21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Stadyumların diktatörler yasası

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

“FUTBOL HİÇBİR ZAMAN SADECE FUTBOL DEĞİLDİR”
Diktatörlüklerin tunç yasası var, yıkılışları stadyumlardan başlıyor.
İspanya’nın faşist diktatörü Franko’ya, Şili diktatörü Pinoşe’ye halk, stadyumlarda kırmızı kart göstermiş. Sonları biliniyor.
Doğan Koloğlu, çok güzel söylemiştir: “Futbol, hiçbir zaman sadece futbol değildir.” Ta Roma’dan, Bizans’tan beri, zorbalık rejimleri, halkı oyunlarla efsunlamak için devasa stadyumlar inşa etmişlerdir. Ama o stadyumlar, o zorbalara isyan etmiştir. Koloğlu, başkaldırı örneklerini çok güzel anlatır. Metin Tükenmez’in Kaynak Yayınları’ndan çıkan futbol kitabından okuyabilirsiniz.

KISMET ARENA’YA İMİŞ
Tayyip Erdoğan’ın kısmeti Arena imiş. Fenerbahçe, Beşiktaş, Karşıyaka, Trabzon, Bursa, Ankaragücü, Gaziantep, Diyarbakır vb. maçlarına da gidemez. Stadyumlar, öyle Ergenekon, Poyrazköy, Kafes, Balyoz tertipleri gibi kurgulanacak alanlar değildir. Oralarda denetlenemeyen halk vardır. Cumhuriyet yıkıcıları için her yer Arena’dır. Türkiye’yi pazarladıklarını söyleyenler, naylon kıtaların değil, halkın olduğu her yerde, ıslıklanacaktır ve avanesini toplayıp kaçmak zorunda kalacaktır.
GS-Hamburg maçı, ilk ihtardı onlara. Arkasından basketbol seyircisi, “Dağ başını duman almış” dedi. 12 Eylül 2010 akşamı, dünya ikinciliğinin sevincini bıraktı; dünya şampiyonu olan ABD’nin Sözleşmeli Personelini yuhladı.
Dalkavukluğu karakter haline getirenler, Arena’yı dolduran 40 bin yurttaşı ayıplıyorlar. Türkiye’de, “ABD bana BOP Eşbaşkanlığını verdi” diye 34 kez söyleyen iktidar sahibi varsa, en büyük ayıp onu alaşağı etmemektir.

UCUBE ÇARPTI
Tayyip Erdoğan, yalnız Arena stadyumunu değil, Atatürk’ün Türkiyesini düşman olarak görüyor. Çağdaşlık adına ne varsa, haritasından silmiş. “Heykeli Karşıyaka alsın diksin” diyor. Karşıyaka onun yurdu değil çünkü. Tekeller, Sümerbanklar, Tüpraşlar, madenler, limanlar, onun yurdu değildir. Üniversitelere ve gençliğe kin duyuyor. Birbirine 44 santim yaklaşan kız ve erkek öğrenciyi elinden gelse cehennem ateşlerine atacak. Diyarbakır’a hapisaneler vaat ediyor.
Yalnız tarikat ağları, çaput bağlanan türbeler, şehzadelerini boğduranların muhteşem sarayları, cemaat yuvaları, yağmalanan araziler, ülkeyi “üçe kapatan” mafyaların karanlık dehlizleri, CIA tarikatçısı Hikmetyar’ın dizinin dibi, onların yurdudur. Özgür yurttaşların Türkiyesi, onların yurdu değildir.
Tayyip Erdoğan’ı ucube çarptı. Üreten, yaratan, aydınlatan Türkiye çarptı. Atatürk Devrimi’ne meydan okumuştur ve cevabını almıştır. Bu kez, halkın yuhlarından kaçabilmiştir; ama Cumhuriyet yargısından kaçamayacaktır. Cumhuriyeti yıkma faaliyetinin odağı haline gelmek neymiş, memleketi “Üçe kapatma”nın cezası nedir; bunların hepsini görecektir.

HER YERDE ERGENEKON HAYALETİ DOLAŞIYOR
Abdullah Gül’ü uyarıyorlar; “Arena’ya gelme” diyorlar. O, kader arkadaşını terk ediyor; kaderine itiyor. Diğeri, uyarılara aldırmıyor. Düşeceği ata binmek, maceracı kişiliğinin kaçınılmaz eylemi. Ama artık anlamışlardır; halkın karşısına çıkamayacaklardır.
Korku, büyük suçluların hayat arakadaşıdır. Vatana ve millete karşı suç işleyenler, her yerde adaletin hayaletini görürler. Marks, Komünist Manifesto’ya şöyle başlıyordu: “Bütün Avrupa’da Komünizm hayaleti dolaşıyor.” Tayyip Erdoğanlar da, her yerde “Ergenekon hayaleti” görüyorlar. ABD güdümülü Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin efendileri, artık kendi gölgelerinden bile korkuyorlar.

DELİĞE HALK SÜPÜRECEK
Cüneyt Zapsu, ABD’li efendilerine yalvarıyordu, “Tayyip Erdoğan’ı deliğe süpürmeyin, kullanın” diyordu. Onlar şunu hesap edemediler: ABD’nin kullandığını, halk deliğe süpürür. Tayyip Erdoğan’ları deliğe süpürme yetkisi halkındır. O yetki kullanılmaktadır. Bu, bağımsız yaşama savaşıdır. Cumhuriyet savaşıdır.

“SENİ SEVMEYEN ÖLSÜN”
Kanı sarı kırmızı akan Mehmet Sabuncu’nun bana kızması pahasına buraya yazıyorum. Arena’nın açılış günü, “Arena stadyumu Tayyip Erdoğan’ı yuhlamazsa, GS taraftarlığından istifa ederim” dedim. Galatasaray sevdalısı Deniz Yıldırım da, koğuşta “Büyük risk aldın” dedi. Ama biliyorum, bu halk zorbalara boyun eğmeyecek.
Galatasaray seyircisi, 14 yıllık şampiyonluk hasretinin sonunda, takıma “Seni sevmeyen ölsün” diye ilanı aşkta bulunuyordu. Ben de Silivri kal’asından, Arena’daki 40 bin yurttaşımın kişiliğinde Türkiyemizin “zincire vurulamayan” halkına aşkımı ilan ediyorum:
Seni sevmeyen ölsün!
www.doguperincek.info