Sümeyye Boyacı
“Biz kendimizi engelli görmüyoruz. Bizi engelli kılan, önümüze çıkartılarak hayatımızın tümünü kuşatan bizim dışımızdaki engellerdir” diyor geçtiğimiz günlerde Londra’da düzenlenen Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda dünya ikincisi olan 16 yaşındaki milli atletimiz Sümeyye Boyacı. 2018’de İrlanda’nın Dublin kentinde gerçekleşen şampiyonada da sırt üstü yarışlarda Avrupa şampiyonu olmuştu.
Sümeyye iki kolu olmadan dünyaya geliyor. Önüne çıkartılan bütün engelleri inatla yakıp yıkıyor, tarumar ediyor. Yaşı on altı fakat başarıları, değil on altı, doksan altı yıla sığacak kadar büyük ve göz kamaştırıcı.
YOKLUĞU DEĞİL
VARLIĞI HİSSETMEK
Sümeyye’nin başarısında iki temel faktör öne çıkıyor. Annesi ve hocası. Doğumundan itibaren, annesi ona kollarının eksikliğini hissettirmeyecek bir yaşam şeklini öğretebilmek için büyük emek harcıyor. Anneliğin sadece doğurmak ve doyurmaktan ibaret olmadığını ispatlarcasına, uzmanların görüşlerinden istifade etmeyi ihmal etmeden fakat engellilerin normal bir hayat sürmesinde ailenin öneminin de en az uzman görüşleri kadar hayati olduğunun, hatta zaman zaman ondan da önemli olduğunun bilincinde olarak büyük bir azimle çalışmaya başlıyor. Sümeyye’ye iki ayağının aynı zamanda iki kolu da olabileceğini ve yaşamını bu şekilde düzenleyebileceğini anlatıyor, birlikte uyguluyor ve başarıyorlar. Sümeyye de ailesi sayesinde kollarının yokluğunu değil, ayaklarının varlığını hissettiğini söylüyor.
Biz bu noktada bütün ailelere seslenmek istiyoruz! Çocuklarınızı eve hapsetmeyin, arayış içerisinde olun, onların yapacakları mutlaka bir şeyler vardır. Unutmayalım ki var olan engelliliğin üzerine ailenin ilgisizliğinden ve bilinçsizliğinden kaynaklanan engellilik hiç çekilmiyor.
Aynı fedakarlığı Sümeyye’nin hocasında ve engelli sporuyla ilgilenen diğer branşlardaki hocalarda da görüyoruz. Antrenman dönemlerinde duygusallığa kapılmadan adeta psikolog gibi davranarak engellilikten kaynaklanan birçok zorluğu aşmanın yol ve yöntemini buluyorlar. Uzun ve meşakkatli bir yolculuğu sabırla, imbikten su geçirircesine kat ediyorlar. Bir dönem yöneticiliğini yaptığım engelli basketbol takımının hocası bana “Engellilerin yapamayacağı hiçbir şey yok” demişti. Kendisi engelli değildi ama devamlı onlarla beraber olduğu için sporcularını iyi tanıyordu. Ayrıca günümüz teknolojisi hem mesleki hem sportif hem de sanatsal açıdan engellilere öyle imkanlar sunuyor ki iş, bu imkanları hayata geçirecek platformları oluşturmak ve engellileri buralara yönlendirmekte kalıyor.
Sümeyye’nin iki kolu olmadan doğmuş olması onun için hiçbir sorun teşkil etmemiş ama görenler için öyle değil, devamlı sormuşlar neden kolunun olmadığını. Şimdi o olmayan kollarıyla dünyayı öyle bir kucaklıyor, öyle bir sarmalıyor ki, bu başarılarla verdiği mesaj günümüzün bütün güç ve güzellik algılarını tarumar ediyor. Bütün insanların kolları bir halka olsa, sarıp sarmalasalar dünyayı, kolları olmayan Sümeyye’nin bıraktığı izi ve anlamı yükleyebilirler mi acaba insanoğlunun belleğine?
HAYALDEN BAŞARI
ÖYKÜSÜNE
Bu ve buna benzer başarıları uzak diyarlardan duymaya alışığız, aynı başarının topraklarımızdan çıktığını görmek hem mutlu ediyor hem de bunun tesadüf olmadığını bilmek gururlandırıyor. Bu ailelerin ve eğitimcilerin bilinçli tutumundan ders çıkaracak, örnek alınacak çok şey var.
Ülkemizde engellilerin içinde bulunduğu durum dikkate alındığında Anadolu’nun bir ilinden kalkıp uluslararası düzeyde başarıları yakalayabilecek performans gösterebilmek çok zor, ama Sümeyye’nin ailesi bunu çocukları için hayal olmaktan çıkarıp bir başarı öyküsüne dönüştürüyorlar. Kutluyorum.