18 Aralık 2024 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tanıdığım Taner Akçam nasıl devşirildi?

Hikmet Çiçek

Hikmet Çiçek

Gazete Yazarı

A+ A-


Dev-Yol’un eski liderlerinden Taraf gazetesi yazarı Taner Akçam, yazılarında Nasuh Mitap’ı anlattı. Kim bu Taner Akçam? Hala “Sol” adına konuşma cüretini nereden buluyor? Taner Akçam’ın, nasıl “değişime uğradığını” değil de nasıl dönek olduğunu anlatayım.
Devrimci Yol’un kurucu önderlerinden Nasuh Mitap’ı geçen hafta kaybettik. Nasuh, 12 Eylül askeri darbesi ile birlikte tutuklanan ve yoğun işkenceli sorgulardan geçirilen bir devrimci. Dev- Yol ana davasında idam istemiyle yargılandı, 11 yıl hapiste kaldı. Dev-Yol’un eski liderlerinden Taraf gazetesi yazarı Taner Akçam, 11 ve 12 Kasım tarihli yazılarında Nasuh Mitap’ı anlattı. Kemalizm konusunda Mitap’la yollarının nasıl ayrıldığını yazdı. Mitap’ın, “Ben senin eski kafa dediğin İttihatçı solculardanım, bu tutumumu değiştirmeye hiç de niyetim yok” dediğini aktardı.
Nasuh’u çok eskiden tanırdım. Taner Akçam’ı ise daha Kurtuluş Lisesi öğrencisiyken, bir “devrimci liseli” olarak SBF’ye, Basın Yayın Yüksek Okulu’na gelişlerinde tanımıştım. 40 yılı geçmiştir.
Akçam’ın yazıları, nasıl bir “dönüşümden” geçtiğini çok iyi gösterir. Liberaller, sosyalist safları terk edenleri “değişim” ya da “dönüşüm”e uğradı diye överler. Önceki gün Halk TV’de Ümit Aslanbay ve Cüneyt Akman da bunu yaptılar.
Kim bu Taner Akçam? Hala “Sol” adına konuşma cüretini nereden buluyor? Taner Akçam’ın, nasıl “değişime uradığını” değil de nasıl dönek olduğunu anlatayım.
‘İNTİKAM İÇİN ÖLDÜRDÜLER’
Taner Akçam, 23 Ocak 2012 günlü Taraf’ta, “Talat Paşa’nın intikamı alınmıştır” başlıklı yazısında bakın neler demişti:
“Hrant Dink’i Talat Paşa’nın intikamını almak için öldürdüler. Her şey, ama her şey, 1921 yılında işlenmiş suikastın intikamını almaya uygun örgütlendi... Niçin? Çünkü Hrant’ın nezdinde Ermenilerden Talat Paşa’nın intikamını almak istediler... Her şey, 1921’deki gibi olmalıydı. Amaç hem Talat Paşa’nın intikamını almaktı hem de Ermenilere 1915 soykırımını, onların sesini boğmak için yaptıklarını hatırlatmaktı.”
İki cinayet arasında böyle bir “benzerliği” ancak Akçam gibi bir “bilim adamı” bulabilirdi. Akçam’ın nasıl “devşirildiğini” ve marifetlerini Aydınlık’ta çok yazdık ama gene hatırlatmakta yarar var.
Akçam, 1977 yılında cezaevinden kaçarak Almanya’ya gittikten sonra müthiş bir “değişime” uğradı. Geçmişini, davasını, arkadaşlarını ve vatanını bir kenara bıraktı. Alman istihbarat servisinin konuğu oldu, “siyasi mülteci” sayıldı ve kısa sürede Alman uyruğuna kabul edildi. Tessa Hofmann ile tanıştırıldı. Hoffmann, Berlin Hür Üniversitesi’nde, “Türkiye ve Kafkaslar’da Azınlık Çatışmaları Uzmanı.” Alman istihbaratının “think tank”ı olarak kabul edilen Hamburg Sosyal İncelemeler Enstitüsü, Akçam’a hemen “Araştırma Bursu” vermeye başladı. 1988 yılında ise Enstitü’nün maaşlı elamanı oldu. Hamburg Bilim ve Kültürü Teşvik Vakfı’nın yüklü miktardaki bursuyla, “Türkiye ve Doğu Sorunu” başlıklı doçentlik tezini hazırladı. Akçam’ın “araştıracağı” konuları, Tessa Hoffmann ve Alman Doğu Enstitüsü belirliyordu. Akçam’a sipariş edilen konular şunlardı: “Türk Tarihinde şiddet”, “Türk Tarihinde işkence”, “Ermeni Soykırımı.” Özeti “Türkiye’nin cinayet dosyaları.” Emperyalizm bu konuların yazılmasını istiyordu. Görev yerine getiriliyordu.
AKIL HOCASI TESSA HOFFMANN
Akçam’ın elinden tutan Dr. Tessa Hofmann’ın Almanya Dışişleri Bakanlığı’yla ve Federal İstihbarat Servisi (BND)’yle bağlantılı olduğu biliniyor. Hofmann aynı zamanda Ermeni Yazarlar Birliği onur üyesi. Hoffmann’ın tezgahından geçen bir başka “siyasi mülteci” de Oral Çalışlar’dır. Hamburg Sosyal İncelemeler Enstitüsü, Almanya’nın Türkiye İstihbarat masası şeflerinden Udo Steinbach’ın yönettiği ve kaynağı Alman Dışişleri Bakanlığı bütçesinden sağlanan Hamburg Doğu Enstitüsü ile birlikte Tessa Hofmann tarafından yönlendiriliyordu.
Taner Akçam’ı “Ermeni soykırımını doğrudan bir suç olarak eleştiren ilk Türk” ünvanı ile tanıtan Hoffmann, yıllardan beri “Ermeni kıyımının 20. yüzyılın ilk ve sistemli jenosidi olarak Nazilerin Yahudi kitle kıyımına örnek oluşturduğunu, dahası gaz odalarının da ilk kez Türkler tarafından kullanıldığını” iddia eden kitaplar yazıyor, yazdırıyor ve yayınlatıyor.
Hofmann, Almanya’da 1994 yılında çıkan Ermeniler ve Ermenistan adlı kitabında şöyle yazıyor: “İttihatçılar gözleri kan bürümüş ırkçılar topluluğu. Mustafa Kemal, iki milyonu aşkın Ermeni ve Rum’un katili. Ermeni isyancılar ise umutsuzluğun verdiği bir cesaretle savaşan aile reisleridir. Van, Erzurum, Bitlis ve Trabzon Ermenilerin yurdudur.”
DÖNEK PORTRELERİ
Hasan Yalçın, “Dönekler”de Taner Akçam’ı şöyle anlatır:
“Oralarda usul budur, ajan, ajanı bulup getirir. Devşirme üzerinden yenileri devşirilir. Usta terzinin iyi kumaşı bir dokunuşta anladığı gibi, usta istihbarat örgütü de olacak oğlanı bir bakışta tanır. Taner Akçam’ın başvurusu Alman Aygıtı’nın şeflerini çok sevindirmiş olmalı, ‘tam istediğimiz gibi’ demişlerdir mutlaka. Çünkü adam birincisi, Türk; ikincisi, solculuktan geliyor; üçüncüsü, Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birini bitirmiş, yani kumaş her bakımdan iyi.
“Daha önemlisi çevresinden, davasından, vatanından kopmuştur; boştur ve boşluktadır. Her şekli almaya, istenen her hizmeti vermeye hazır. Kontrgerilla örgütlerinin, yetiştirip kullanmak için anasız babasız çocukları özellikle tercih ettiği televizyon dizilerine bile konu olmuştur. Çünkü böyleleri sıkı bağlanır, itaatte kusur etmez, aygıtı babasının yerine koyar.
“Alman psikolojik savaş aygıtının, Türkiye ve Ortadoğu politikasında kullanmak üzere, ‘Ermeni soykırımını doğrudan bir suç olarak niteleyen’ Türklere ihtiyacı vardır. Şöyle veya böyle bu adam mutlaka yaratılacaktır. Taner Akçam sadece araştırma yapacağı konuları değil, içine sokulacağı kalıbı da Alman devletinin dosyalarında hazır bulmuştur.”