Yandex
08 Mart 2025 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suriye’de iki aylık siyasi bilanço

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Suriye’de Beşar Esad yönetiminin devrilmesinden sonra yaklaşık iki ay geçti. Eski yönetimin devrilmesinin 10 gün sürmesi gibi, bu iki ay içindeki gelişmeler de çok hızlı oldu. Bütün değerlendirmelerin buluştuğu ortak nokta şu: HTŞ dâhil, neredeyse hiçbir aktör Esad yönetiminin devrilmesinin bu kadar hızlı olmasını beklemiyordu. Ama şimdi Şam’da, iki günün birinde Batı ülkeleri başta olmak üzere dünyadan gelen yabancı konukları ağırlayan yeni bir yönetim oturuyor. Son konuklarından biri de, Esad yönetiminin İran ile birlikte baş destekçisi olan Moskova’dan gelen heyetti. 28 Ocak’ta Şam’a gelen Rus heyetinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev ile Putin’in Orta Doğu ve Afrika Özel Temsilcisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov yer aldı. Görüşmenin ayrıntılarını tabii ki bilmiyoruz, fakat önemli olan bu ziyaretin Rusya’nın Esad sonrası yeni duruma ilişkin aldığı tutumu göstermesi. Aynı zamanda bu ziyaret, Şam’da oturan yeni yönetimin de Rusya ile ilişkileri sürdürmekte çıkarı olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuda bazı uzmanlar, Suriye’nin buğday açısından Rusya’ya bağımlığını hatırlatıyor.

Rus heyetinin ziyaretinden bir gün sonra Ahmed eş-Şara, Suriye’nin geçiş dönemi Devlet Başkanı ilan edildi.

YENİ ŞAM YÖNETİMİ ÜZERİNDE GÜÇ MÜCADELESİ

Meselenin özü kısaca şudur: 8 Aralık 2024 öncesinde, kendi aralarında da rekabet eden fakat Astana masasında bir arada yer alan Türkiye, Rusya ve İran’ın bir yanda, PKK’ya verdiği destekle Suriye’nin kuzeydoğusunda fiili bir özerk bölge oluşturan ABD önderliğindeki Atlantik kampının diğer yanda olduğu bir durum söz konusuydu. Esad yönetiminin devrilmesiyle son 13 yıldır Suriye’de oluşan bu statüko sona erdi.

Yeni dönemde hesaba katılması gereken en önemli gelişme, Trump’ın ABD Başkanlığı koltuğuna oturması oldu. Trump’ın Kanada ve Grönland çıkışları, kabinesindeki Elon Musk’ın Almanya’da iç politikaya müdahil olma girişimleri ve İngiltere yönetimine yönelik salvoları, daha şimdiden Atlantik kampının insicamını bozdu. Yeni durumda, daha önce kimi zaman farklı, kimi zaman aynı saflarda yer alan Arap ülkeleri ile Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği hedefinde daha fazla ortaklaştığı bir zeminin oluştuğu söylenebilir.

Öte yandan, Esad’ın ülkeyi terk ettiği 8 Aralık 2024’ten itibaren İran yönetiminin resmi yayınlarında, HTŞ ve diğer grupları anarken, “terörist” sıfatı yerine “silahlı isyancı” gibi nitelemelere geçmesi ve resmi yetkililerin Esad yönetimini eleştiren açıklamaları gibi bazı sinyallerden, Rusya kadar hızlı olmasa da Tahran’ın da Şam ile ilişkileri bir süre sonra normalleştirmek isteyebileceği görülüyor.

Kısacası, en basit haliyle söylenecek olursa, Rusya ve İran dahil bütün devletler, Suriye’deki yeni oluşacak statükonun belirlenmesinde azami kazancı elde etmeyi amaçlıyor. Bunun için yeni Şam yönetimi üzerinde nüfuz elde etmek için çok boyutlu bir güç mücadelesi devam ediyor.

TÜRKİYE AÇISINDAN DURUM

Şam’daki yeni yönetimin kamuoyuna açık ilk ziyaretçisi MİT Başkanı İbrahim Kalın olmuştu. Daha sonra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam’da Ahmed eş-Şara ile yakın görüntüler verdiği bir ziyaret yaptı. Batı başkentlerinin görüşlerini yansıtan tahlillerde çoğunlukla, bunlar ve arka plandaki bazı gelişmelere bakarak, Suriye’de ortaya çıkan yeni durumdan en fazla Türkiye’nin kazançlı çıktığı şeklinde değerlendirmeler yapılıyor. Buna karşılık, Ankara mevzi kazanmış görünse bile Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından nihai kazanım, Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanabilmesine bağlıdır. Bunun için, PKK/YPG’nin tasfiyesi ve sözde özerk yönetiminin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu noktada Türkiye’nin kendi ulusal gücüne dayanmaktan başka bir beklenti içine girmemesi zorunludur. Türkiye’nin, mevcut durumda, Suriye’deki askeri ve siyasi düzlemdeki mevzi üstünlüğünü kullanarak, Washington yönetiminin PKK/YPG’yi terk etmesini sağlayabileceği koşullar vardır.

Suriye Şam Beşar Esad