22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Spor mu ticaret mi?

Serhat Latifoğlu

Serhat Latifoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

Dünya kamuoyunun ilgisini her zaman çekmiş olan yaz olimpiyatları bu yıl Tokyo’da düzenlendi. Hafta başında sona eren olimpiyatta 33 farklı branşta toplam 339 adet madalya dağıtıldı. Türkiye 13 madalya alarak 1948’de aldığı toplam madalya rekorunu geçti. Sporcularımız değişik branşlarda 2 altın, 2 gümüş ve 9 bronz madalya kazandı. Olimpiyatların bizim için en anlamlı anları altın ve gümüş madalya kazandıran kadın boksörlerimiz Busenaz Sürmeneli ile Buse Naz Çakıroğlu’nun Türk milletine moral veren mesajları sırasında yaşandı. Bizi gururlandıran tüm sporcularımızı tebrik ediyorum.

SPOR, SPOR OLMAKTAN ÇIKIP DEV BİR SEKTÖRE DÖNÜŞTÜ

Tokyo Olimpiyatları 15.4 milyar dolar ile maliyet anlamında dördüncü en büyük olimpiyat organizasyonu oldu. Daha önce yapılan olimpiyat organizasyonlarını maliyetlerine göre sıralarsak; Soçi Kış Olimpiyatları 50 milyar dolar, Pekin Yaz Olimpiyatları 40 milyar dolar, Londra Yaz Olimpiyatları 17 milyar dolar maliyetlerle gerçekleşmişti.

Son 20-30 yıl içinde spor sektörü gelişen ve çok karlı bir sektör oldu. Grand View Research isimli araştırma şirketinin verilerine bakılırsa dünya spor sektörünün büyüklüğü 2020 yılında 885 milyar dolara ulaşmış. Buna ilave olarak Statistica’nın istatistiklerine göre dünya spor bahis sektörünün büyüklüğü 220 milyar dolar civarında bulunuyor. Kayıt dışı olarak oynanan bahisler bu rakamın içinde değil. En az bir o kadar da eklersek toplam bahis sektörü büyüklüğünün 450 milyar dolar civarında olduğunu söyleyebiliriz. Bunların yanı sıra 168 milyar dolarlık spor malzemeleri piyasası 22 milyar dolarlık spor yayıncılığı ve hakları piyasası gibi çok sayıda alt sektör var. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda 1.3 trilyon doları aşan bir piyasa karşımıza çıkıyor. Bu rakamların dışında dolar milyarderi ve milyoneri olmuş çok sayıda sporcu bulunuyor. Dünyanın en zengin üç sporcusu ve tahmini varlıkları şöyle; Vince McMahon 2.2 milyar dolar, Ion Tiriac 2 milyar dolar, Michael Jordan 1.9 milyar dolar. Sonuç olarak kapitalizm el attığı spor sektörünü kendisi için oldukça karlı bir alan dönüştürmeyi başarmış durumda.

HAREKETLERİ KISITLI VE SPOR YAPMAYAN BİR DÜNYA

DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) raporuna göre gençlerin yüzde 80’i yeterli oranda hareket etmiyor. Hareketsiz bir hayat sürdüren ve fiziksel egzersiz yapmayan insanlar uzun vadede ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşıyorlar. Kötü beslenme, şehirlerin kısıtlayıcı yapısı ve yoğun çalışma hayatı insanların fiziki hareketlerini kısıtlıyor. İş dünyası dergileri sürekli olarak düşen verimliliğe çare arayan fikirler ve makalelerle dolu. Günde en az 10 saat çalışan, fazla mesaiye kalan, işe mümkün olduğunca özel araçlarıyla veya servisleriyle ulaşan, evde yorgun argın TV başına kurulan emekçilerin verimli olması beklenemez. Sonuç olarak büyük spor piyasasının varlığına rağmen insanlar yeterli oranda spor yap(a)mıyorlar. Sportif başarılar elde eden ülkelerde de zayıf performans gösteren ülkelerde de bu tablo aşağı yukarı aynı.

SPORTİF ‘BAŞARI’ MI YOKSA SAĞLIK MI?

Madalya sıralamasında ilk üçe baktığımızda; ABD 39’u altın olmak üzere toplam 113 madalya, Çin 38’i altın toplam 88, Japonya 27’si altın toplam 58 madalya almış. Sıralamanın tamamı bizi şu sonuca götürüyor; genel olarak ekonomik gücü yüksek olan ülkeler daha çok sayıda madalya alıyor.

Fakat burada Çin’in durumunu ayırmakta yarar var. Çin’de devlet bireylerin düzenli egzersiz yapmasını teşvik ediyor. Çin devleti, vatandaşlarının sağlık standartlarının yükseltilmesi için 1995 yılında ‘Fiziki Sağlık Yasası’ çıkartmış. Bu yasa kısa sürede meyvelerini vermeye başlamış. Bugün Çin’de nüfusun yüzde 34’ü her yaş gurubundan olmak üzere düzenli olarak spor yapıyor. Spor kulüplerine veya spor salonlarına katılım oranı ise yüzde 61. Maddi durumu ne olursa olsun her vatandaş spor yapma olanaklarından eşit oranda yararlanıyor. 2018 yılında yeni bir yasa ile vatandaşların fiziki aktivitelerinin bir telefon uygulaması vasıtasıyla daha da geliştirilmesi amaçlanmış. Çin devleti bu uygulama vasıtasıyla yapay zekâ ve büyük veri kullanarak vatandaşların zamanlarını daha etkin kullanmasını ve fiziki egzersizlere ayırdığı zamanı artırmasını amaçlıyor. En çok madalya alan ABD’de ise düzenli egzersiz yapan vatandaşların oranı yüzde 19’dur. Yoksulların egzersiz yapma oranı yüzde 10’larda, varlıklıların egzersiz oranı ise yüzde 34’lerde bulunuyor. Yani toplumun önemli bir kısmı spor tesislerine erişemiyor, spor yapmıyor veya yapamıyor. Sonuç olarak madalya başarısı toplumun spora katılımının bir göstergesi değil.

TÜRKİYE’NİN OLİMPİYAT BAŞARISI TESADÜF DEĞİL

2002 yılında 848 bin kişi olan lisanslı sporcu sayısı 2018 yılında 5.7 kat artarak 4.9 milyon kişiye ulaştı. Özellikle futbol dışındaki branşlarda lisanslı sporcuların sayısının artışının daha da yüksek olduğu ve okçuluk, boks gibi branşlarda desteğin arttığı gözlemleniyor. Fakat Türkiye’de vatandaşların spor yapma olanakları hala oldukça kısıtlı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın geliştirdiği mahalle tipi spor tesisleri girişimi olumlu bir adım. Hem gençlerin hem de orta yaşlı ve yaşlı tüm vatandaşların yararlanacağı tesisler sporun gelişimine önemli bir katkı sağlayacaktır.

Ancak bu girişimin Türkiye’nin tüm ücra köşelerine kadar yaygınlaştırılması gerekir. Halen iki bin civarında tesis bulunuyor. Türkiye’de 32 bin adet mahalle olduğunu göz önünde bulundurursak mevcut tesislerin ihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğu aşikâr. Ayrıca gençlerin spor yaparak büyümesi için okullarda daha geniş kapsamlı planlar çerçevesinde spor yapma olanaklarının artırılması ve kulüplerin kurulması yeni Busenaz’ların yetişmesine önemli bir katkı sağlayacaktır. Yazıyı Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sporla ilgili sözüyle sonlandıralım; ‘Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur’.

https://www.aa.com.tr/tr/spor/turkiyede-lisansli-kadin-sporcu-sayisi-25-kat-artti/1756702

https://www.beijingcitylab.com/projects-1/36-physical-activities-in-china/

https://www.grandviewresearch.com/industry-analysis/sports-analytics-market

https://sgb.gsb.gov.tr/Public/Edit/images/SGB/012014/2018-2022%20Stratejik%20Plan.pdf

https://wealthygorilla.com/top-20-richest-athletes-world/