01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sus! Sırası mı şimdi...!

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

Otuz beş gün sonra yerel genel seçimler yapılacak. Demokrasisi oturmamış ülkelerde, her seçim hep olağanüstü önemlidir. 30 Mart’ta yapılacak seçimde gene böyle olağanüstü bir önem taşımaktadır.

İktidar ortakları arasında çıkan çatışma, dedikodu halinde halk arasında dolaşan yolsuzluk iddialarını gün yüzüne çıkarttı, bütün pislikler ortaya döküldü.

Atatürkçüleri tasfiye ettiler

İktidar dökülüyordu, AKP iktidarını yerle bir etmek için ufak bir dokunuş kafi idi, yapılacak tek şey vardı. Şaibesiz adaylarla seçime gitmek.

Ama maalesef olmadı, oldurulmadı.

Önce, aday olabilmek için, “parti içi eğitim şart” dediler. Her ne kadar parti paralı eğitime karşıysa da, eğitime katılanlardan para da aldılar.

Ama sonra eğitime katılmamış bir çok insanı aday yaptılar.

Belediye başkan adaylarının Genel Merkezi “tehdit ederek” liste dayattıkları basında çarşaf çarşaf yazıldı.

Ya buna “bizi tehdit etmek kimsenin haddi değildir” demeyi akıl edemediler ya da hakikaten boyun eğdiler.

Bunu hangi gerekçeyle olursa olsun eleştirenlere “Sus! Sırası mı şimdi..!” dediler.

“Eş, dost, akraba, hemşeri ilişkisine izin verilmeyecek” dediler, aksi yapıldığı için eleştirenlere “Sus! Sırası mı şimdi..!” dediler.

“Adayları gençleştiriyoruz” dediler.

75 yaşında bir eski bakanı belediye meclisinde birinci sıraya koydular.

Baba, oğul, eski eş, çoluk çocuk, yeğenler cümbür cemaat listelerde olunca, “bu ne iş” diyenlere, “Sus! Sırası mı şimdi..!” dediler.

Devrim kanunlarını yasalaştırmış bir insanın kurduğu partide, cemaat yandaşının aday gösterilmesine tepki verilince, “Sus! Sırası mı şimdi..! Halka açılıyoruz” dediler.

Başta İzmir olmak üzere pek çok yerde görevde olan veya görevde olmasa bile aday adayı olan Atatürkçüler tasfiye edildiler.

“Nasıl olur” diyenlere “Sus! Sırası mı şimdi..! Seçime gidiyoruz” dediler.

Hakkında kesinleşmiş mahkeme hükmü olan şahsı aday yaptılar, adam vazgeçti bu sefer kardeşini aday yaptılar.

Bayrağın anlamını bile bilemeyecek, Atatürk’ü parti rozeti zanneden, bu kavramları türbanla eş tutan, bir kendini bilmezi, bir işaretle bayraklarla gelincik bahçesine çevrilen İzmir’in Konak ilçesine belediye başkan adayı yaptılar.

Buna haklı olarak itiraz edenlere “Sus! Sırası mı şimdi..!” dediler.

Buna tepki verip, istifa edip gidenlere “dönek” dediler.

‘Halkı uyandırma’ dediler

Ama dönüp aynaya bakmadılar.

Kendi içlerinde ne dönekler olduğunu, milletvekili yapılmayınca parti değiştirip, gelip, partinin en tepesine kadar çıkanları görmek istemediler.

Görmek istemediler, çünkü onlar partiyi temel değerlerinden koparmak, Atatürk’ten öç almak arzusu ile gelmişlerdi, getirilmişlerdi.

O kadar ileri gittiler ki; Atatürk’e “katil” bile dediler,

Bunu görüp itiraz edenlere, “Sus! Sırası mı şimdi..!” dediler.

Ben odunu koysam seçtiririm, mantığının çok yanlış olduğunu, halkın buna tepki vereceğini söyleyenlere “Sus! Sırası mı şimdi..!” dediler.

Bir anlamda “halk ne anlar, uyandırma ....” dediler. “Halka iniyoruz” derken halka hakaret ettiler.

Bu “Sus! Sırası mı, şimdi...!” diyenlerin büyük bir çoğunluğu da iyi niyetli partililer.

Susulursa tepki verilmezse, sessizliğe bürünülürse iktidar olacağını zannedenler.

Ama bir şeyin farkında değiller.

İktidara giden yol tutarlı ve dürüst olmaktan geçer.

Söylediği her şeyin aksini yapan bir yönetim anlayışı, bırak geniş halk kitlelerinde, kendi parti tabanın da bile güven yaratmaz.

Güven bunalımı başladığı zamanda bunun nerede duracağı bilinmez.

Ayrıca seçim de bitmez. Yerel seçimler bitecek Cumhurbaşkanlığı seçimi gelecek, o bitecek ondan en geç on, on bir ay sonra milletvekili genel seçimi gelecek.

“Sus! Sırası mı şimdi..!”cilerin mantığı ile parti yönetimi o zaman hiç eleştirilemeyecek.