05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Süper Lig'de yarış kızıştı

Yaşar Arslan

Yaşar Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

SAYIN Aydınlık okurları ve futbolsever kardeşlerim... Son haftalarda sürprizlerin giderek arttığı Süper Ligimizde çekişme ve heyecan da yükseliyor. Elbette kazanan takımların taraftarları seviniyor, geleceğe daha bir umutla bakıyor.

KESENİN AĞZINI AÇANLAR...

Ligde yarış kızıştıkça algıladığım kadarıyla kulüpler de rekabetten geri kalmamak adına transfer dönemi için kesenin ağzını açıyor. Puanlar çoğaldıkça harcanacak paranın miktarı da yükselecek gibi...

Eskiden kulüp futbolumuzda başarı için iddialı takım sayısı kısıtlı olduğundan genellikle "Üç Büyükler"den biri parayı bastırır, transferleri yapar, hele bir de şansı yaver giderse şampiyonluğa ulaşırdı.

LİG ARTIK ÇOK FARKLI...

Sevgili okurlarım, sizin de benim gibi sevinerek takip ettiğinizi düşünüyorum, artık Süper Lig'de başarı için iddialı 5-6 takım var. Bu, ligimizin gelişen yönü. Ancak bir de transfer döneminde harcanan paralar var ki, maalesef kanayan yara...

Kulüplerimiz transferlere harcadıkları parayla yabancı kulüplerin ve adı sana menajerlerin kesesini dolduruyor. Alan memnun satan memnun durumu var anlayacağınız.

BİR NEVİ SOĞUK SAVAŞ OLSA DA...

Kulüplerin ve kulüp başkanlarının arasında transferler dolayısıyla bir tür "soğuk savaş" yaşanıyorsa da hepsi aynı yolun yolcusu olduklarından gürültü pek büyümüyor günümüzde.

Bundan aşağı yukarı 40-50 sene öncesine baktığımızda, kulüplerindeki meşhur futbolcuları transfer piyasasından çekip saklayanlar ya da transfer için futbolcu kaçıranlar olduğuna şahitlik etmiştik. Böyle dönemler yaşandı futbolumuzda. 1960'lı yıllarda, milli futbolcu rahmetli Cevdet kaçırılmış, olay transfer sonrasında ortaya çıkmıştı.

Aklıma gelmişken... Bir tarihte pavyonlarda şarkı söyleyen meşhur şarkıcılar başka pavyonlara kaçmasın, kaçırılmasın diye fedailer(!) tarafından korunurdu. Pavyon patronları adeta şarkıcının bütün hayatını düzenlerdi. Hatta, bu kaçma, kaçırma konusu yüzünden cinayetle sonuçlanan olaylar da yaşanmadı değil.

TRANSFER TAARRUZUNA DÖNELİM...

Liglerimizde her sezon iki kez yapılan transfer taarruzu, maalesef bilinçsiz harcamaları beraberinde getiriyor. Yöneticiler kulübün sahibiymiş gibi har vurup harman savuruyor.

Parayı alan da veren de hangi ülkede yaşadığını hiç düşünmez ama Napolyon Bonaparte'ın dediği gibi en önemlisi para, para, para. Başkanlar ve yöneticilerin, transfer yaparken kulüplerimizin mali durumunu düşünmeleri gerekiyor. (Bu arada Napolyon'u hiç sevmesem de bir sözü daha vardır ki çok beğenirim: Dünya şayet tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu.)

Bizim kulüp futbolumuzun nasıl büyüdüğüne şahit olduk ancak futbolumuzu daha da nasıl geliştirebileceğimiz konusunda kulüplerimiz para saçmaktan başka bir yol bulamadı henüz.

Süper Lig futbolumuzu sevelim sayın kardeşlerim... Sevmesine sevelim de, yine de biz biz olalım ayağımızı yorganımıza göre uzatalım.

Kalın sağlıcakla...