Suç ve Ceza
Dünyaca ünlü Rus roman yazarı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821 - 1881) psikolojik roman ve felsefi roman edebiyattın öncülerindendir. İnsan olgusunu bütün yönleriyle, ayrıntılı bir şekilde ele almış ve romanlarında başarıyla kullanarak dünya edebiyatındaki haklı yerini almıştır. Dostoyevski’nin yaşamına baktığımızda da, çocukluk yıllarından itibaren başlayarak hayatının çeşitli dönemlerinde karşılaştığı olayların psikolojik etkilerini, kaleme aldığı bütün çalışmalarında yer yer ortaya çıktığını duyumsuyoruz. İnsan ruhunu iliklerimize kadar hissettiğimiz; İnsancıklar (1846), Beyaz Geceler (1848), Netochka Nezvanova (1849), Ezilenler (1861), Ölüler Evinden Anılar (1862), Yeraltından Notlar (1864), Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1867), Budala (1869) ve Karamazov Kardeşler (1881) adlı romanları, bu anlamda yazarı rakipsiz bırakıyor.
Henüz 11 yaşında, Halid Ziya Uşaklıgil’in ‘Aşk-ı Memnu’ romanı ile başlayan profesyonel okurluğuma yüzlerce kitap sığdırmışlığım vardır. Dünya ve Türk edebiyatının klasik sayılabilecek ne kadar çalışması varsa, hepsinin gözümün önünden bir bir geçtiğini ve hayatta yapabilmekten gurur duyduğum en önemli yeteneğimin, iyi bir kitap okuyucusu olduğumu bilmekten geçiyor. Rus edebiyatının dünyaca ünlü yazarının, hemen hemen bütün romanları da, bu profesyonel okurluğumun bir parçası oldu. Olmakla kalmadı, zihnimde hak edilmiş ayrıcalıklı bir yerin de sahibi oldu. Çeşitli dönemlerde gerçekleştirdiğim Rusya gezilerimde, Rus Tiyatrosu’nun seçkin toplulukları tarafından sahnelenen, yazarın ölümsüz çalışmalarını, sahne üzerinde de izleme ayrıcalığını yaşadım. Dostoyevski’nin eşsizliğine ve ulaşılmazlığına bir kez daha hayran oldum.
Suç ve Ceza adlı çalışması da ünlü yazarın doruktaki birkaç romanından biridir. Dostoyevski, bu romanında bir Rus aydını olan Raskolnikov’un kendi doğrusu adına işlediği cinayetleri ve vicdanıyla hesaplaşmasını konu edindi. ‘Özgürlük yolunda insanın hangi ‘eşikleri’ aşabileceğini, kötülüğün sınırının nerede başladığını sorgulayan, erdemle vicdan arasında sıkışıp kalan iç dünyalara ışık tutan, bir suçun psikolojik kaydı niteliğindeki bu eşsiz çalışma’ ilk olarak 1866 yılında Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde on iki ayda yayımlandı. Dostoyevski’nin beş yıl süren Sibirya sürgününün dönüşü yazdığı, tam uzunluktaki ikinci romanıdır.
Suç ve Ceza romanın ortaya çıkışında, yazarın 1849 yılında başına gelen idam cezasının etkisi büyüktür. 23 Nisan 1849 tarihinde ağabeyininde aralarında bulunduğu sekiz arkadaşı ile birlikte tutuklandı. Ölüm cezasına çarptırıldı ve tam kurşuna dizilmek üzerelerken af kararı çıktı. Sibirya’da ki Omsk Kalesi’ne sürüldü. Dostoyevski sürgün yıllarında, başka bir dünyayı yakından tanıma fırsatını bulmuş ve yaşadıklarını yapıtlarına taşımıştır. Suç ve Ceza, Rus yazarın ‘olgunluk’ döneminin ilk büyük romanı olarak kabul edilir. Dostoyevski, küçük bir otel odasında ve kötü bir ekonomik durumla yazdığı romanında, betimlediği ana karakteri ile aynı atmosferi sayfalarına taşımıştır. Raskolnikov’un çok ünlü bir edebiyat karakterine dönüştüğü roman, aynı zamanda psikologların ve hukukçuların ilgisini çekecek düzeyde araştırma ve incelemeye konu olmuştur. Kitabın eksen kişilerinin derinliği, romanın başarısını üst düzeye taşımaktadır. Suç ve Ceza, bir roman kahramanının okunması gereken tragedyasıdır.
Hülya Arslan’ın Rusça aslından Türkçe’ye olağanüstü çevirdiği ‘Suç ve Ceza’ adlı roman, iki cildi birarada ve ciltli olarak Koridor Yayıncılık tarafından yeniden basıldı. Kitap elime ulaştığında çocukluğuma doğru düşsel bir yolculuğa çıktım. Dostoyevski’nin doruktaki yalnızlığına hayranlığımı dile getirmek istedim.
Suç ve Ceza
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Koridor Yayıncılık
Çeviri: Hülya Arslan
İlk Baskı Yılı : 2018
Sayfa Sayısı : 672
Dil : Türkçe