16 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şu Orhan Pamuk’un... -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Şu Orhan Pamuk’un adam olma ihtimali yok!... Kendi çıkarına olmayacaksa, yaralı parmağa bile işemez. Her hareketi hesaplı ve kitaplı. Tıpkı bir borsacı gibi. Borsalı filmlerde görülen, gözü dönmüş simsarlar gibi.

Hürriyet gazetesinin (31.07.13) yazdığına göre, “ABD’nin önde gelen liberal siyaset ve sanat dergilerinden The New Republic, son sayısında yazar Orhan Pamuk’la yapılmış bir röportaj” yayınlamış. Pankaj Mishra adında tanınmış bir yazar yapmış söyleşiyi. Laf lafı açmış, laf gelip Gezi Parkı iskelesine dayanmış. Ve almış sazı eline bizim Orhan Pamuk. (Ancak, dikkatinizi çekmek için bazı yerleri siyahla yazdıracağım.)

Bakalım ne eyitmiş?

“Taksim ve Gezi Parkı olaylarıyla gördüğümüz şey kısmen şudur: Bir ülke zenginleştikçe bireysellik duygusu güçlenir. O ülkeyi eski otoriter yollarla idare edemezsiniz. Erdoğan’ın yaptığı gibi medyayı kontrol etseniz bile, bireyler sokağa çıkar ve parklarda ayaklanır. Bu gösteriler organize değildi. Siyasi partiler bunu yönetmeyi başaramadı. Herkes sınırlarını bilirse ılımlılar ve modern birey aynı toplumda birlikte yaşayabilir. Burada sorun Erdoğan’ın eski moda, 1930’lardan kalma bir lider gibi hareket etmeseydi... Her şeyi yapan, her şeyi idare eden... ‘Benim yüzde 50 oyum var, çenenizi yapatın’ diyen. Evet yüzde elli oyun var ama karşınızda tamamen sizin gibi olmayan 72 milyon insan var. Taksim olayları Erdoğan’a ya da gelecekte Türkiye’yi yönetecek herhangi bir lidere veya dünyanın bu bölgesindeki her hangi bir kişiye şunu söylemenin en iyi yoluydu. Bir siyasi programları ya da partileri olmayabilir ama dışarı çıkıp etkileyici bir ‘hayır’ derler. Bu beni mutlu etti.”

***

Nereden baksan içi boş laflar! Orhan Pamuk, zelzele, sel, yangın felaketlerinden sonra bölgeye giden Ajda Pekkan türünden ‘obje”lere benziyor. Kirli yüzlü çocukları kucaklarına alırlar; okul ya da dispanser yaptırma sözü verirler, hatta bunun için konser turnesi yaparlar ama verdikleri sözü tutmazlar.

Böyle işte, Türkiye’de önemli bir şey olunca dışarıdaki ajansı basında bir şeyler ayarlar, Orhan Pamuk o konuda kemküm eder ve yarım akıllı Türk basını hemen üzerine atılır.

Orhan Pamuk’un laflarını okudunuz, dişe dokunur ne demiş acaba?

1.Siyasi partiler bunu yönetmeyi başaramadı:

CHP direnişle ilgili olayları gölgelememek için elinde geleni yaptı. Resmen bir tavır almadı, ama milletvekilleri her yerde tanıklık ve kalkanlık nöbeti bekledi. Kitlelerle arasındaki mesafe daraldı, soğukluk azaldı. TBMM’de gerekenleri yaptı. Yani üzerine düşeni yaptı.

İşçi Partisi, Gezi direnişini bütün Türkiye’de destekledi. Türkiye Gençlik Birliği, bütün Türkiye’de direnişe anlam getirdi ve bilinç aşıladı.

Kendilerinin de itiraf etiği gibi Gezi olayları dolayısıyla şapa oturan, bunalım geçiren, sabuklamaya başlayan ve nemrutlaşan AKP oldu.

Bunları görecek gözün, anlayacak kafan, söyleyecek ağzın yoksa neden meydana çıkıp konuşuyorsun bre fırsat düşkünü?!

2. Ilımlılar ve modernler:

“Modernler”e eskiden “laikçiler”, “batı taklitçileri”, “tepeden inmeciler” gibi laflar ederdi. Hoşgörüden nasibini almamış fanatikler muamelesi ederdi. Şimdi “müşteri” muamelesi ediyor.

“Ilımlılar” da kim Allahaşkına? Anladığım kadar AKP’nin temsil ettiği ve “muhafazakarlar”, “dindarlar”, “mütedeyyinler” olarak tesmiye ettiği fanatik İslamcılar. Neresi ılımlı bunların? Anlayamıyorsan, dışardaki müttefiklerine bak: Müslüman Kardeşler, Selefiler, El Kaide, Hamas... Bunların neresi ılımlı? AKP tarikatı Suriye’de kimleri destekliyor, silah ve para yardımı yapıyor? Bunların ılımlılıkla ne ilişkisi var?

Orhan Pamuk bu gerçeklerin üzerini kapatıp ortaya konuşuyor.

3. 1930’lardan kalma bir lider:

30’lardan kalma lider kim? Hitler, Mussolini, Salazar, General Franko, Stalin. Bunlar ve bunlardan biri olabilir mi? Olamaz, çünkü o “lider”in Türk olması gerekir. Orhan Pamuk, R.T. Erdoğan’ı neden Hitler ya da Stalin’e benzetsin? Benzese benzese Atatürk’e benzer (!).

30’ların lideri Mustafa Kemal Paşa, 20’lerde, arkadaşlarıyla birlikte Cumhuriyet’i kurmuştu. Daha sonra 20’lerin ortasında itibaren ve 30’larda Cumhuriyet devrimlerini yaptılar.

Orhan Pamuk, Cumhuriyet’in halka danışmadan yapıldığını iddia eder. Harf Devrimi’nin geçmişle göbek bağımızı kestiği için bir kültürel felaket olduğunu ileri sürer. Kılık ve kıyafet devrimine karşıdır. “Demokrasi” getireceğini sandığı için AKP tarikatını ve Erdoğan’ı desteklemiştir.

Orhan Pamuk’un Cumhuriyet ve devrimlerine itirazı Şeyh Said’in, Said Nursi’nin ve bunların hempalarının itirazlarıdan farksızdır. Tam anlamıyla bir mürteci itirazıdır.

***

Orhan Pamuk’un Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nda ve Anadolu’nun 70 küsur ilinde toplanan insanlarla (Bireysel özgürlükçüler, çevreciler, insan hakları savunucuları, Kemalistler, cumhuriyetçiler, ulusalcılar, sosyalistler, komünistler, eşcinseller, ırkçılık ve ayrımcılık karşıtları...) herhangi bir ortaklığı olduğunu sanmıyorum. Yanılıp şaşıp onların yanına gitseydi, soğuk karşılanırdı.

Anadolu’daki direnme alanlarında yuhlanırdı, kovalanırdı.

Orhan Pamuk’u “Mutlu eden!” bu insanlar, sadece R.T. Erdoğan’a değil, aynı zamanda, liberallere, neo-liberallere, müflis ve dönek solculara, kalemini iktidara satmış ya da kiraya vermiş yazarlara ve bizzat Orhan Pamuk’a ve benzerlerine karşıdırlar.

***

Orhan Pamuk, Silivri ve Balyoz davalarıyla ilgili kararlar hakkında ne düşünüyor acaba? Ben şahsen merak etmiyorum ama ortaya konuşuyorum.

Taksim ve Gezi parkı hakkında konuşan “adam”, Silivri ve Balyoz davaları hakkında konuşmaz mı, uluslararası imza kampanyası açmaz mı?

Ha galiba Baser Esad aleyhine bir kampanya açmıştı...