29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tarih yalanları ve yalancıları -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Cumhuriyet karşıtları, İslâmcılar, İkinci Cumhuriyetçiler ve bunların sözcüleri olan naylon tarihçiler Osmanlı devletinin yıkılmasını; “Kavm-i Necip” Arapların bağımsızlık peşine düşmelerini, Ermeni ayaklanmalarını ve bu arada akla gelebilecek her türlü melaneti İttihat ve Terakki’ye bağlarlar:

İttihat ve Terakki Türk milliyetçisi (belki de ırkçısı) bir siyaset (!) gütmüş; Asker siyasete karıştığı için Osmanlı Balkan Savaşları’nda yenilip toprak kaybetmiş ve ardından I. Dünya Savaşı’na girmiş; falan fıstık...

Birkaç yalan

Tam anlamıyla bir tarih mavrası: İttihat ve Terakki’ye kadar gelen tarihi es geçerseniz çuvallarsınız. İttihat ve Terakki gökten zenbille inmedi ki...

İttihat ve Terakki, 1908’de askeri darbe yapmış da, askeri siyasete karıştırmış da, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat gibi darbelere örnek olmuş... Yok canım?! Size tarihçi diyenlerin...

Bu zırvayla uğraşmaya bile değmez; Osmanlı tarihinde kaç yeniçeri ayaklanması olduğunu, kazan kaldıran Yeniçeri’nin kaç padişahı tahtan indirdiğini ve kellesini götürdüğünü; kaç sadrazam ve vezirin kellesini aldığını sormak yeter de artar bile.

Birkaç gerçek

1800’lerden itibaren Osmanlı’nın elini kaldırıp başını kaşıyacak bir hali bile yoktur. Bakalım neler olmuş biraz anımsayalım:

1.1805 yılında Mısır’da Arnavut asıllı Mehmet Ali Paşa kendi hanedanını kurdu.

2. 1806’da Arabistan’da Vahabbi ayaklanması başladı.

3. 1821’de Mora’da ayaklanan Yunan halkı, 1832 İstanbul antlaşmasıyla bağımsızlığına kavuştu.

4. “93 Harbi”nde yenilen Osmanlı 1878 yılında Bulgaristan’ın iç işlerinde bağımsız bir prenslik olmasını kabul etti; Bulgaristan 1908 yılında tamamen bağımsız oldu.

5. 1878 yılında Berlin Antlaşması ile Sırbistan bağımsızlık kazandı.

6. 1830’da Fransa Cezayir’i ele geçirdi.

7. 1883’te Tunus Fransız himayesine girdi.

8. 1911’de İtalya Libya’yı işgal etti.

9. Arnavutluk 1912 yılında bağımsızlığını kazandı.

10. 1908’de II. Meşrutiyet ilan edildi ve İttihat ve Terakki yönetime geldi. Kendisinden önce olanlarla İttihat ve Terakki’nin herhangi bir ilişkisi yoktur. Olanlar olduğu için iktidara geldi. 1908’den sonra olanların sorumlusu İttihat ve Terakki’nin “askeri siyasete karıştırması” değildir. Asker siyasete karışmasa da olanlar olacak, İtalya Libya’yı işgal edecek, Arnavutluk o yıllardan birinde bağımsızlığını ilan edecekti. Çünkü tarihin yumurtasının çatlama zamanı gelmişti.

En büyük yalan

Aynı dine inansalar bile bir başka etnisiteden gelen, bir başka dil konuşan bir kavmin egemenliği altında yaşayan bir halkın, belli bir süre sonra “milliyetçi” duygu ve düşüncelerle donanmasından doğal ne olabilir?

Güya Araplar Osmanlı yönetiminden (boyunduruğundan) memnun ve mutluymuşlar da İttihat ve Terakki Türk milliyetçiliğini icat edince onlar da “Biz de Arap milliyetçisi olalım bari!” diyesiymişler. Öyle bir kuyruklu yalan ki kuyruğu dünya çevresini birkaç kez dolaşır.

Değerli okurlar size bu konuda bir kitap salık vereceğim: Yazarı: İlhan Arsel; Kitabın adı: “Arap Milliyetçiliği ve Türkler”; Yayınlayan: İnkilâp Kitabevi.

Arap milliyetçiliği, Arap toplumunu Tanrı’nın seçkin ve üstün yarattığını ileri süren Hz. Muhammed’e dayanır. (s.19) Arap yazar ve düşünürleri, Arabın yabancı egemenliği altında Araplığını yitirmemiş ve ulusal benliğinin bilincinden uzaklaşmamış olduğunu iftiharla belirtirler ve “Arap nereye gittiyse, Araplığını da beraberinde götürmüştür!” derler. (S.18)

Arapların bu özelliği gurur duyulacak ve övünülecek bir nitelik. Ne mutlu onlara! Ama nedense, Arap milliyetçiliğinin Osmanlı devletinin son dönemlerinde ortaya çıkan Türkçülük düşüncesinin gelişmelerine tepki olarak doğduğunu ve bu nedenle ayaklandıklarını ileri sürerler. Bizim İslamcılar ve naylon tarihçiler de bu iddianın peşinden giderler.

Yalancının mumu

Oysa, “Osmanlı İmparatorluğu’nun iç birliğine içten gelme ilk darbeyi Arap hazırlamıştır. Hilâfetin Türklere ait olamayacağı bahanesiyle Vahhabiler Osmanlı devletine karşı ilk ayaklanmayı oluşturanlardır. 1806’da Mekke’yi ve kutsal mahalleri işgalle gelişen bu ayaklanma, Osmanlı hilâfet ve saltanatına karşı modern zamanların ilk ayaklanması olmuştur. Bundan sonra Arnavut asıllı Mehmet Ali Paşa’nın Arap’ın gönlünde yatan Türk nefretini sömürmesi olayı gelir.” (S.189)

Bunlar, başka bir devlet ve kavmin boyunduruğu altında yaşayan bir halkın doğal karşılanması gereken tepkileri. Bizim itirazımız, kökü taa Hz. Muhammed’e dayanan Arap milliyetçiliğinin faturasının İttihat ve Terakki’ye çıkartılması.

Bu geleneksel ve dinsel milliyetçiliğin yanı sıra Araplar, Osmanlı yönetiminin bozukluğundan ve kötülüğünden de şikayetçidir. Bu gerçeği görmüş olan, İngiltere’nin Filistin’deki konsolosu James Finn gözlemlerini şöyle yazar:

“... Romalılar, ayak bastıkları yeri imar etmişlerdir, yollar, köprüler, limanlar inşa etmişlerdir, oysaki Türk, kendi yönettiği yerlerden sadece vergi toplamıştır, fakat buna karşın, bu yerlerin refahını ve kaynaklarını geliştirici hiçbir şey yapmamış, her şeyi ihmal etmiş, aldıklarına karşılık hiçbir şey vermemiştir.” (S.187)

***

Bu satırları 1878 yılında yayınlanan kitabında yazan Konsolos James Finn’e 134 yıl sonra bir sorumuz var: “Türk” dediği Osmanlı, Türk’ün anayurdu Anadolu’ya uygarlık adına ne getirmiştir; yollar, köprüler, limanlar yapmış, fabrikalar kurmuş mudur?