23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sur’da yakalanan çarşaflı İngiliz ve ajan Gertrude...

Mustafa Mutlu

Mustafa Mutlu

Eski Yazar

A+ A-

Dün sabah saatlerinde Diyarbakır’ın Sur ilçesinde operasyonların sürdüğü bölgeye girmeye çalışan çarşaflı bir kadın yakalanmış...Biliyorsunuz; Sur’da sokağa çıkmak 25 gündür yasak!Polis bu çarşaflı kadının yasağı neden deldiğini merak etmiş ve ifadesini almak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürmüş...Aaaa... O da ne?Kadın, İngilizmiş!Üzerinden bir tablet bilgisayar ile fotoğraf makinesi çıkmış...Polisin, “Burada ne arıyorsun?” sorusuna, “Çatışmaların yaşandığı bölgeyi gezmek istedim” diye yanıt vermiş!***Bu olay bana Gertrude Margaret Lowthian Bell’i hatırlattı...Gertrude, 14 Temmuz 1868’de İngiltere’nin Durham Country kentinde doğmuş, 12 Temmuz 1926’da sizlere ömür, ölmüş!Ailesi çok zenginmiş... Ancak annesi, o daha üç yaşındayken vefat etmiş.Babası Thomas Hugh Bell de birkaç yıl sonra oyun yazarı Florence Oliffe ile evlenmiş.***Gertrude ilk ve orta öğrenimini Londra’daki çeşitli okullarda tamamladıktan sonra tarih okumak için Oxford Üniversitesi’ne gitmiş.Okulu birincilikle bitiren ilk kadın olmuş.Eeee; İngiliz Gizli Servisi, böyle “parlak” bir genç kızı kaçırır mı?Hemen bünyesine katmış...İşte; Gertrude’un ajanlık hayatı böyle başlamış!***İlk ve son görev yeri de o yıllarda Osmanlı toprağı olan Ortadoğu olmuş...Kimi zaman “seyyah”, kimi zaman, “dağcı”, kimi zaman da “meraklı bir turist” ayağına yatarak yıllarını bugünkü Irak’ta ve Suriye’de geçirmiş Gertrude...Sokakta da başını hep siyah bir örtüyle örtmüş elbette!Arapçayı anadili gibi konuşuyormuş; bu yüzden Araplar ona “Çölün Kızı” ve “Irak’ın Taçsız Kraliçesi” isimlerini vermiş...Gertrude, 1907’nin Mart ayında arkeolog görünümlü ajan arkadaşı William Ramsay ile birlikte Anadolu’ya da gelmiş...İngiliz Gizli Servisi’ne verdiği bilgiler, İngiltere’nin Ortadoğu ve Osmanlı politikasının şekillenmesinde belirleyici olmuş...Ancaaaak...***Gertrude’un en önemli icraatı ne olmuş biliyor musunuz?Mezopotamya bölgesinde...Yani bugün “çarşaflı İngiliz kadınları”nın cirit attığı topraklarda yaşayan Kürtleri ve Arapları, Türklere karşı kışkırtmak!İşini de layıkıyla yapmış!İngiliz Hükümeti bu başarısından dolayı onu ödüllendirmiş ve Paris Barış Konferansı’na delege olarak göndermiş...Bir başka deyişle bugünkü Irak ve Suriye devletlerinin sınırlarının belirlenmesinde bizzat rol almış!***Peki; Gertrude, Türklere neden bu kadar düşmanmış biliyor musunuz?Çünkü hayatı boyunca sadece bir erkeğe aşık olan bu kadın, o adamı Çanakkale Savaşları’nda kaybetmiş...Bu yüzden de Türkleri hiç affetmemiş!Irak’ı ve Suriye’yi Osmanlı topraklarından ayırma görevini başarıyla hayata geçirdikten sonra, görevini yerine getirmenin huzuruyla, “biricik aşkı”nın yanına gitmek için, yüksek dozda uyku hapı içerek intihar etmiş!Bağdat ‘ın Bab el-Sharji ilçesindeki İngiliz mezarlığına defnedilmiş; cenazesine Kral Faysal bile katılmış...Hayatı, ölümünden tam 89 yıl sonra, yani bu yıl ABD yapımı Queen of the Desert isimli filme konu olmuş... Bu filmde Gertrude’u dünyaca ünlü aktris Nicole Kidman canlandırmış...***Demem o ki İngiliz Gizli Servisi topraklarımıza yine bir kadın ajan gönderdiyse...Durum sandığımızdan çok daha ciddidir.Aman dikkat!
156+200! Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz... Söz sırası okurumuz elektrik teknisyeni Şehmuz Çakar’da... Sizin de Abdullah Gül’e söyleyecekleriniz varsa [email protected] adresine gönderebilirsiniz.***“Abdullah Bey...Mustafa Mutlu, Huber’den çıkmanız için tam 156 yazı yazdı. Bugün ise Huber’de sizin için yapılan masrafları kimin ödediğini sorduğu yazıların 200.’sü yayımlanıyor.Bu bir rekor...Ancak ben bir Türk vatandaşı olarak bu rekorun ülkemde kırılmış olmasından dolayı çok üzgünüm. Bu ayıp rekorun kahramanı olduğunuz için sizi en içten duygularımla kınıyorum!”
GÜNÜN SORUSUBaşbakanlık yetkilileri dün yaptıkları açıklamada, “Son bir haftada yaşanan gelişmeler nedeniyle aynı masayı paylaşmanın anlamı kalmadı” diyerek, Başbakan Davutoğlu’nun HDP’yle görüşmeme kararı aldığını belirtmiş... Oysa son bir haftada hiçbir şey değişmedi; HDP de PKK da dün neyse, bugün o... Sorum Başbakan’a:Bu bir haftada sizin kafanıza saksı düşmüş olabilir mi?
Özür dileyen siyasetçi!Bizde kötü bir adettir:Siyasetçiler özür dilemez...Bir sürü saçma sapan hata yaparlar ama asla özür dilemezler!Suçu, sorumluluğu başkalarına atarlar...Kendileri hep sütten çıkma ak kaşıktır!Bu kötü geleneği beş dönem milletvekilliği, sekiz yıl da grup başkan vekilliği yapan CHP’li Kemal Anadol bozdu.Önceki akşam Ulusal Kanal’da yayınlanan Kral Çıplak’ta bir izleyicinin “Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olması için büyük çaba sarf ettiniz. Pişman mısınız?” diye sorması üzerine derin bir nefes aldı ve aynen şunları söyledi:“Evet, Kemal Bey’in başkan olmasında çok büyük payım var. Bu büyük hatam için özür dilerim. Ne yazık ki Kılıçdaroğlu, o günlerde kendisine umut bağlayan milyonlarca vatandaş gibi beni de yanılttı!”***Kemal Anadol’un “Meclis dışında kaldığı için bugün bunları söylediğini düşünenler” yanılıyor... O, bunları her fırsatta dile getirdiği için siyaset dışında kaldı...Yine de takdir, CHP’li seçmenlerin...
GÜNÜN İSYANIFethullah Gülen Terör Örgütü’ne yönelik operasyonlarda dün de çok sayıda tarikat üyesi gözaltına alınmış... Aralarında, irticacı faaliyetlerini eleştirdiğim için hakkımda üç dava açan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin eski Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner de bulunuyormuş... İsyanım ortaya:Bu adam terör örgütü üyeliğinden tutuklanırsa, “bir teröristi rektörlük makamına atayanlar” hakkında da işlem başlatılması gerekmez mi?