Stokçuluk ve karaborsa tehlikesi!
Geçen gün Karaköy Güllüoğlu Baklavaları firmasının sahibi Nadir Güllü ile konuşuyorduk. Kendisine fıstıktaki anormal fiyat artışlarını sordum. Bir sordum bin ah işittim...
"Geçen yıl rekoltenin düşük olması nedeniyle 2013 Ağustos hasadında ciddi stok yapıldı. Bu stoku yapanlar üreticiden aldıkları fıstığı stoklayarak fiyatların artmasına neden oldular. Bugün "boz içi" dediğimiz baklavalarda kullandığımız Antep fıstığının kilosu 80-85 TL'ye çıktı. Oysa fiyatın 50 TL civarında olması gerekiyordu. Bu baklava maliyetlerimizi artıracak ve satış fiyatlarına yansımasına neden olacak. Gerçi biz bunu henüz yansıtmadık. Stokçuluk ve karaborsa devam ederse mecbur kalacağız. Bu konuya devletin el atması gerektiğini her vesile ile söylüyoruz. Bu karaborsa olayı ancak geçici ithalat ile çözülebilir."
STOKÇULUK GERİ GELDİ
Ayrıca Gaziantep'te bulunan fıstık tüccarı Mehmet Kanarile de görüştük. Ona da aynı soruları yönelttik. Verdiği cevaplar ciddi tehlikeyi işaret ediyor.
1- Türkiye'nin fıstık ihtiyacı yıllık 100 bin ton. Rekolte düştüğünde aradaki fark kaçak olarak geliyor. Eşek sırtında veya küçük kamyonetlerle rüşvet verilerek içeri sokuluyor.
2- 2013'de mal az olunca stokçular türedi. Üstelik bunlar tarım ve gıda işleri ile uğraşan insanlar değil. Örneğin avukat parası var; geldi fıstık aldı ve depoladı. Bu stokçular piyasada fiyatları suni olarak yükselttiler.
3- Şu anda kuru kırmızı kabuklu fıstığın (bu fıstık kavlatılıp tuzlu fıstık haline getiriliyor) kilosu 15 TL civarında olması gerekirken 25 TL'ye fırladı. Baklavada kullanılan boz içi fıstığın (bir ay önce toplanarak ham haliyle değerlendirilen fıstığa boz içi fıstık denir) kilosu ise 50-60 TL civarında olması gerekirken 85 TL'ye çıktı. Bütün bunlar stokçuların yüzünden.
4- Bu stokçuluk ve kaçak ithalat fıstığın kayıt dışına çıkması demek. Bundan devlet büyük vergi kaybı yaşıyor. Biz tüccarlar olarak kiloda yüzde 5'e varan zirai stopaj ve diğer kanuni yükümlükleri ödüyoruz. Stokçular ve kaçak ithalatçılar ise büyük vurgun vuruyorlar.
5- Bunun çözümü geçici ithalattır. Belli bir süre için ithalata izin verilir veya kota uygulanarak ithalat yapılırsa stokçuluğun ve kaçak ithalatın önü alınır.
Devlet neden bu konuya duyarsız kalıyor, sorumuza Mehmet bey ilginç bir cevap veriyor: "Devlet bizim, Millet bizim. Herhalde bir hesap yapıyor."
Antep fıstığında durum böyle...
AKP EKMEĞİMİZE EL ATTI!
Fındık ve buğdayda da durum feci. Fındık yüzde 75, buğday yüzde 30 zamlanmış durumda. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, şartları bahanesiyle yapılan stokçuluğun buğday, fındık e Antep fıstığınfiyatları yükselttiğini, sanayicinin de yakın bir zamanda bu ek maliyeti ürün fiyatlarına yansıtmaya başlamak zorunda kalacağını söyledi.
Kopuz "buğday bugün geldiğimiz noktada yüzde 30 zamlı. Yarın belki bu yüzde 40-50'ye çıkacak, gidişat oraya doğru. Bu ortamda ekmeğe de zam gelir"açıklaması ile bize dar gelirli ve yoksul vatandaşların temel gıda malzemesi olan ekmekte fiyatların artacağı tehlikesini vurguluyor.
Enflasyonun yüzde 10'a yaklaştığı bir dönemde bu fiyat artışları ile enflasyonun ve faizlerin aşağıya inmesi nasıl sağlanacak, doğrusu bu durum bizde kaygı yaratıyor. Ekonomide kırılganlıklar yetmedi, AKP bir de ekmeğimize de el attı...