Şükrü Saracoğlu, Fenerbahçe ırkçılık ve Varlık Vergisi (15)
Ülkenin şu anda içinde olduğu dehşetengiz durumun sorumlusu AKP, AKP'yi destekleyen TC vatandaşı İslamcılar, Müslüman Kardeşçiler, Vahabiler, Selefiler olduğu kadar Varlık Vergisi'nin Yahudi ve azınlık düşmanı ırkçı bir yasa olduğunu iddia edenlerdir. Varlık Vergisi Kanunu'nun ırkçı bir yasa olduğu iftirasını savunanların neredeyse tamamı 2002'den sonra en azından 10 yıl AKP iktidarını desteklemişlerdir.
Üstadımız Cahit Kayra öyle kuru kuruya iddia olmaz, iddianızı belgelerle kanıtlamanız gerekir diyor ve aşağıdaki koşulların yerine getirilmesini istiyor:
***
a) Savaş sırasında Türk Dışişleri görevlileri tarafından Fransa'dan, İtalya'dan, Almanya'dan, Adalardan (Rodos'tan), bazılarının sürüldükleri Temerküz kamplarından kurtarılarak Türkiye'ye getirilmiş olan Yahudilerin adları ile bunların Türkiye'de savaş sırasında ne yaptıkları konusunda ayrıntılı cetveller çıkarılması,
b) Alman işgali sırasında Türkiye'ye sığınan Yahudilerin ve Yunanların adları ile nitelikleri ve bunlar hakkında Türkiye'de yapılan işleri gösterir ayrıntılı cetveller hazırlanması,
c) Varlık Vergisi kapsamında Bedeni Mükellefiyet'e tabi tutulanların listesinin ve bu listedeki mükelleflerin tahakkuk eden ve tahsil edilen vergilerinin, hangilerinin hiç vergi vermediklerinin, bu mükelleflerden ölenlerin, neden, nerede, nasıl öldüklerinin ayrıntılı şekilde bir cetvelde gösterilmesi,
d) Kendilerine tarh edilen vergiyi ödeyenlerden ve Bedeni Mükellefiyet'ten dönenlerden hangilerinin işlerine devam ettiklerinin ve bugün ne durumda olduklarının saptanması,
e) Kırsal kesimde uygulanan vergilendirmede bütün Toprak Mahsulleri vergi mükelleflerinden, Hayvanlar Vergisi mükellefleri ve yol mükellefiyetine tabi tutulan vatandaşlardan Varlık Vergisi'nde olduğu gibi teker teker (Türk, Yahudi, Rum, Ermeni vb. olarak) yapılan tahsilatın listesinin çıkarılması,
f) Toprak Mahsulleri, Hayvanlar Vergisi ve Yol Mükellefiyeti'ne tabi tutulan vatandaşlardan (Türk, Yahudi, Rum, Ermeni vb. olarak) vergilendirme sırasında kaç kişinin öldüğünün ve ölüm nedenlerinin (Açlık, Sıtma, Verem vb.) saptanması,
g) Toprak Mahsulleri Vergisini ödemeyen köylü mükelleflerden kaç kişinin hapis yoluyla ödemeye zorlandıklarının listenin çıkartılması,
h) O günün koşulları içinde, milyonluk ordunun tümü ile bütün vatandaşların (Türk, Yahudi, Rum, Ermeni vb. olarak) ihtiyaçlarını karşılamak üzere başvurulan ödemeler sırasında yalnız Ereğli Kömür Madenleri'nde ölen 419 kişinin, yaralı ve hasta oldukları saptanan ve bu yüzden ölen vatandaşların adları ile kimliklerinin saptanması (ve alınacak sonuca göre bu konu hakkında ne yapılabileceğinin düşünülmesi),
ı) 1940'lı yıllarda, savaş sırasında:
1. Türkiye'de ne kadar azınlık olduğunun (Yahudi, Rum, Ermeni vb. olarak) ve bu vatandaşlar hakkında ne gibi ayrıcalıklı işlemler yapıldığının saptanması,
2. Savaş sırasında Türkiye'ye sığınan yabancıların (İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, Yahudi, Yunan vb.) adları ile yaptıkları işler ve kendilerine tarh edilen vergilerle, yapılan tahsilatı gösterir ayrıntılı bilgiler içeren cetveller çıkarılması.
i) Savaş sırasında taşımacılık büyük sorun olmuştu; çünkü araç yoktu. Bu nedenle kırsal kesimden Milli Korunma Kanunu'nun verdiği yetkilere dayanılarak yaylı, talika ve benzeri arabalar atları ile alınıp Ordu'ya verilmişti. Halkın elinden alınan arabaların ve atların sayısının, nereden alındığının, bunların o zamanki değerlerinin ne olduğunun ayrıntılı bir cetvel halinde verilmesi (Trakya'daki Zırhlı Tümenin Süvari ve Topçu alaylarına verilen bu arabalar ve hayvanları hakkında istenilirse bilgi verebilirim),
j) Varlık Vergisi mükelleflerinin ticari defterlerinin ve hesaplarının (zamanaşımı içinde) yeniden incelenerek, daha önce ne kadar vergi verdiklerinin saptanması ve verilen vergilerin yasalara uygun olup olmadığı, vergi kaçağı olayı varsa bunun rakam olarak hesaplanması ve beyannamelerinde gösterdikleri gelir ve kazancın mevcut varlıkları ile ilişkisinin aranması,
Bu soru maddelerinin daha da uzatılması elbette mümkün, hatta gerekli olabilir. Şimdilik bunların sağlanması Varlık Vergisi konusundaki tartışmalarda doğrulara yaklaşma açısından yararlı olabilecektir." (Savaş, Türkiye, Varlık Vergisi, s.268-271)
***
Bugünkü yazının giriş bölümünü boşuna yazmadım: Şükrü Saracoğlu'nun, dolayısıyla onun üzerinden CHP ve cumhuriyetin kurucu kadrosunun ırkçı ve faşist olduğu iftirasını sermaye yapanların, aynı zamanda, AKP goygoycuları olduğunu işaret etmek istedim. Yani: İslamcılar, Yetmez ama Evetçiler, solcu dönmeleri, liboş liberaller ve fantirifittonlar.
Bu uyumlu ve güdümlü ilişkiyi gözden kaçırmayanlar, Şükrü Saracoğlu'na ırkçı karasını çalanlar ile anayasaya aykırı antidemokratik HSYK Yasası'nı Cumhuriyet'e dayatan anlayış arasındaki akrabalığı kolayca fark edebilir. 12 Eylül 2010 referandumunda "evet" ve "yetmez ama evet" oyu verenler de aynı kişilerdir.
Kuvvayi Milliye'nin, Kurtuluş Savaşı'nın ve Cumhuriyet'in spor kulübü olan Fenerbahçe'nin bu kirli ilişkinin tuzağına düşeceğini ve Saracoğlu'nun ırkçı olduğunu iddia edenlere inanacağını ve bu nedenle stadyumdan adını kaldıracağını sanmam.
***
Saracoğlu hükümetinin kabul ettiği ve uyguladığı bu Varlık Vergisi, Türkiye'ye özgü bir vergi değildir. Savaşın getirdiği ek giderleri karşılamak için Almanya, Yunanistan, Macaristan, Bulgaristan, İsviçre, ABD, Holanda, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde de bu türden vergiler uygulanmıştır.
Bu dönemde özellikle gıda maddelerinin yokluğundan yararlanan karaborsacılar türemişti. Haksız zenginler çıkmıştı. (Alev Coşkun, Ödemiş'ten Zirveye Tırmananlar, Ödemiş Belediyesi, s.256)
***
Hitler Almanyası Dr. Refik Saydam hükümetini devirmek, hiç olmazsa "Anglosakson" (İngiliz-Amerikan) yandaşı gösterilen Dışişleri Bakanı Saracoğlu'nu görevden aldırmaya çalışıyordu. (Age. s.235) Saracoğlu işte böyle?
***
Yazı dizisini şimdilik burada bitirirken, referans olarak kullandığım Alev Coşkun ile Cahit Kayra'nın kitaplarını mutlaka okumanızı tavsiye edeceğim.
Bir de Gürkan Hacır'ın Efe Başvekil (Remzi Kitabevi) adlı belgesel romanı var.
***
Son söz: Fenerbahçe Kurtuluş Savaşı'nda "gazi" olmuştu. Gazi Fenerbahçe günümüzde bir kez daha gazi oluyor. Gazi Fenerbahçe ne Cumhuriyet'e ne de kurucularına ihanet eder. Bu nedenle stadyumunun adı Şükrü Saracoğlu'dur ve değişmez!