseverliği, dayanışmayı, aşkı, cinsel eşitliği, umudu ve iyimserliği boğdu. Toplumu parçaladı ve dağıttı” dedi.
YABANCILAŞMA
Sonra şu ifadeleri kullandı:
“Emperyalist kapitalist sistem, insanı emeğine, üretime, topluma, cinsiyetine ve kendisine yabancılaştırdı.
Evet cinsiyetine de yabancılaştırdı.
Tıpkı köleci Yunanistan ve Roma’daki gibi sistem tanrılarını eşcinsel yaptı.
Topluma kadın ve erkek dışında uydurma cinsiyetler dayattı.
Kadını erkek, erkeği kadın yaptı.
Daha başka cinsiyetler icat etti.
Atlantik sistemi, gençliğini bencilliğe, uyuşturucuya, yalnızlaşmaya, kumara, çılgınlığa, anarşistliğe, nihilizme itti, geleceğini karanlıklara gömdü.
Emperyalist sistem, insanî ilişki adına ne varsa hepsini dağıttı.
Hıncını alamadı yırttı ve yaktı.
Son korona salgını, emperyalist sistemin insanla ilgili her konuda çaresizliğini sergiledi.”
YIRTILAN GİYSİ
DEĞİL AKIL
Perinçek yırtık giysilere dikkat çekti:
“Dünya tarihinde insanın giysilerini yırtan bir sistem daha önce görülmemişti. İnsanın avladığı hayvanların derisiyle veya bitkilerle kendisini soğuktan ve sıcaktan korumak için örtündüğü yüzbinlerce yıl öncesinden bu yana, ilk kez bir sistem insanın giysisini yırtan bir moda yarattı.
Blucinlerin yırtılması ve delinmesi, bir sistemin aklını kaybetmesinin en çarpıcı ve en son işaretidir. Sistem, insanı koruyan her şeyle kavgaya girişmektedir. Yırtılan ve delinen, insanın giysisi değil, aklı ve mantığıdır…
Sistem, yalnız insan aklını değil, insanın güzellik duygularını da yırtmaktadır.
... Sistem, artık güzelliği yırtıkta ve delikte bulmaktadır.
Artık Batı Medeniyeti, yırtılan bir medeniyettir!”
GEÇMİŞ GÜNLER
Perinçek’i dinleyince, geçmişi anımsadım.
Annemi, ninemi, komşularımızı…
Çocukluğum aklıma geldi.
Çamaşır yıkandıktan sonra,
Annemler, komşu kadınlarla bir araya gelir,
Sökük dikerlerdi.
Çorap, gömlek, entari, pantolon, …
Eskiyenleri tamir ederlerdi.
Sökük giymek ayıptı.
Ama yamalı giymekten kimse çekinmezdi.
ESKİMİŞ KOTLAR
Önce eskitilmiş kotlar ortaya çıktı.
Aslında yeniler, ama zorla eskitiliyorlar.
Bunun için de kimyasallar kullanılıyor.
Eskitildikçe fiyatı da artıyor.
Modaymış.
Bu moda uğruna,
Birileri eskimiş kot giyecek diye,
Binlerce tekstil işçimizin ciğeri çürüdü.
Yaşamlarını yitirdiler.
Yaşadıkları filmlere, dizilere konu oldu.
ESKİTME YETMEDİ
YIRTTILAR
Şimdilerde sokağa çıkınca,
Garip şeyler görüyorum.
Gençlerimiz, özellikle de kızlarımız,
Yırtık pırtık pantolonlar giyiyorlar.
Yanlış anlaşılmasın.
Yoklukla ilgisi yok.
Pantolonlar eski değil, yeni.
Ama yırtıp giyiyorlar.
Mağazalarda da yırtık satılıyor.
Ne kadar yırtıksa fiyatı o kadar artıyor.
Hele bu aralar ip tam kopmuş durumda.
Yapılanların mantığını anlamak zor.
Adına moda diyorlar…
Annelerimiz, ablalarımız sökük dikiyordu,
Şimdi gençlerimiz pantolon yırtıyor…
Nereden nereye..!