11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sosyal demokrasiyi tanımlamak gerek (2)

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Sosyal demokrat partide kadro kadar program da önemlidir. Sosyal demokrat düzenin temel yapı taşlarını oluşturacak programlar uzmanlar tarafından hazırlanmalı ve mutlaka seçmenlere kurulacak düzenin ilkeleri örnekleri ile anlatılmalıdır. Bu konuda yaşadığım bir deneyimi paylaşmak isterim. 1967-68 yıllarında Doğan Avcıoğlu'nun yayınladığı YÖN dergisinde yazılar yazıyor ve sıkca Avcıoğlu'nun bürosunu ziyaret ediyordum. Büronun duvarlarına monte edilmiş raflarda bir sürü klasör vardı. Merak edip sorduğumda," bu dosyalarda iktidar olduğumuzda uygulayacağımız hükümet programının yasa taslakları var" diye yanıtlamıştı. Avcıoğlu askerin sol bir darbe yapacağını ve kendisinin Başbakan olacağı beklentisi içinde idi. Bu program hazırlığı beni çok etkilemişti ve sonraki yıllarda bu hazırlığın önemini Ecevit'e, Baykal'a ve Kılıçdaroğlu'na anlattığım halde hiç birisinin böyle bir çalışma ve hazırlık yaptığına tanık olmadım.

İktidar ön hazırlık ister

1973 seçimlerinden sonra koalisyon hükümeti kuran CHP'nin Bakanları TBMM koridorlarında bizlerden kamu kuruluşlarına müdür ismi önermemizi istedikleri zaman CHP'nin iktidara ne kadar hazırlıksız olduğunu hüzünle izlemiş ve başarısızlığın ayak seslerini duyar olmuştum. Durum bugün de değişmiş değil ve CHP yöneticileri iktidar olmayı hayal bile etmediklerinden olacak bu yolda hiçbir hazırlıkları olmadığını biliyorum. Sağlam kadroları ve tutarlı bir programı olduğunu varsayalım bir sosyal demokrat parti nasıl iktidar olacaktır. Ülkemizin seçmeninin önemli bir çoğunluğu tutucudur. Bu tutucu kesimin köklü bir dindarlığı vardır. Sosyal Demokrat Parti din kartını kullanarak siyaset yapamaz çünkü görevi varsayılan öteki dünyada ki yaşamı değil bu dünyadaki yaşamı bireyler için güvenli yapmak, sömürüyü yok etmektir. Sosyal Demokrat Partinin temel dayanağı emekçiler ve onların örgütleri ile emeğin yandaşı aydınlar, toplumun aydınlanmasına yaşamlarını adamış yurtseverler olmalıdır. Bu kesim içinde en önemli siyasal güç kaynağı emekçiler ve onların örgütleridir. Ülkemizde geçimini emeği ile sağlayan yaklaşık 18 milyon işçi ve memur vardır. Tarım kesiminde ve kendi hesabın çalışan örgütlü kesimi de hesaba katarsak bu sayı 20 milyonu aşar. Ataerkil bir toplum olduğumuza göre be kesim bireylerinin etkileyebileceği eş oylarını da düşünürsek karşımıza Sosyal Demokrat Partiye oy verecek büyük bir potansiyel çıkmaktadır. Bu potansiyel işlenirse sosyal demokrasinin iktidarı kaçınılmaz olur.

Sosyal demokrasinin oy tabanı

Bu kesime siyasal işlerlik kazandıracak ve oylarını böyle bir partiye kim ve nasıl yönlendirecektir? Bu konuda sorumluluk öncelikle Sosyal Demokrat olduğunu savlayan partinin yöneticilerine sonra da işçi ve memur sendikalarının yöneticilerine düşmektedir. 6356 sayılı Sendikalar ve Tolu İş Sözleşmesi Yasasının sendikaların faaliyetlerini düzenleyen 26. Maddesinde "sendikalar siyasetle uğraşamaz" diye bir hüküm yoktur. Maddenin 5. bendinde,"kuruluşlar tüzüklerinde belirlenen amaçları dışında faaliyette bulunamaz" hükmünü doğru yorumlamak ve sendikaların siyasal faaliyette bulunabileceği sonucuna varmak gerek çünkü yasanın 1. Maddesi işçi sendikalarına "çalışanların ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını belirleme" görevini bir amaç olarak vermiştir. Bu amacım sadece toplu sözleşme düzeni içinde belirlenemeyeceği açık olduğundan ekonomik ve sosyal koşulların belirlendiği üst alana, yani siyasal ortama, ilişkin çalışmalar yapabilmelerini de kabul etmek gerekir.