Tayyip Erdoğan’a karşı şeytanla işbirliği yapma planı
Duygusal tepkilerle hareket edenler 2014’te Silivri duvarının yıkılmasından sonra başlayan millileşme sürecini göremediler. ABD ise net gördü ve 15 Temmuz’da TBMM’yi bombaladı.
Darbe girişiminden sonra şöyle planlar yapıldı:
Erdoğan’a karşı Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapma planı,
Erdoğan’a karşı PKK/HDP’yle kol kola girme planı,
Erdoğan’a karşı “Açılım esas bizim işimiz”
planı,
Erdoğan’a karşı “PYD terör örgütü değil”
planı,
Erdoğan’a karşı “Afrin’e girmeyin” planı,
Erdoğan’a karşı FETÖ’cülerle dirsek teması planı,
Erdoğan’a karşı KHK’lılarla dayanışma planı,
Erdoğan’a karşı “Ekonomiyi Kemal Derviş’e emanet etme” planı,
Erdoğan’a karşı “Dersimli Kemal’le Kobaneci Canan Kaftancıoğlu” planı,
Erdoğan’a karşı Ekmelettin İhsanoğlu planı,
Erdoğan’a karşı Avrasya güçlerini “otoriter” ilan ederek Batı’yla işbirliği planı,
Erdoğan’a karşı Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta İsrail’e teslim olma planı,
Erdoğan’a karşı Uygur kışkırtıcılarıyla omuz omuza verme planı,
Erdoğan’a karşı S-400’lere karşı çıkma planı,
Erdoğan’a karşı “Said’i Nursi kitapları için Anayasa Mahkemesi’ne gitme” planı...
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” sözünü dillerinden düşürmeyenler “söz konusu Erdoğan”sa şeytanla ittifak yapma noktasına geldi.
Bu muhalefet çizgisini Atatürkçülük zannedenlere hatırlatalım: Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşenirmiş...
Her planı yaptılar da “Birleşen ve Üreten Türkiye için Vatansever Plan” yapamadılar...