10 Ocak 2025 Cuma
İstanbul 16°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tarihten bir yaprak

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

Bu hafta köşemi CHP’yi yurt dışında yıllarca omuzlamış Cezmi Doğaner’e bırakıyorum.

AVRUPA TÜRKİYE SOSYAL DEMOKRAT HAREKETİ
CHP ve tarihine ışık tutanlar...
Tarihi bir anıyı hatırlatmak istiyorum.
Dönem: 12 Eylül 1980 askeri cunta yönetimi dönemi; CHP ve Genel Başkanı Ecevit üzerinde ağır baskılar var. Avrupa Konseyi’ne Hollanda, İsveç, Danimarka ve Norveç ortak bir önerge verdiler ve Türkiye’nin Konsey’den ihraç edilmesini istediler.
Avrupa Konseyi, Türkiye raportörü Hollandalı Sosyal Demokrat H. van den Berg idi. Ecevit acilen görüşmemi istedi.
Görüşmemizde, H. van den Berg, “Ecevit cuntaya karşı mücadele ediyor ama milletvekilleri sessiz kalmayı tercih ediyor, biz de kuşkuya düşüyoruz” dedi. Ben de “Türkiye’ye gideceğim ve Ecevit’e sizin kuşkularınızı anlatacağım” dedim.
Ecevit’i 1982 yılı Temmuz ayında evinde ziyaret ettim. İzlenimlerimi söyledim. Ecevit, üç şey söyledi:
“1. Türkiye Avrupa Konseyi’nde üye olarak kalmalı ve Avrupa ile bağlarımız kesinlikle koparılmamalı.
2. Avrupalı sosyal demokrat partilerle ve Sosyalist Enternasyonal ile daha sıkı işbirliği içinde olunmalı.
3. Gelecek ay bu konuları, görüşlerimizi en iyi anlatabilecek ve İngilizcesi de çok iyi olan milletvekilimiz Engin Ünsal’ın Avrupa ülkelerine gitmesini sağlayacağım. Sizler de bulunduğunuz ülkelerde sosyal demokrat parti ve sendika başkanlarından randevu alırsınız.”
Sayın Engin Ünsal, İsveç, Danimarka, İngiltere, Fransa, Hollanda ve Almanya’yı kapsayan bir gezi yaptı. Başta Olaf Palme, Willy Brandt olmak üzere sosyal demokrat liderler ve sendika başkanları ile görüştü.
12 Eylül faşist cunta darbesiyle kapatılan CHP ve yasaklı duruma getirilmiş parti yöneticileri ile dayanışma içinde bulunduk. Ecevit’in Türkiye’de demeçlerine, yargıdaki savunmalarına bile sansür uygulanırken, Avrupa’da bulunan sosyal demokrat örgütler ve yöneticileri, görev bilinciyle tüm demeçleri ve savunmaları birkaç dilde Avrupa kamuoyuna duyurmuş, dayanışma sağlamıştır.
Türkiye AB’ye aday; Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi vb AB kurumlarının da üyesidir. Öte yandan, Avrupa Konseyi’ nin tüm üyelerini bağlayan birtakım ilkeleri, kuralları vardır. Bu ilkelere, kurallara, yükümlülüklere uymayan üye devletlerin Avrupa kurumlarında temsil hakkından yoksun bırakılması, hatta üyelikten kesin çıkarılması da AB statüsünde yer alır.
Türkiye açısından önemli bir konu da Avrupa’da yaşayan altı milyon civarında vatandaşımızın durumudur. Biz, Avrupa’da yaşayan Türkler olarak, Türkiye’nin AB’ye üyesi olmasını destekliyoruz. Aksi halde Türkiye, Ortadoğu çöllerine savrulacak bir duruma gelecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yönetimi Avrupa ile ilişkileri “düşük profilli” bir anlayışla yürütüyor. O kadar ki son zamanlarda çıkarılan bazı yasalar, Avrupa’da sadece sosyal demokrat çevrelerde değil tutucu çevrelerde bile “Türkiye nereye gidiyor? Demokrasiden uzaklaşıyor” gibi bir kuşku uyandırıyor.
CHP’nin son yıllarda izlediği politikalarla Avrupa ve Dünya solu ile ilişkileri askıya alındı.
“Yanlışlar sadece Kılıçdaroğlu’na zarar verse önemli değil; CHP’ye ve Türkiye’ye zarar veriyor.

CHP’NİN ÇAĞDAŞ HUKUK DEVLETİNİ OLUŞTURAN İLKELERİ
1) Demokratik parlamanter yönetim,
2) Yargının bağımsızlığı,
3) Yasama ve Yürütme’nin yargısal denetimi,
4) İnsan hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması,
5) Devletin yalnız siyasal değil, aynı zamanda sosyal nitelikte olması, yani tüm vatandaşlarının ekonomik ve sosyal durumlarının ve geleceklerinin güvenceye bağlanması,
6) Bütün bunların kâğıt üzerinde kalmayıp hakça uygulanması,
7) Bireylerin siyasi, ekonomik, inanç ve kültürel özgürlüklerini yaşadığı ve hukuk devletinin yerleştiği tam demokrasi anlayışı, şeklinde özetlenebilecek ilkeleri CHP’nin de kararlılıkla savunması, parti tavır içinde oluşturmuş, ulusal birlik ve bütünlük ile siyasal ve sosyal demokrasi arasında bir türlü dengeyi tutturamamıştır. Oysa Avrupa Birliği ülkelerinin fiilen uygulaya geldiği birçok yaklaşım CHP’ye de örnek olacak değerdedir.
Cezmi Doğaner (Hollanda, Almanya, İsviçre, Norveç, İsveç, Fransa)
Grup Başkanı