Sonbahar ekinoksu gelivermiş…
22 Eylül Pazar günü, 15:43’te, sonbahar ekinoksuna giriverdik. Gündüzün geceyle eşitlendiği zaman… Her yıl, Kuzey Yarımküre sonbahar ekinoksunu yaşarken Güney Yarımküre ilkbahar ekinoksunu yaşar. Dünya kendi içinde dengesini sağlayamaya çalışır. Ardından günler kısalmaya başlar, geceler her geçen gün uzar. Işık ile karanlık adeta yarışır. Kim daha çok kendini gösterir? Elbette bir süre uzun gecelerin dediği olur.
İnsanoğlu, yazın bitmesinden sonra havanın serinlemesini bir türlü kabul edemez. Hastalanma pahasına pencerelerini kapatmayı erteler. Her gün, en büyük problemi “Ne giysem acaba?”dır. Dört mevsimin apayrı bir dili vardır. İnsan, gelen yeni mevsimin sesine alışmaya çalışır. Bir anlamda aynı dünya gibi dengede kalmak için çabalar. Aslında her döngüde benzer davranışlar sergiler.
Mitoloji İnsan Davranışlarına Hikâyeler Yazarak Üzerinde Düşünmemizi Sağlar
Antik çağlardan beri doğa olayları, insanlara ilham verir. Yunan mitolojisine göre Persephone sonbahar ekinoksunda yeryüzündeki sevgilisi Adonis’i bırakıp yeraltında yaşayan eşi Hades’e geri döner. Kabul edilemez davranışlar arasında bocalayan tanrıça, doğanın dengesini örnek alarak yaşamına çekidüzen vermeye çalışır, özüne dönmek telaşındadır. Gece ile gündüzün eşitlenmesi onu harekete geçirir. Mevsim döngülerinin insanlar üzerindeki etkisine yorum getiren mitoloji, zıtlıkların da bu mevsimde uyum içinde var olabileceklerini anlatır.
Başka bir mite göre de Bereket tanrıçası Demeter’in kızı Persephone’nin bahar ya da yaz boyunca, dünya üzerinde, annesinin yanında kaldığı da söylenir. Sonbahar ekinoksunda yeraltı tanrısı Hades’in yanına döndüğünde annesi Demeter, kızının arkasından özlemle yas tutar. Çünkü sonbaharla birlikte kış gelecektir dünyaya…
Sonbaharda, eşi ile yeraltına çekilen Persephone, içine de döner. Toprak ananın rahmine çekilir. Yeniden doğuş için güç toplamak gerekir. Altı ay boyunca köklerini sağlamlaştırır. Kış boyunca enerjisini toprağın altında sımsıkı saklar. Yeniden doğmak, dirilmek için hazırlanır. Başka bir açıdan yorumlarsak insan, doğa değişirken kendi de değişmek hevesindedir.
Sonbahar bir fırsattır. Bir muhakeme yapar; bir tür demlenme içine girer. Her türlü kötülükten arınma zamanı gelmiştir. Evine, yuvasına çekilir. Artık kapısını kapatıp bir battaniyenin altında sıcacık çayını, kahvesini yudumlarken bir ateşin başında, derin derin düşüncelere dalar. Ne zamana kadar? Bahar ekinoksu 21 Mart gelene kadar.
Doğa da Büyük Bahar Dirilişine kadar Kendi İçine Çekilir
Persephone Demeter’in kızı olduğundan hasatla da ilişkilendirilir. Sonbahar ekinoksuna gelindiğinde hasat yapılmış, sapsarı buğday taneleri artık ambarlara girmiştir. Güneş ışınları azalır. Sonbaharla birlikte toprak, yeni tohumları içinde saklar, korur, gözetir; yağmurlarla şişen tohumlar olgunlaşır. Baharın ilk ışıklarıyla kabuğunu kırar, yeşerir, filizlenir. İşte yeşilliklerin, çiçeklerin mevsiminde de 21 mart ekinoksu kutlanır.
Antik dönemlerden beri uygarlıklar, bu mevsim döngülerinde törenler yaparlar; şans ile bereketin yanlarında olması için tanrı ya da tanrıçalara dualar ederler. Ayinler, festivaller gerçekleştirirler.
Ekinoks Törenleri Kültürden Kültüre Farklılık Gösterir
Batı ile Orta Avrupa’da yaşayan Kelt ile Germen toplumlarının pagan geleneklerinin etkileriyle Fransa, İngiltere, İspanya, Almanya, İsviçre’ye kadar uzanan “Mabon festivali” sonbahar ekinoksunda kutlanır.
Doğanın cömertliği için hasat tanrısı Mabon’a şükran sunulur. Doğa yürüyüşleri, meditasyon yapılıp ateşler yakılır. Ağaçlara adaklar asılır.
Litvanya’da yeni hasada teşekkür etmek, karanlık döneme hazırlanmak için gün batımından sonra çeşitli ateş gösterilerinde saman heykeller veya mumlar yakılır.
Çin Orta Sonbahar Festivali, orijinal adıyla “Zhongqiu Jie,”de ay dolunay haline geldiğinde Çin halkı aileleriyle bir araya gelir. Ay kekleri yiyerek ayın en parlak günlerinde dileklerde bulunurlar. Japon kültüründe de sonbahar ekinoksu civarında “Otsukimi” adı verilen Çin’dekine benzer “Ay’a Bakma Festivali” düzenlenir. Ay’ı simgeleyen pirinç kekleri ile tatlılar hazırlanıp şiirler okunur. Ay’ın güzelliği kutlanarak doğayla yeniden bağ kurulur.
Yahudi inancında ise sonbahar ekinoksu “Yom Kippur” olarak bilinen “Büyük Kefaret Günü”ne denk gelir.
Yılın en kutsal günü olarak kabul edilen Yom Kippur, ruhani bir arınma, tövbe etme fırsatı, Tanrı ile yeniden bağlantı kurma dönemi olarak görülür. Oruç tutulup dua edilir. Bu dini gelenekte bir tür iç hesaplaşma olarak yorumlanır.
Yerli bir Maya rahibi, El Salvador'da bulunan Cihuatán Arkeoloji Parkı'nda, her yıl, sonbahar ekinoksunu kutlamak için bir tören düzenler.
İngiltere’deki 4000 yıllık bir geçmişi olan Stonehenge’in ekinoks gibi gün dönümlerini işaret eden taşlarla yapıldığı bilinir. Her yıl, 23 Eylül sabahı, Birleşik Krallık’taki birçok kişi, tüm yasaklamalara rağmen, güneşin doğuşunu izlemek için günün erken saatlerinde bir araya gelir. Turgut Uyar “Ekinoks” şiirini sanki bu zamanı anlatmak için yazmıştır.
“oysa” diyordu birisi
“sabah yeniden hatırlamadır yaşamayı”
Dünya’daki tüm Türkler ise Sonbahar ekinoksunun aksine bahar ekinoksu Nevruz’u kutlarlar.
Aslında doğa ile mitoloji el ele verir, binlerce yıllık kadim bilgilerle mevsim döngülerine göre yaşamamız gerektiğini anlatırlar.