19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tarihten güncele: Askeri törenle karşılanan güreş takımı

Ceyhan Mumcu

Ceyhan Mumcu

Gazete Yazarı

A+ A-

MUSTAFA İLKER YÜCEL 

  • 9 Eylül’ün yıl dönümünü geride bıraktık. Kutlama toplantılarında eksik kalan bir vurgu var mıydı?

Vardı. Bir defa şunun altını çizeyim. Sadece İzmir’in kurtuluşu değil Türkiye’nin kurtuluş gününü kutluyoruz. İzmir 15 Mayıs 1919’da işgal edildi. Müttefiklerin adını sayalım; İngilizler. Amerikalılar, İtalyalılar, Yunanlılar. Bunların hepsi şu anda sözde bizim müttefikimiz. Osmanlı Sarayı da “Bunlar misafirimiz” havasındaydı. Ordu da bu yüzden kurumsal olarak direnmedi. Direniş İttihatçı fedailere kaldı. Şimdi İttihatçılar hakkında bazı Saraycılar öyle kolay ileri geri konuşuyor ki hayret ediyorum. İttihatçılık zor anda zor işi yapmaktır. Bakın güzel İzmir işgal ediliyor, herkes gözünü kapatıyor. Saray neredeyse “Hoş geldiniz” diyor. Kim çıkıyor sahneye: Süleyman Fethi Bey çıkıyor. Hasan Fehmi çıkıyor. 

  •  Süleyman Fethi’nin şehit edilmesinin üzerinde pek durulmuyor. Mücadelede öne çıkmıştı.

İzmir Valisi’nin Belediye Başkanı’nın konuşmasında var mıydı bilmiyorum. Ama o dönem işgale boyun eğmeyen ve tepki koyan fedaileri özel olarak anmak gerekir. Süleyman Fethi Yunan süngüsü altında can veriyor. Bağımsızlık ve milli gurur savunmasında bayraklaştırılması gereken bir isim. Bu kişiler dünyaya, emperyalizme karşı nasıl mücadele edilir gösterdiler. Hatta bu direnişler sayesinde emperyalist merkezlerdeki iktidarlar bile değişti. İngiltere’de hükümet düşürüldü. 

  •  Fethi Okyar’a randevu bile vermemişlerdi. Öyle değil mi? 

Evet. Taarruz başlamadan önce temas kurmaya çalıştı Ankara. İngiltere Dışişleri Bakanı özel kalem müdür yardımcısına yönlendirdiler. Özel kalem müdürü bile değil! Fethi Okyar telgraf çekiyor. Bizi ciddiye almıyorlar diye. Sonra denize döküldüler. “Randevuyu” Ege Denizi’nin soğuk sularında biz onlara verdik. Yunan ordusu da Kuvayı Milliyeciler karşısında şaşkınlığa düştü. Binlerce kayıp veriyorlar. Yunan Başkomutanı 26 Ağustos’ta Atina’ya gidiyor. Ordunun başında değil. Bizimkiler telgraf tellerini kestikleri için Trikopis’in ordunun başına atandığından haberi bile olmuyor. Telgraf tellerini kesen kişi de Mehmet Eymür’ün babası.

  • CIA bağlantılı eski MİT’çi Mehmet Eymür mü?

Evet o. Babası Mazhar Eymür. Trikopis Başkomıtan olduğunu Mustafa Kemal’de öğreniyor. Bir de Kurtuluş Savaşı’yla ilgili konuşan herkesin altını çizmesi gereken bir nokta Rusya’yla İngiltere ve saldırgan emperyalistlere karşı omuz omuza mücadele etmemizdir. Buğday verdik silah aldık. Şunun altını çizelim: Anadolu’yu işgal eden kuvvetlerin hepsi bugün NATO üyesi. Biz dünün NATO’cularına karşı vatanımızı savunduk. Bugün de bizi tehdit eden kuvvetler NATO gücü.

  • NATO bizi koruyor ama hocam!

(Kahkaha atarak) Hayaletlere karşı koruyor. Alttan yumruk atıyor! NATO müttefikimizse FETÖ ve PKK da müttefikimizdir!

  • Kurtuluş Savaşı’nda işgale karşı direnç kıran aydınlar da oldu.

Rıza Tevfik, Ali Kemal, Cenap Şahabettin, Refik Halit bu isimler emperyalizme karşı mücadeleyi maceracılıkla itham ettiler. Düveli Muazzama diyerek cesaret kırmaya çalıştılar. Yoksul Türk milletinin bağımsız ve özgür yaşama azmini küçümsediler. Böyle aydınlar bugün de var! CHP Genel Merkezi’ne kadar girdiler! 

  • Ekonomiye dönelim. Mehmet Şimşek’in açıkladığı Orta Vadeli Programı incelediniz mi?

İncelemedim.

  • Neden?

Bir metin serbest piyasacıysa nereye varacağı bellidir. Bizim gibi ekonomik yapısı Batı’ya bağlı ülkeler ancak kamunun etkin, itici, planlı kuvvetiyle büyür. Serbest piyasacılar ekonomiyi mahvettiler. Şimdi kurtaracağız diyorlar. Ak Parti büyük hata yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyordu ısrarla; “Yüksek faiz enflasyonun sebebidir. Faiz düşerse enflasyon düşer.” CHP’liler de sanki Erdoğan’ın söylediklerinin tersini söylemek mecburiyetindelermiş gibi, “Hayır efendim” diye karşı çıkıyorlardı. Buyurun şimdi sizin çözümünüz uygulanıyor! 

  • Kadın Milli Voleybol takımımızın başarısı geçen hafta temel gündemdi.

1948’te Dünya olimpiyatlarında bizim güreş takımımız dünya şampiyonu oldu. Radyodan cızırtılı gelen sesle dinlerdik. Yaşar Doğu isimli bir güreşçi anımsıyorum. Onlar yurda dönünce Ankara’da stadyumda tören yapılmıştı. Askerler heyecanın merkezindeydi. Babam bu törene Uğur Mumcu’yla beni götürmüştü. Çok heyecanlanmıştık! Güreşçiler asker gibi yürüyerek halkı selamlamıştı. Bu milli ruh hali bizi birleştiriyor. Voleybol kadın milli takımımızda kuvvetli bir milli heyecan gördüm. Bu milletine bağlılıktır. Çok önemli. Bir de şunu hatırlıyorum. Bir milli maçta Lefter Küçükandonyadis penaltı atacak Yunan seyirci onun Rum olmasından dolayı ‘Lefter, Lefter’ diye tempo tutup kaçırmasını istiyor. Buna rağmen gole çevirdi! Milli heyecanı baskın gelmişti. Çok konuşulmuştu. Eskrimde de iyiydik. Sırıkla atlamada da ustaydık. Zor bir spordur. Spora ayrılan bütçeyi artıralım bakın daha ne başarılar gelecektir. Türk kadının gücünü selamlıyorum. Türk kadınını sosyal kültürel hayatın merkezine koyan Atatürk Devrimini selamlıyorum! 

  • Sizin spor hayatınız?

İyi bir izleyici olmak da spora bir şekilde dahil olmaktır (kahkaha atarak).