21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suç ve Ceza ve İmamoğlu

Sezer Özseven

Sezer Özseven

Site Yazarı

A+ A-

Türkiye birkaç gündür İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun işlediği suça verilen cezayı konuşuyor. Dünya üzerinde 200’den fazla ülke var. Acaba hangisinde işlenen bir suça verilen ceza “mağduriyet” oluşturuyordur?

Ceza kanununda tarif edilen suçu işleyen kişilerin yine ceza kanununda tarif edildiği şekilde cezalandırılması temel bir vatandaşlık bilgisidir.

Birini öldürürseniz ya da bir evi soyarsanız suçlu olursunuz ve cezalandırılırsınız. Mağdur, öldürülen ya da evi soyulandır. Suç ve suçu işleyen sabitse katilin ya da hırsızın mağdur olduğuna pek rastlanmaz.

Ancak yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, kamu görevlilerine hakaret eden bir belediye başkanı, bu hakaretinden dolayı ceza aldığı için mağdur ilan ediliyor. Dillerinden “hak, hukuk, adaleti” düşürmeyen kimileri, “Hükümet bizi bastırmak için bu cezaları veriyor.” derken kimileri de “Bu ceza yüzünden muhalefet mağduriyet algısı oluşturuyor.” diyor. Ancak Vatan Partisi dışında kimse “Suç işleyen ceza alır.” gerçeğini yerli yerine koyamıyor.

TÜRKİYE’Yİ KÜFÜRBAZ HAYDOLAR MI YÖNETECEK?

90 nesli Küfürbaz Haydo karakterini iyi bilir. Bir çizgi film karakterine küfürlü dublaj yapılarak yaratılan bir karakterdir. Ağzından küfür düşürmemesiyle bilinir.

Türkiye’de sistemin çürümesiyle birlikte siyasette Küfürbaz Haydolar çoğaldı. Siyaset dili o kadar kirlendi ki bırakalım nezaketli bir dil kullanmayı, siyasetçiler ağızlarından küfrü düşürmüyor. Birbirlerine “sürtük, cibiliyetsiz, ahmak, it” gibi kavramlarla hitap eden siyasetçiler, Meclis'te çözümleri yerine yumruklarını konuşturan milletvekilleri çürüyen sistemin bir gerçeği.

ABD’nin 2023 seçimlerindeki cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da bu çürüyen sistemin bir sembolü. “O valiye söyleyin itlik yapmasın.” sözüyle de hatırlanan İmamoğlu, son olarak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine ahmak dediği için ceza aldı. Bırakalım mahcup olmayı ya da özür dilemeyi, ceza aldığı için kendini mağdur ilan etti.

Türkiye gibi bir ülke, Türk milleti gibi bir millet bu Küfürbaz Haydolar tarafından yönetilmeyi hak etmiyor.

KENDİ OMUZLARIMIZIN ÜZERİNDE KENDİ BAŞIMIZI TAŞIYALIM

Türkiye’de bir kesim aylardır Altılı Masa'nın adayı kim olacak diye tartışıyor. Biz de dedik ki: Boşuna tartışmayın, Altılı Masa'nın adayını ABD belirleyecek. Öyle de oldu. Kılıçdaroğlu ABD’yi, İngiltere’yi tavaf etti, emperyalistleri adaylığına ikna etmek için... Aydınlık, ABD’nin Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını düşündüğü için üstünü çizdiğini uzun süredir vurguluyor. Kılıçdaroğlu’nun Almanya ziyareti sırasında, Akşener - İmamoğlu ikilisinin,  yargı kararını kullanarak atak yapması Altılı Masa'nın adayını da tayin etti.

Şimdi Altılı Masa'nın tabanını oluşturan yurttaşlarımızın kendilerine şu soruyu sorması beklenir: ABD’nin raporlarında “Erdoğan’ın rakibi” olarak tarif ettiği, İngiltere ile derin ilişkileri bulunan, Süleymancıları İBB’ye dolduran, HDP-Demirtaş sevici, çürüyen sistemin ağzı bozuk siyasetçisi İmamoğlu’nu sırtımızdan atacak mıyız atmayacak mıyız?

Evet, Türkiye’nin sorunları var. Ancak bu sorunları ABD’nin başımıza tayin ettiği bir adayla çözemeyiz. ABD’nin masa üzerinde oynattığı kuklalar masanın tabanına seçim hakkı bile vermiyor. Kendi omuzları üzerinde kendi başlarını taşıma fırsatı bile vermiyorlar. Onların omuzlarına dışarıdan başlar atıyorlar. Eskiden göstermelik bile olsa ön seçimler yapılırdı, şimdi onlar bile yapılmıyor sistem partilerinde. Altılı Masa'nın tabanı bu hakarete daha ne kadar katlanacak?

ANKETLERDE 1. SIRA: HİÇBİRİ DİYENLER

Aynı soru tüm Türk milleti için de geçerli. Türk milleti, AK Parti ve Altılı Masa arasında tercih yapma zorunda bırakılma yükünü üstünden atacak mı? Anketlere göre Türk milleti iki seçeneği de reddediyor. “Hiçbiri” diyenler anketlerde yüzde 40-50 oranlarıyla birinci sırada çıkıyor.

Bu siyasi kuşatma içerisinde hiçbiri demek, aslında Türk milletinin sistemin dışına çıkma eğilimini gösteriyor. Böyle süreçler de sistemin dışında duran partilerin sivrilmesi için fırsatlar doğurur.

Vatan Partisi yaklaşık 2 hafta önce yaptığı kurultayında cumhurbaşkanı adayını tüm üyelerinin katılımıyla belirledi. Vatan Partisi, tüm yurttaşlara kendi omuzları üzerinde kendi başını taşıma fırsatı sunuyor. Hiçbiri diyenlere bir seçenek sunuyor. Türkiye 2023 seçimlerine giderken Atlantik seçeneği ile AK Parti’nin çözümsüzlüğü arasında sıkışmayacak.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları