05 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tarımsal ürünlerin rekabet piyasası Kısacık bir öykü

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

Bu öyküyü rahmetli babam anlatmıştı. Olay, motorlu taşıtların kullanılmadığı, pekçok işin insan ve hayvan gücüyle yapıldığı bir dönemde geçiyor. Varlıklı biri kasaba pazarından fincan, bardak, porselen tabak gibi şeyler satın almış. Satıcı bu gereçleri bir tahta sandığa yerleştirmiş. Bir hamal çağırarak eşyanın eve taşınması için pazarlık yapmışlar ve üç liraya anlaşmışlar. Hamal sandığı iple sırtına yüklenmiş, adamın yanı sıra eve doğru yürümeye başlamış.

Yolda giderken eşya sahibi:

- “İstersen sana bir öğüt vereyim, ama karşılığında taşıma ücretinden bir lira düşeceksin” demiş. Hamal bu akıllı bir adama benziyor, belki bana verdiği akılla benim de yaşantım değişir diye düşünerek kabul etmiş.

Zengin adam:

- “Fakirlik zenginlikten iyidir derlerse inanma” demiş.

Hamal söyleneni doğru bulmakla birlikte, pek işine yaramayacağını düşünerek biraz canı sıkılmış.

Önerdiği şeyi hamalın kolayca kabul ettiğini gören mal sahibi, bir lirayı daha almazsa başka bir öğüt vereceğini söylemiş. Hamal onun belki bu sefer işe yarar birşey söyleyeceğini umarak kabul etmiş.

Zengin adam:

- “Açlık tokluktan iyidir derlerse inanma” demiş.

Canı biraz daha sıkılan hamal sırtındaki ağır yükle yola devam ederek kanter içinde eve ulaşmış. Tam merdiveni çıkarken eşya sahibi :

- “Sana son bir öğüt daha vereyim, böylece ödeşmiş olalım” demiş.

Hamal kabul edince.

- “Soğuk sıcaktan iyidir, derlerse inanma demiş.

O sırada merdivenin kırkıncı basamağına ulaşmış olan hamal kırılacak eşya dolu sandığı tutan ipleri bırakarak tangır tungur yuvarlanınışını seyretmiş ve :

- “Ağam, sen de bu sandıkta sağlam bir şey kaldı derlerse sakın inanma” demiş.

Hisse

Sayın okurlarımız siz de “serbest piyasa fiyatı” sözüne sakın inanmayın. Serbest piyasa koşulları yer yüzünde hiç olmamıştır ve olmasına olanak yoktur. Bu kavramı kısaca açıklayalım.

KURAMSAL TEMEL

Bir tam rekabet piyasası aşağıdaki koşulların geçerli olduğu piyasadır:

(1) Alıcıların ve satıcıların sayısı çok olup, hiçbir kişinin alım ve satım kararı fiyat üzerinde belirgin etki yapamaz.

(2) Ürün yeterince bir örnek (homojen) olup, bir firmanın ürünü diğer firmanın ürünü yerine aynen kullanılabilir.

(3) Talep, arz ve fiyat üzerinde; devletin işe karışması ve firmaların gizlice anlaşması gibi yapay kısıtlamalar yoktur.

(4) Sistemde kaynak ve ürün akışkanlığı vardır, örneğin yeni bir firma o işkoluna girmekte özgürdür.

Bir tam rekabet piyasasında, her üretici-satıcının ürününü olabildiğince yüksek fiyata satarak gelirini en yüksek düzeye çıkarmaya çalışacağı; her alıcının da ürünü olabildiğince düşük fiyata elde ederek faydayı en yüksek düzeye çıkarmaya çalışacağı varsayılır. Toplu olarak alıcıların ve satıcıların eylemleri fiyatı belirler.

Kuramsal çözümlemeleri kolaylaştırmak için ekonomistler tam rekabet piyasası kavramını kullanırlar. Büyük sayılar ve bir örnekliğe ek olarak “tam” sözcüğü alıcı ve satıcıların tüm bilgilere sahip olduğu ve ürünün tümüyle bölünebildiği, piyasada ürünün tümüyle devingen (hareketli) olduğu anlamına gelir. Ancak bu varsayımlar çerçevesinde piyasa fiyatından söz edebiliriz (Bkz. 1).

DURUM VE YORUM

Genellikle ekonomi kitaplarında tam rekebet piyasasına örnek olarak tarım kesimindeki yapı gösterilir. Yurdumuzda sayıları milyonları geçen tarım işletmesi mevcuttur. Bunların üçte ikisi 100 dekar ve daha az araziye sahip olan işletmelerdir. Alıcı durumundaki firmalar da az değildir. Tarım işletmelerinin ve alıcı firmaların sayısı zamanla azalmakta ve ortalama büyüklükleri yavaşça artmaktadır. Dağınık ve güçsüz olan bu yapıların piyasayı etkileme gücü pek yoktur.

Sanayi ve hizmetler kesimindeki yoğunlaşmadan uzak bu atomistik yapı tam rekabete en yakın oluşum durumundadır. Ancak her biri binlerce satış mağazasına sahip zincir marketler gittikçe yoğunlaşmakta ve piyasa oligopsonik bir yapıya evrilmektedir. Toprak Mahsulleri Ofisi, Çay-Kur, Türk Şeker, Et-Süt Kurumu, Tarım Kredi Kooperatifleri gibi kamu işletmeleri piyasayı düzenlemeye çalışmaktadır. Devlet kuruluşları ve belediyeler tarafından yapılan alımlar ve yasal düzenlemeler piyasanın işleyişini etkilemektedir.

Birçok bitkisel ve hayvansal ürün dış ticaretten etkilenmektedir. Tüketicileri koruma adına yapılan dış alımlar yerli üretimi azaltmaktadır. Ayrıca çeşitli destek uygulamaları ürünler arasındaki ilişkileri bozmaktadır. Ayçiçeği ve buğdaydan biri desteklendiğinde diğerinin ekiliş alanı ve üretimi azalmaktadır. Destekler daha çok büyük işletmelere gitmekte, korunması gereken küçük aile işletmeleri desteklerden yeterince yararlanamaktadır.

Tarım ürünleri değeri düşük, hacimli ve hantal ürünlerdir. Uzun mesafelere taşınmaları masraflı olur. Özellikle taze meyve, sebze, süt ve et gibi çabuk bozulan ürünlerin soğuk zincirle taşınması ve depolanması gerekir. İthal malı petrol ile yapılan kara yolu taşımacılığı pahalı ve zahmetlidir. Uzun mesafeli taşımacılığın deniz yolu ve demir yoluyla yapılması gerekmektedir.

Yerel olarak başarı gösteren bazı tarımsal kooperatifler vardır. Ancak kooperatiflerin piyasayı düzenleme konusunda etkili olduğu söylenemez. Tüketim kooperatiflerinin daha kötü durumda olduğunu üzülerek belirtmek gerekmektedir. Üreticiyi ve tüketiciyi korumanın en kestirme yolu olan kooperatifçiliği güçlendirici önlemleri almak gerekmektedir. Bu kesimlerin kendi örgütlerine sahip çıkmaları zorunludur. Her şeyi devletten beklemek uygun bir yaklaşım değildir.

Gönüllerimiz ve çabalarımız planlı ve örgütlü bir yapıdan yanadır.

(1) William G. Tomek ve Kenneth L. Robinson, Agricultural Product Prices, Cornell University Press, Second printing,1975. s.79-80.