08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suriye ile barış ABD’yi devreden çıkararak olur

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Önce şuna karar verelim: Ankara ile Şam arasındaki ilişkilerin onarılmasına neden ihtiyaç var? Sorunun yanıtı çok net: İki ülkenin ulusal güvenlik çıkarlarını korumak için işbirliği yapmasını sağlamak! Ama, son dönemde bir çok devlet meselesinde olduğu gibi bu işi çözüyor“muş gibi” yapmak, istenilen sonuca ulaşılmasını bırakın daha büyük sorunlara yol açar. Üstelik bölgemizdeki Türkiye dahil bütün ülkelerin toprak bütünlüğünü tehdit eden ABD’ye ciddi ölçüde mevzi kazandırır.

Evet, Ankara Suriye politikasını 2017 yılından itibaren aşama aşama değiştirdi. Rusya ve İran ile Astana ortaklığı bir çok çözülemez görünen sorunun, hızlı bir şekilde bölge ülkeleri lehine çözümüne giden yolu açtı. Fakat 7 yıldır Ankara’nın siyasetlerindeki en temel sorun, Washington’a koz veren uygulamalardan vazgeçmemesi oldu.

PKK İLE SAVAŞMAK…

Aynı sorunun iki ülke devlet başkanının bir masaya oturmasını konuştuğumuz şu günlerde de devam ettiğini görüyoruz. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi unvanlı Dışişleri Bakanlığı görevlisi Nicholas Granger, Gaziantepimize geliyor, orada üslenmiş olan sözde Suriye Geçici Hükümeti’nin sözde Bakanlar Kurulu’na katılıyor ve “muhalefetin kontrolündeki bölgelerdeki durum”u görüşüyor. Peki, ayrıntılarını yan sütunlarda okuyacağınız ziyareti yapan bu Amerikan görevlisinin esas misyonu nedir? Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK/YPG’nin Amerikan askerleri ile kol kola işgal ettiği bölgeleri Şam’dan koparmak!

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sky News Arabia’ya verdiği röportajda “Suriye halkının kaynaklarını gasp eden bir örgüt var, yani bununla savaşıp bunun elindeki petrolü, enerji kaynaklarını alıp Suriye halkına geri vermemiz gerekiyor, çünkü bu insanlar kazandıkları parayla, çaldıkları servetle hem Suriye halkına karşı hem Türk devletine karşı muazzam bir savaş içerisinde” diyor. Çok doğru. Ama hem Şam ile masaya oturmak istiyoruz diyorsunuz, hem de Suriye Geçici Hükümeti unvanı taşıyan yapı ile Amerikalılara Suriye sınırının yanı başında toplantı yaptırıyorsunuz.

ÇELİŞKİLİ STRATEJİ

Bazı okurlarımız bizi eleştiriyor, “Suriye, Rusya, İran da şunları yapmadı. Hükümet bunları yapmak zorunda, sizin sırtınızda yumurta küfesi yok” diye. Devletin sahip olduğu bilgiler bizde yok, doğru. Ama görünen köy de kılavuz istemez. Her şey apaçık ortada. Öyle çok kozmik bilgilere ihtiyaç yok. Bahsettiğimiz sorun siyasetlerden değil Ankara’nın ana stratejisindeki çelişkili durumdan kaynaklanıyor.

Şöyle açıklamaya çalışalım: Demirel’in dediği gibi “dün dündür, bugün de bugündür”. Ana stratejiyi değiştirmeden siyasette geri dönüşler olabilir, farklı dönemlerde koşullara göre belli ölçülerde farklı siyasetler izlenebilir. Ama yukarıda sözünü ettiğimiz türden birbirine zıt stratejilere dayanan siyasetler aynı anda uygulanamaz. Eğer uygularsanız iki cami arasında beynamaz kalır, ne İsa’ya ne Musa’ya yaranırsınız. Dahası hem itibarınızı hem de güvenilirliğinizi kaybedersiniz.

Eğer PKK’nın işgalini sona erdirip ele geçirdiği toprakları Suriye halkına teslim etmek istiyorsanız, ABD’ye açık tavır almak zorundasınız. “Bir cebimizde İdlib, bir cebimizde Suriye Geçici Hükümeti, öbür cebimizde güvenli bölge planı, Şam isterse masaya otururuz.” derseniz hem Türkiye’yi hem Suriye’yi bölmek isteyen ABD’ye mevzi kazandırırsınız. Bu tehlikeyi bertaraf etmenin yolu, ABD’yi devre dışına çıkarmaktır.

Ankara Şam Suriye ABD PKK