T.C Baş İmamı...
Bu ülkenin Başbakanı partisinin dünkü 5. Olağan Kongresi’nde, delegeleri ve izleyicileri, şehitlerimiz için “Fatiha” okumaya davet etti! İlk bakışta, “Ne var bunda? Hepimiz Müslüman değil miyiz?” diyebilirsiniz... Ancak, “çok şey var bunda!”Çünkü o kendisini her ne kadar “baş imam” sansa da aslında Başbakan... Dolayısıyla onun görevi “Fatiha” okutmak değil, teröriste haddini bildirmek ve evlatlarımızın şehit düşmesini engellemek.***Sen 3 yıl boyunca açılım masalı okuyacaksın...Terör örgütüyle masaya oturacaksın...Hapishanedeki katile “baş müzakereci” rolü vereceksin; içeriden örgütünü yönetmesine seyirci kalacaksın...Onu ve emrindeki zavallıları kahramanlaştıracaksın...Örgüt paçavralarının açıldığı meydana gidip “barış, kardeşlik” nutukları atacaksın... Bu arada... Askerin, polisin elini tutacaksın... “Size saldırsalar bile sakın cevap vermeyin” diyeceksin...Yani; taşları bağlayıp meydanı köpeklere bırakacaksın...Yapılan pazarlıklarda tek bir şartını bile kabul ettiremeyeceksin...Sonra da oyun bozulduğunda “Kandırıldık. Örgüt, açılım sürecinde her yeri cephaneliğe döndürmüş” diye ağlayacaksın...Askerin polisin teker teker şehit düştüğünde ise dini belki de milyonuncu kez siyasete alet edip yandaşlarını “Fatiha” okumaya davet edeceksin...Hadi oradan Ahmet Bey!*** Bu parti sözüm ona demokrat...Anımsayın; dünyaya şirin görünmek için Ermeni soykırımını bile kabul ettiler.Yetmedi; kendilerine Ermeni vekil, Ermeni danışman bile buldular.Peki; o Ermeni AKP’liler de mi dün “Fatiha” okudu şehitlerimizin ardından?***Şimdi bazı “sal’aktroller” bilgisayarın başına geçip “Niye rahatsız oluyorsun Fatiha’dan? Sen Müslüman değil misin?” diye e-posta döşeyecekler...Sözüm onlara ve “baş imam”a:Elbette inanca, ibadete karşı değilim.Ayrıca bu ülkede şehitlerimizin arkasından Fatiha okumayan tek Müslüman olduğunu bile sanmıyorum.Benim itirazım bunun “şov”a dönüştürülmesine...***Akıllı bir insan işini duaya bırakmaz...Önce eşeğini sağlam kazığa bağlar; sonra gerisini Allah’a havale eder.Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın terör karşısındaki tavrı belli:Tam 16 evladımızın ölüm haberini aldığı halde gidip memleketinde milli maç seyrediyor...Bu sırada önceki şehitlerimizden birinin çocuğunu yanına alıp ne kadar “koruyucu ve şefkatli olduğunu” gösteriyor! Sonra lütfedip Ankara’ya gidiyor; duruma ne kadar hakim olduğunu (!) yine fotoğrafçılara tespit ettiriyor!Ertesi gün cenaze namazında zırıl zırıl ağlıyor...En sonunda da delegelerine Fatiha okutuyor.Kısacası; bugün Türkiye’yi yöneten “baş imam” duygu sömürüsü için elinden geleni ardına koymuyor ama asıl yapması gerekenleri yapmıyor...Yani... Yağmur duasına çıkıyor ama en yakın barajdan kente su getirmekle uğraşmıyor!***Ne olur, önümüzdeki seçimlerde gönderin şu adamları...Yerine getirecekleriniz varsın dua etmeyi bilmesinler.Yeter ki aciz ve yanlış politikalarla bu ülkenin gençlerinin ölmesine yol açmasınlar!
ŞARKI! AKP’nin dünkü kongresinde, 1 Kasım Seçimleri için bestelenen seçim şarkısı ilk kez çalınmış... Şarkının ismi “Bismillah...”“Aşk ile çıktık yolaYenilendik tazelendikSevdalıyız bu vatanaHaydi BismillahSöylenecek sözümüz varYürünecek yolumuz varHep beraber yürüyelimHaydi Bismillah”***Bir şarkı da ben yaptım onlar için... Hediyem olsun!***Artık sabrımız kalmadıHadi yallah, hadi yallah!Defterinizi düreceğiz...Hadi yallah, hadi yallah!Telaşınız işte bundan...Hadi yallah, hadi yallah!Sıtkımız sıyrıldı sizdenHadi yallah, hadi yallah!
GÜNÜN SORUSUDün AKP Kongresi’nde karar alınmış... “Siyasi gücü erdemle, hikmetle, irfanla birleştirmeyi kalıcı kılmak üzere”, bir “Siyasi Erdem ve Etik Kurulu” oluşturulacakmış... Sorum size:Adalet ve Kalkınma Partisi ne kadar adil ve kalkınmacıysa bu kurulun da o kadar erdemli ve etik davranacağından kuşku duyanınız var mı?
SÖZ SİZDE... (156+123)Bugün Abdullah Bey’e seslenme sırası Kanlıca’dan L. G.’de... Sizin de Gül’e soracaklarınız ya da söyleyecekleriniz varsa [email protected] adresine göndermenizi bekliyorum.***“Abdullah Bey...Ben doğma büyüme Kanlıcalıyım... 76 yaşındayım. Bu mektubu da internetten değil, elden gönderiyorum Mustafa Bey’e... Üzülerek söylemeliyim ki size açık kimliğimle hitap edemiyorum. Vatandaş, cumhurbaşkanından korkmaz ama ben sizden çok korkuyorum. Çünkü siz açık değilsiniz. Karanlık bir yanınız var. Ve en acısı ne biliyor musunuz? İstanbul’da başka bir yer kalmamış gibi geldiniz benim semtime yerleştiniz, komşum oldunuz. Ben halka hesap vermeyen, gazetecisini yok sayan, nereden geldiği belli olmayan paralarla köşk alıp sefa süren komşu istemiyorum. Herkesin derdi başka... Mustafa Bey ve onun diğer okurları sizin konuşmanızı, sorulara cevap vermenizi istiyor. Ben ise Kanlıca’mdan gitmenizi istiyorum. Gidin. Sizin gibi komşu istemiyorum!”
GÜNÜN İSYANIKabe’de bir vinç hacı adaylarının üzerine düştü; ilk belirlemelere göre aralarında 2 Türk’ün de bulunduğu 107 hacı adayı öldü. İsyanım, her Hac döneminde ciddi bir katliama imza atar hale gelen Suudi Arabistan yönetimine sessiz kalan İslam dünyasına:Allah bize, “Gidin de Suudi Arabistan’ın aptallığı yüzünden ölün” mü dedi? Suudi yönetiminin aklı başına gelinceye kadar neden radikal bir önlem almayı ve vatandaşlarınızı ölümden korumayı düşünmüyorsunuz?