Tam bağımsızlık için bağımsız ekonomi
Osmanlı İmparatorluğu’nun sanayileşmesine batılı ülkeler izin vermemişti. Sanayileşmeyen Osmanlı üstüne üstlük borç batağına batmıştı. Her yönden sömürülen Osmanlı, ekonomik iflas sonucu parçalanmaktan kurtulamadı.
ULUS DEVLET-BAĞIMSIZ EKONOMİ
İşte Osmanlı’nın parçalanmasından bir ulus devlet yaratan Atatürk tam bağımsızlığın ekonomik açıdan bağımsız bir yapının kurulması ile mümkün olacağını görmüştü. Daha Cumhuriyet ilan edilmeden önce İzmir’de toplanan iktisat kongresi şu ekonomik reformları öngörüyordu:
-Vergi sisteminde köklü değişiklik yapılması
-Ulaştırmanın yeniden yapılandırılmas
-Topraksız köylüye toprak dağıtılması
-Tarımın ilkel yöntemlerden kurtarılması
-Ticaret alanında spekülatif faaliyetlere izin verilmemesi
-Yer altı zenginliklerin tespiti ve işletilmesi
-Ulusal sanayini koruyacak yeni yasal düzenlemeler çıkartılması
NELER YAPILDI?
Atatürk her alanda ulusal (milli) ekonomi ilkesini benimsedi.
-Tarımda köylüyü ezen aşar vergisi kaldırıldı
-Vergiyi devlet adına toplayan aracı mültezimlik kaldırıldı.
-Üretici köylünün kalkındırılması için Ziraat Bankası kuruldu.
- Üretici köylüye toprak dağıtımını sağlamak için toprak reformu çalışmalarına başlandı.
-Tarımda bilimsel teknikler uygulanmaya başlandı ve bu da tarımda üretimin artmasını sağladı.
- Sanayide ülke genelinde genel seferberlik başlatıldı. Sanayi Teşvik Kanunu çıkartıldı.
-Sanayici olmak isteyenlere devlet kredi desteği vermeye başladı.
-Özel girişim desteklendi. Devletçilik karma ekonomik bir anlayışa döndü.
-Türk kıyılarında kabotaj hakkı Türk vatandaşlarına verildi.
-Ülkenin her tarafı demiryolu ağı ile örülmeye başlandı.
DEVLET VE BURJUVAZİ
Önce güçlü bir devlet kuruldu. Sonra devlet özel sektörün doğmasını sağlayarak devlet eli ile burjuvazi yaratıldı. Özel sektör ve devletçilik karma ekonomi rejimi benimsendi. I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’ndan çıkan, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı içinde kalan Türkiye, bütün bu zorlukları mili ekonomi anlayışıyla aştı.
GELDİĞİMİZ NOKTA
Bize bu kadim toprakları hediye eden atalarımızın yaptıklarından ders almamış gözüküyoruz. Türkiye’nin güçlü bir devlet olabilmesi için tam bağımsızlığı hedeflemesi ve milli ekonomi anlayışı ile bağımsız bir ekonomik yapıyı kurması gerekmektedir.
Oysa biz şimdi biz ne haldeyiz?
-Borç batağındayız.
-Sıcak paraya mahkumuz.
-Sıcak para gelmesi için yüksek faiz uygulamaya ve kendimizi sömürtmeye mecburuz.
-Ekonominin kalbi dolarla artıyor; dolarla yatıp dolarla kalkıyoruz.
-Sanayileşmede çok gerilerdeyiz.
-Tüketen ve tasarruf etmeyen bir ekonomik sistem yaratmışız.
-Spekülatif kazançlara ve haksız rantlara yol vermişiz. Gelir dağılımında adaleti temin edememişiz. Yolsuzluk otobana dönmüş!
-İnşaat sektörüne baş tacı ederek sağlıksız kentler yaratmış durumdayız. Doğayı katletmişiz.
OLMAZSA OLMAZIMIZ!
Atatürk önderliğinde bu ulus en zor şartlarda ekonomik bağımsızlık için ciddi adımlar atmış ve bunu başarmışken biz neden yapamıyoruz? Çünkü biz batılı ülkeler tarafından sömürülmeye razı olmuş ve dünyadaki dengeleri lehimize çevirmeyi başaramamışız. Dünyanın sanki sadece batılı ülkelerden ibaret olduğunu sanmışız. Tam bağımsız bir güçlü devlet için öncelikli iki işimiz var: Birincisi güçlü ordu. İkincisi bağımsız bir ekonomi. Bu adımlarla birlikte eğitim ve adalet sistemini yenileyerek uygarlık projesinde adım adım ilerlemek. Yani yeniden kurtuluş savaşı yapmak ve yeniden ulus devletimizi kurmak. Çok mu zor? Atatürk ve yüce Türk milleti olağanüstü koşullarda bunu başardıysa bizim başarmamamız için hiçbir mazeret yok. Gençlerimize güveniyoruz ve bunu başaracağız.Yaşasın cumhuriyet! Yaşasın uygarlık! Hedefimiz tam bağımsız bir Türkiye.