24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tarihinden kopartılan CHP -(TAMAMI)

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

12 Ocak, Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde çok önemli bir gündür.

12 Ocak 1959 yılında yapılan olağan Kurultay’ında yayınlanan “İlk Hedefler Bildirgesi” CHP’nin devrimci sol damarının şahlanmasının önemli bir nirengi noktasıdır.

İleri demokrasi yalanlarının söylendiği bugünlerde, gerçek anlamda ileri demokrasinin ne demek olduğunu anlatan bir bildirgedir o.

Çift Meclis, Anayasa yargısı, idarenin her türlü işlem ve eyleminin yargı denetimine tabi olması, sendikal örgütlenme, grev hakkı, seçim sisteminin demokratikleştirilmesi yani nispi seçim sistemi, Hakimler Şurası’nın kurulması gibi daha bir çok kurumun iktidara gelindiğinde hayata geçirileceğinin ilanıdır.

O gün çok büyük bir merakla CHP Genel Merkezi’nden böyle bir günün yıldönümünde herhangi bir açıklama yapılıp yapılmayacağını merakla bekledim.

Tabii benim bu bekleyişim çok fazla iyi niyetli idi.

CHP’nin geçmişi ile bağının en Vandal bir şekilde, bilgisayar kablolarının kesilmesi gibi koparıldığını düşünememiştim.

Bugünkü YCHP yönetiminden kim hatırlayacaktı “İlk Hedefler Bildirgesini”;

Habur çadır mahkemelerinde teröristlerin avukatlığını yapan TR 705 kod numaralı Genel Başkan Yardımcısı mı?

Türkiyem Partisi’nin “yetmez ama evetçi” Genel Başkan Yardımcısı mı?

Kılıçdaroğlu korkusu susturuyor

“Yetmez ama evetçi”, partililerin tanımadığı Bayan Genel Başkan yardımcısı mı?

“AKP’yi inceledik, inançlara göre örgütleneceğiz” diyen, saygı duruşunu elini kalbinin üstüne götürerek yapan Kadınlar Kolu Genel Başkanı mı?

Kurtuluş Savaşı’nı, emperyalizme karşı bir savaş olarak değil, Rumlara karşı bir etnik temizlik hareketi olarak niteleyen, Atatürk’e ve İsmet Paşa’ya katil yaftası asmaya kalkan bir CHP milletvekili mi?

Parti tarihine bu kadar açıkça saldıran bir kişiyi bu partide tutan Genel Başkan mı?

Bütün bunlara birkaç tanesi hariç sessiz kalan milletvekilleri mi? “İlk hedefler Bildirgesini” hatırlayacaklardı.

Bunlar hiçbir şey yapmazlar, yapamazlar.

Bunlar Fransa Cumhurbaşkanı’nın “ölenlerden birisiyle görüşüyorduk” şeklindeki utanmazlığına bile ses çıkartamayacak, “terör örgütü orada ne arıyor” bile diyemeyecek durumdalar.

Bunlar o haldeler ki, birileri kızar diye, Mandella-İmralı denklemi kurulduğunda, Türkiye’de yaşayan Kürt kökenli insanlarla, ırkçı Güney Afrika yönetimince “insan” oldukları bile kabul edilmeyen siyahlar ile paralellik kurulduğunda bile seslerini çıkaramazlar.

Bu konuşmayanların, susanların hiç birisi parti yararını düşündükleri için değil, bir dahaki seçimde Genel Başkan ve çevresindeki ülkenin bölünmesinden yana olanları kızdırmaktan korktukları için susuyorlar.

Eğer bu olumsuzlukları görmezden gelip, şimdi söylemeyelim, önümüzde seçim var susalım diye geçiştirirlerse, seçimlerden sonra düzeltilecek bir partide ortada kalmayabilir.

Düşünebiliyor musunuz?

Deniz Baykal’a çağrı

Genel Başkan, ülkenin bölünmesine neden olabilecek İmralı açılımına “kredi tanımış” buna ne parti tabanından ve nede birkaç milletvekilinden başka diğer milletvekillerinden ses çıkartan olmamıştır.

Kim ne zaman konuşacaktır.

Partinin akil adamları sizler ne zaman konuşacaksınız.

Sayın Deniz Baykal, uğradığınız ağır mağduriyetin kırgınlığını yaşadığınızı tahmin edebiliyorum.

Ama siz Atatürk’ün oturduğu koltukta oturdunuz.

Ben eski bir milletvekili olarak sadece beni seçenlere karşı sorumluyum, ama siz bu millete ve ülkeye karşı sorumlusunuz.

Bu partiye genel başkan, genel sekreter olarak yıllarca hizmet vermiş diğer parti büyükleri şimdi milletvekili olmayabilirsiniz, ama sizlerinde susma hakkı olmadığı kanısındayım.

CHP örgütünde yıllarca emek vermiş, örgüt emekçileri artık sizinde susma hakkınız kalmadı.

Görülüyor ve anlaşılıyor ki; bugünkü CHP yönetimi bu partiyi iktidara hazırlama kabiliyetine sahip değil.

İktidara muhalefet etmek, muhalefetin tanımı içinde var ama bu yeterli olamaz. Özellikle CHP için olamaz, hele bugün olduğu gibi iktidar taklitçiliği ile hiç olamaz.

AKP İktidarının ülkeye yaptığı tahribatı önleyebilmek için, bugüne kadar yaptığı tahribatı gidermek, bundan sonrasını da önlemek için yeni bir “İlk hedefler bildirgesi” ne ihtiyaç vardır.

Bunu da partinin ilkelerine bağlı ilerici CHP’liler yapabilir.