Tayyip Erdoğan'ın hak ettiği Fenerbahçe'den ihraçtır!
2013-14 Süper Lig Şampiyonu, bitime 3 hafta kala Fenerbahçe oldu. Bu 19. şampiyonluğu; 18. şampiyonluk, 2011'de gelmiş ve peşinden 3 Temmuz süreci yaşanmıştı. 17 Aralık 2013'te değişen dengeler, 3 Temmuz'un da ipliğini pazara çıkardı. Bizlerin, bilsek de -kanıt ve tanık sorunu nedeniyle- açık açık yazamadığımız şeyleri, şimdi yandaşlar televizyonlarda dillendiriyor.
Tepedekinin karakutularından, yarı-resmi sözcüsü konumundaki Proje Çocuk, iki buçuk yıl boyunca, "Ne Cemaati, şike var ortada!" diye borazan olduktan sonra; 17 Aralık operasyonunun 6. gününde, "Aziz Yıldırım, Ergenekoncu diye hedefe oturtuldu. Onda haklısınız Fenerbahçeliler" deyiverdi utanmadan.
Bu yıl 13 Ocak'ta televizyonda, "Bu Aziz Yıldırım'a karşı yapılmış operasyondur. Bu ülkede 367 kişi uyduruk nedenlerle casusluktan yargılandı! Yapılan bütün haksızlıkların bedeli ödenmelidir!" diyerek, yine Cemaat'i suçladı. Bunları söyleyen Fenerbahçeli falan değil, tersine Fenerbahçe'ye resmen düşman birisiydi.
17 ARALIK: ÖKÜZ ÖLÜNCE...
19 Ocak'ta, "Hukukun esası usuldür" diye, Aziz Yıldırım'a izlemesi gereken yolu öğretirken(!); yıllarca Ergenekon ve Balyoz davaları için, "Usulde eksikler olabilir, onlara takılıp, davanın esasını kaçırmayın" sözlerini tekrarladığını, unuttuğumuzu zannediyordu besbelli.
2,5 yıl sonra, öküz ölüp, ortaklık ayrılınca yaptığı bu saptamaları doğruydu. Doğruydu çünkü; 3 Temmuz'da Aziz Yıldırım gözaltına alındıktan 3 gün sonra, Cemaat'in "sözcüsü" konumunda olduğu kabul edilen Hüseyin Gülerce, Zaman gazetesinde şöyle yazmıştı: "Aralarında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da bulunduğu 60'tan fazla kişi gözaltına alındı. Öyle şaşkınlık falan da yok. Ve herkesin aklına ilk gelen, Ergenekon oldu. Birden "futbolun Ergenekonu" lafı konuşulmaya başlandı. Artık futboldaki Ergenekon'a da neşter vuruluyor. 'Futbolda Ergenekon olur mu?' sorusu bugün anlamsız bir sorudur."
ÇOCUĞUN DİLİ ÇÖZÜLÜNCE
Bu defalarca değindiğim konuyu, niye tekrar ısıtıp önünüze getirdiğime gelince... 2 gün önce, Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu ilan ettiği gece, bizim oğlan yine bir şeyler yumurtladı! "Fenerbahçe'nin küme düşmesini önleyen Başbakan'dır. Kupanın Fenerbahçe'de kalmasını sağlayan da... Aziz Yıldırım'ın 49 yıl ceza alıp, kulübün Cemaat yönetimine geçmesini önleyen de odur. Ötesi, o kritik günlerde, Ferit Şahenk ve Nihat Özdemir'e talimat verip, Sow'un transferi için fon sağlatmıştır. Fenerliler teşekkür etmelidir."
Proje Çocuk'un, anlattıklarına tanık gösterdiği Eskort Rıdvan Bey, (Eskortluğu, "beyefendi"nin huzuruna çıkan her futbol insanına refakat etmesinden geliyor.)
"Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk" diye bağıran Saraçoğlu tribünlerini kınarken, "Sayın Başbakanımız herkesten fazla Fenerbahçelilik yapmıştır ve Fenerbahçe'ye katkıları büyük olmuştur" diye buyurmuştu yılbaşında. Meğer bunları kast edermiş.
SENİ GİDİ İYİ POLİS
Kapalı kapılar ardında dönmeyen dümen kalmamış da, haberiniz yokmuş değil mi? Tepede oturan, Cemaatin Fenerbahçe'ye operasyonuna onay vermiş, sadece seçim sonrasına ertelenmesini istemiş, Federasyonun başına aklınca uygun adamı getirerek gerekli altyapıyı hazırlamış, düğmeye basılmasını keyifle seyretmiş! Üstelik, Fenerli Fenerli yapmış bunları... Sonra iyi polis maskesini takıp poz vermiş, Eskort Bey ve muadillerine...
Ama serde ilkesizlik, bilgisizlik ve utanmazlık olunca, ortaya çıkan garabet de vız geliyor tabii. Futbol Federasyonunun kararı bir yanda, tüm adli ve sportif "yargı" kararları diğer yanda, taban tabana durmakta. Aziz Yıldırım, bu garabet karşısında kendisini ifade etmekte, derdini anlatmakta zorlanmakta. Tepedeki de zevkle izlemekte, günahı kadar sevmediği, gıyabında "şerefsiz" diye hitap ettiği adamın açmazını.
TRABZONLU DA DUYDU
İşin bir de Trabzonspor cephesi var tabii. Onlar da öğrenmiş oldu, kupalarının niye bir türlü gelemediğini. Kazığı kimden yediklerini, zaten biliyor olmalıydılar, şimdi kulaklarıyla da duydular. Yapacakları şey basit, son iki seçimde yüzde 60 oy verdikleri "Ampul"e, bu kez yüzde 80 verecekler ki, yeni kazıklar için potansiyel oluşsun.
Kulübün başındaki Küçük Tayyip'in bunları bilmiyor olması mümkün mü? Niye bildiği halde, hâlâ "Kupam da kupam" diyor? Federasyonun sanal bir cephe olduğunun, arkasındaki gerçek karşıtıyla mücadele edecek gücününse olmadığının ayırdındayken, niye rüzgar yapmayı sürdürüyor? Bunları düşünme işini, Trabzonlulara bırakalım.
BİR GÜN MUTLAKA...
Rıdvan Bey'in, başbakanına baktığı gözlüklerden bizde olmadığı için; ben, "beyefendileri"nin Fenerbahçe'ye, kulüp üyeliğinden çıkarılmasını gerektirecek kadar zararı dokunduğunu düşünüyorum. Son 3 yılda olup bitenler mercek altına alınırsa, bu noktaya herkesin varacağına inanıyorum. Kulübün seçilmiş başkanı, sevseniz de beğenmeseniz de, üyelerce mutlak saygıyı hak eder. Kulübe karşı olanı zaten geçtik de; üyeler tarafından, orantısız güçle (devlet gücü gibi) başkana karşı her türlü hukuksuz girişim, kulüp açısından mutlak disiplin suçu teşkil eder.
Tahminim, Tayyip Erdoğan 90'lı yıllarda, tüzüğün 10.maddesinde belirlenen "Özel Yöntemler"le üye oldu kulübe. Bence şimdi de, "Üyenin hak ve görevlerini" belirleyen 15.maddenin "a" ve "d" fıkraları gereği, üyelikten çıkarılmalıdır. Aslında 6.maddede daha uygun gerekçeler var da, neyse... Evet, layığı ihraçtır! Uygulanırlığı bugün zor gibi gözükse de, bir gün kaçınılmaz olarak gerçekleşeceğine eminim.