Suriye-İsrail ilişkilerine bir bakış
İsrail'in bağımsızlığını ilan etmesiyle 1948'de, komşu Arap devletleri, Suriye de dahil olmak üzere, İsrail'in kuruluşunu reddettiğinde bu bir dizi savaşa yol açmıştı. Suriye'nin bu çatışmalara katılması, o sürece dair düşmanlığın ana sebeplerinden biridir.
Öncelikle İsrail, bu savaşta Golan Tepeleri'ni işgal ederek ele geçirdi. Bu yüzden mezkur bölge, hala önemli bir gerilim noktasıdır. Suriye, bu bölgenin geri verilmesini talep etmekle birlikte İsrail, güvenlik endişeleri nedeniyle halen bu bölgeyi kontrol altında tutmaktadır.
İsrail açısından Golan Tepeleri, güney Suriye'deki askeri faaliyetleri izlemek ve Hizbullah gibi gruplardan gelebilecek saldırıları önlemek için önemli bir stratejik alandır.
Ne yazık ki 2000’li yıllara gelindiğinde Suriye iç savaşı, ilişkileri daha da karmaşık hale getirdi. İsrail, Suriye iç işlerine müdahale etmemeyi tercih ettiğini duyurmuş olsa da aynı zamanda İran'ın Suriye'deki varlığını engellemeye çalıştı. İran, Suriye Hükûmeti’ne (Beşar Esad) destek verirken, İsrail bunu doğrudan bir güvenlik tehdidi olarak görmekteydi.
İsrail, Hizbullah'a ileri düzey silah sevkiyatlarını engellemek veya İran'a ait askeri altyapıyı bozmak amacıyla Suriye'ye sıkça hava saldırıları düzenlemektedir. Bu, İsrail'in güvenliğini sağlama çabaları ile Suriye'nin iç çatışmasına müdahale etmemeye yönelik bir denge kurmayı amaçlayan hassas bir durum yaratmaktadır.
Öte yandan İran'ın Suriye'deki artan etkisi, özellikle askeri varlığı ve Hizbullah'a verdiği destek, İsrail için büyük bir endişe kaynağı olarak görülmektedir.
İran'ın amacı, Tahran'dan Beyrut'a uzanan bir “kara koridoru” oluşturarak bölgedeki stratejik gücünü artırmaktır.
Fakat İsrail, İran'ın Suriye'deki varlığını varoluşsal bir tehdit olarak görmektedir, çünkü Tahran açıkça İsrail'in yok edilmesini savunmaktadır. Bu nedenle İsrail, İran'ın bu çabalarını engellemek amacıyla Suriye'deki askeri operasyonlarını artırmıştır.
İSRAİL İLE NORMALLEŞME
Suriye, İsrail'e karşı çıkarken, diğer Arap ülkeleri, özellikle Abraham Anlaşmaları (2020) sonrasında İsrail ile normalleşmeye yönelmişti. Bu anlaşmalar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas gibi ülkelerin İsrail ile resmi ilişkiler kurmasına yol açmış ancak Suriye, bu normalleşmeye karşı durmuştur.
Suriye buna karşılık İran, Rusya ve Hizbullah ile ittifak yaparken, İsrail, güvenlik endişeleri doğrultusunda Körfez ülkeleri ve diğer Sünni Arap devletleri ile ilişkilerini derinleştirmiştir. Bu ülkeler, İran'ın bölgedeki etkisinden ortak bir şekilde endişe duymaktadır. Amerika Birleşik Devletleri, tarihsel olarak Siyonist İsrail'i desteklemiş ve İsrail'in Suriye'deki askeri eylemleriyle de bu desteği sürdürmüştür.
Suriye ve İsrail arasında 1991 Madrid Konferansı, 2000 Camp David Zirvesi gibi barış görüşmeleri için geçmişte bazı çağrılar olmuştu ancak bu iki ülke arasında bir barış anlaşmasının imzalanma olasılığı düşük görünmektedir. Golan Tepeleri, bu anlaşmazlığın merkezinde yer almakta ve Suriye'nin İran ile ittifak kurmuş olması, yakın zamanda bir çözüm olasılığını zorlaştırmaktadır.
SURİYE BİRÇOK AÇIDAN YALNIZ
Son yıllarda, İsrail, İran'ın bölgedeki artan etkisini engellemeye odaklanmıştır. Suriye, bu mücadelenin önemli bir sahası haline gelmiş ve İsrail'in saldırgan politikaları nedeniyle, İran'ın Suriye'deki askeri varlığını sınırlamak için askeri operasyonlar yapmaya devam edecektir.
Suriye, birçok açıdan diplomatik olarak yalnızdır ve ABD ile AB'nin uyguladığı yaptırımlar altındadır. Bu yüzden, bazı Arap ülkeleriyle ilişkilerini yeniden inşa etmeye çalışsa da Esad bunu başaramamıştır.
Suriye ve İsrail arasındaki politika, köklü bir düşmanlık, toprak anlaşmazlıkları ve Orta Doğu'nun geniş jeopolitik dinamikleri tarafından şekillenmektedir. Golan Tepeleri ve İran'ın Suriye'deki etkisi, bu ilişkinin en önemli meseleleridir.
Suriye'nin bölgedeki çatışmalara ve ittifaklara katılımı, özellikle İran ve Hizbullah ile olan ilişkisi, İsrail ile bir yakınlaşma olasılığını engellemektedir.
Bugün Türkiye’nin bölgede barışı sağlamak için fedakarca çabaları takdire şayandır ancak uzun süre bölgede durması ileride bazı güvenlik sorunları ortaya çıkarabilir.