22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sütün tadı kaçtı

Cenk Özdemir

Cenk Özdemir

Gazete Yazarı

A+ A-

Ülkemizde çiftçi eylemleri artıyor. Geçtiğimiz senelerde ufak tefek, çoğunlukla bireysel eylemlere tanık olurduk. Sütünü borçlu olduğu bankanın önünde yerlere döken, domatesini çöplere boşaltan, soğanını koyunlara yediren, patatesini hasat etmeden tarlada çürümeye bırakan üreticilerimizi görürdük.

Bugünlerde durum değişti. Emeğinin karşılığını alamayan, fakirleşen, tarlasını, bahçesini, traktörünü, ineğini, koyununu satmak zorunda kalan üreticilerin artık dayanacak gücü kalmadı. Bunun için de seslerini iktidara duyurmak, dertlerine derman bulmak için traktörleriyle yollarda eylem yapıyorlar.

Bölgelere göre değişmekle birlikte eylemci çiftçilerimiz içinde domates üreticileri, fındık üreticileri, fıstık üreticileri, süt üreticileri gibi çeşitli üreticiler var. Hepsi de haklarını aramak için çabalıyorlar. Hepsinin ortak sorunu yüksek girdi maliyetleri ve ürettikleri ürünün para etmemesi.

BU SİSTEMDE ÇÖZÜLEMEZ

AK Parti iktidarının bugün yürütmeye çalıştığı ekonomik sistemde çiftçimizin bu sorunları çözülemez, çözülmeyecek. Tarımsal üretimi ön plana alıp çiftçiyi baş tacı ve milletin efendisi yapabilecek sistem Atatürk’ün kurduğu Devletçi, Halkçı bir “Karma Ekonomi” modeliyle mümkündür. Sıcak paracı, borçlanmacı, serbest piyasacı bu sistem, üreticiyi ve üretimi değil rantçıyı, komisyoncuyu, fırsatçıyı, vurguncuyu ve üreticinin sırtından palazlanmaya devam eden büyük sermaye sahiplerini kalkındırır ve üreticinin kanını emenleri daha da zenginleştirir.

Bildiğiniz gibi Türkiye’de çiğ süt fiyatları yıllardır üretici ve tüketici lehine oluşmadı ve süt üreticisini tatmin eden bir fiyat aralığına da oturmadı. Sanayici çiğ sütün fiyatını belirlerken, hayvancılığın bütün zorluklarıyla baş etmeye çalışan ayağı boklu, üstü çamurlu, eli nasırlı üreticilerimiz boynu bükük bir şekilde bu fiyatları kabul etmek durumunda kaldı. Üreticilerimiz gün geldi çiğ süt fiyatları biraz arttığında ümitlendi fakat sütü para etmeyince de ineğini sattı, üretimden çıktı hayata küstü.

ÇİFTÇİYİ HAYATA KÜSTÜRDÜ

Evet kelimenin tam anlamıyla bu düzen çiftçiyi hayata küstürdü. Bu sömürü düzenini devam ettirmek için kurulmuş Ulusal Süt Konseyi de sanayicinin servetine servet katmasına yardımcı oldu. Yüksek girdi maliyetleri karşısında üretim düştü, üretici sütten para kazanamaz hale geldi, marketlerde süt ve süt ürünleri pahalandı, yani kısaca üretici ve tüketici için sütün tadı kaçtı.

Temmuz ayında sanayici, mevcut çiğ süt fiyatını bile fazla bulmaya başladı. Konya’da süt tozu üreticisi firmaların Ulusal Süt Konseyi’nin tavsiye ettiği fiyatın da altında aylardır süt almaya başladığını, yapılan sözleşmeleri iptal etmeye çalıştığını, bunun için üreticiye baskı yaptığını duyuyoruz.

Konya’daki bu durumu ülke genelinde diğer bölgelerdeki sanayicilerin bir fırsat olarak görmesi ve çiğ sütte indirime gidilmesini talep etmesi yeni bir krize sebep oldu. Gıda enflasyonuyla mücadele için marketteki süt ve süt ürünleri fiyatları biraz da olsa baskılanan sanayiciler, bunun acısını gariban çiftçiden çıkarma peşindeler. Hatta Konya’da süt alımını durduran sanayiciler adeta çiftçiyi cezalandırıyor.

SÖZLEŞMELER İPTAL EDİLİYOR

Süt sanayicisinin üretici ile yapmış olduğu sözleşmeyi iptal edip süt fiyatını aşağıya çekmek istemesi Tarım Bakanlığı’nı da ilgilendiriyor çünkü birlikler bu konuyu bakanlığa taşıdı ve bakanlığın da bu sözleşmede yeri var. Bu konu sektör temsilcilerinin, birliklerin, Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerinin de katıldığı bir toplantıda görüşüldü.

Tarım Bakanlığı yetkililerinin süt fiyatlarının indirilmemesi, yapılan sözleşmenin geçerli olduğu ve bu sözleşmelere sanayicinin sadık kalması gerektiği konusunda kararlı ve dik duruşu toplantıya damga vuran önemli bir noktaydı.
Fakat asıl bahsetmek istediğim, farklı bir toplantıda ortaya konulan, basına yansımayan ve yine yükü çiftçinin omuzlarına yüklemeyi, faturayı yine üreticiye ödetmeye niyetlenen bir duruş.

GIDA KOMİTESİ TOPLANTISI

Küresel ve yurt içi tarımsal emtia fiyatlarında yaşanan son gelişmeler, stratejik tarımsal ürünlerin genel görünümü ve gıda fiyatlarının seyri üzerinde görüşmelerin yapıldığı bir toplantı Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi tarafından düzenledi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ev sahipliğinde yapılan bu toplantıya Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve ilgili kurumların temsilcileri de katıldı.

Toplantıda konuşulan konular arasında tabii ki yukarıda anlattığımız sütte yaşanan kriz de varmış. Süt krizi meselesi masaya geldiğinde ise Sayın Şimşek ve Sayın Bolat bu konuda çiftçinin yanında değil sanayicinin yanında yer almış. Yani sanayicinin haksızca süt fiyatı indirme talebini dile getirmişler. Yapılan sözleşmeyi hiçe sayarak üreticinin emeğini gasp etmeye yönelik hukuksuz eylem içine giren süt sanayicisinin taleplerini haklı bulmuşlar.

SÜTÇÜYE ŞİMŞEK ÇARPIYOR

Mehmet Şimşek’in başında bulunduğu ekonomik düzende üretime yer yok, üreticiye hayat yok, çiftçiye umut yok diye Aydınlık Gazetesi’nde devamlı yazıyor, Ulusal Kanal’da söylüyoruz. Türkiye’de ekonomik kriz yaşanmasının asıl sebebi olan Mehmet Şimşek, bu sıcak paracı liberal ekonomik sistemin yarattığı sorunların faturasını da yine üreticiye, emekçiye, emekliye kesiyor, tasarrufu da yine sadece dar gelirliye yaptırıyor, vergi yükünü de yine işçiye, çalışana yüklüyor.

Sayın Şimşek süt konusunda da istiyor ki sanayiciler, marketler kazansın, onların kazancı düşmesin, her sene kârlarına kâr katarak büyüsünler ama süt üreticisi, çiftçi her konuda olduğu gibi sütte de kazancından feragat etsin. Çiftçinin dayanacak gücü kalmadı, boğuluyorlar, nefesleri kesildi. Onun için traktörleriyle yollara döküldüler.

Artık çiftçinin ürettiğinden, ortaya koyduğu zenginlikten payını almasının zamanı gelmiştir. Sanayicisi, marketi, komisyoncusu, tüccarı para kazanırken asıl ürünü ortaya çıkaran çiftçinin fakirleşmesi, üretimi bırakması kabul edilemez. Türkiye’nin ekonomisi, güvenliği ve gıda güveliği açısından düşünüldüğünde de çiftçi bu duruma terkedilemez, bu kadar sahipsiz bırakılamaz.

Yurt dışından para getirmeye çalışmak yerine “Üretim Devrimi” yapmak için yola koyulmak gerekir. Üretim Devrimi ise sadece Vatan Partisi’nin kuracağı çiftçinin, işçinin, emekçinin içinde olacağı bir “Üretenlerin Milli Hükümeti” ile mümkündür.

Süt Tarım Bakanlığı Hazine ve Maliye Bakanlığı Ticaret Bakanlığı Çiftçi