22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tekelci çetenin bekçisi Biden

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD’yi yönetmeye talip sahnedeki oyuncu politikacılar “Orta Sınıf Ülkesi” ABD için çaba harcayacağını iddia eder. Bu iddiaların en büyük sebebi İngiliz Emperyalizmine karşı bağımsızlık için savaşan “ABD Devrimi” liderlerinin halkın desteğini kazanmak amacıyla, yeni kurulacak ülkenin, İngiliz hâkimiyeti döneminden farklı olarak, birkaç tekelci aile şirketleri tarafından yönetilmeyeceğini, zenginleşmek için adil rekabet eşitliğinin sağlanacağı ve devletin daha zayıf olanı güçlü olana karşı koruyacağı propagandasının halk üzerindeki etkisini bilmeleridir. Bazı okurlarımız garipseyebilirler ama Âlemdeki en tekelci sistemin hâkim olduğu ABD’nin piyasa ekonomisi ve ticareti, 1890’dan beri halen yürürlükte olan anti-tekelci kanunlarla idare edilmektedir.

EN TEKELCİ ÜLKENİN ANTİ-TEKEL YASALARI

ABD Kongresi ilk anti-Tröst kanunu olan ve Senatör John Sherman’ın teklif ettiği ‘Sherman Yasasını’ Başkan Benjamin Harrison döneminde 1890’da kabul etti. ‘Ekonomik özgürlük’ şiarıyla tekelci hegemonyayı önleyen, tüketiciyi koruyan, üreticiyi teşvik eden ve “ticaretin kuralı olarak serbest ve sınırsız rekabeti” sağlayan devlet modeli, 1914’te ABD Kongresi tarafından kabul edilen Federal Ticaret Komisyon Yasası (FTC) ve Kongre üyesi Henry De Lamar Clayton tarafından hazırlanan Clayton Yasası günümüz ABD’sinde halen yürürlüktedir. Teorik olarak bunu telkin eden yasalar ve siyaset pratikte Dünyanın en tekelci ülkesi ABD’nin doğuşuna nasıl engel olmadığı meselesi özel bir yazının konusu olmalıdır.

DÜNYANIN SERVETİ ELLERİNDE

Zira 2021 St. Louis Federal Rezerv Bankası resmi verilerine binaen günümüz ABD’sinde nüfusun yüzde 1’i toplam servetin yüzde 32,1’ini, yüzde 9’u yüzde 37,7’sini kontrol etmektedir. Bilinen 500 milyar dolar net şahsi serveti ve 2 triyon dolar üzerinde varlık serveti ile ABD’nin en zengin oligarkı Rockefeller hanedanlığıdır. An itibariyle, zira servetleri her saniyede şişmektedir, banka, sigorta, gıda, güvenlik, hotel, kumarhane, Coca Cola, Apple, elmas gibi her sektörde pay sahibi olan, Bill Gates’in de ortak olduğu dünyanın ikinci büyük holdingi Berkshire Hathaway sahibi ve hisse senedi yatırımcısı Warren Buffet’in şahsi serveti 100 milyar dolar holdingin varlığı ise 1 trilyon dolardır.

AHTAPOT OLİGARK SİSTEMİN MEMURLARI

Amazon’un kurucuları Jeff Bezos ve McKenzie Scott 230 milyar dolar, Microsoft sahipleri Bill Gates ve Steve Ballmer  194 milyar dolar, Google sahipleri Lary Page ve Sergey Brin 181 milyar dolar, AVM zinciri Wallmart sahibi Walton ailesi 180 milyar dolar, Tesla Motor ve SpaceX şirketlerinin sahibi Elan Musk 151 milyar dolar  Facebook sahibi Mark Zukerberg 100 milyar dolar, Yazılım Şirketi Oracle sahibi Larry Elison 95 milyar dolar, başta kağıt, büyük baş hayvan, doğal gaz ve petrol işinde olan, metanol ve her nevi kimyasalları üreten Koch İndustries şirketinin sahipleri Julia ve Charles Koch 91 milyar dolar şahsi serveti kontrol ediyorlar. Kayıt dışı servetleri bu rakamlara dâhil değildir. Dolaysız veya dolaylı bütün bu vitrindeki oligarkların arkasındaki ahtapot oligark Rockefeller Hanedanlığıdır. Bushlar gibi Bidenlar da bu ahtapot oligark sistemin ekonomik politikalarını uygulayan memurlardır. Kovanlarının bekçileri, bal tutan parmak misali yalayan takımdır.

‘ORTA DİREK JOE’

Biden, “Kongrenin en fakir adamı benim” demişti. Biden ailesinin bilinen haliyle 500-700 milyon dolar net servet sahibi oldu. Başkan Biden’nın oluru ve iştirakiyle Beyaz Saray’ı ailevi menfaat sağlamak için kullanan Biden ailesinin başında Başkanın kardeşi James Biden gelmektedir. HillStone İnşaat Şirketi hükümet ihalelerine giren bir aile şirketidir. James Biden bu şirketin ortağı olur. Ülke içinde ve dışında Başkan yardımcısı ve Başkan kardeşinin el vermesiyle yağlı ballı ihaleler alır. Joseph (Yusuf) Biden ABD Başkanı Joseph (Joe) Biden’in en büyük oğluydu. Baba Biden, her imkânda orta sınıfın mensubu olduğunu ve “orta sınıfın ülkesi” olarak propaganda edilen ABD’nin orta sınıfı için çalışacağını iddia ederdi. Bu sebeple lakabı “Orta Sınıf Joe” dur. Baba Bush’un kankası eski Başkan Turgut Özal da Türkiye’yi ABD gibi Orta-Direk sınıfın ülkesi yapacağını iddia etmişti. Ülkemizi birkaç zengin direğe bağlayan ekonomi politikaların mimarı olmuştu. Halkımız Özal sayesinde yediği orta direkler sebebiyle halen iflah olamadı. Kendisine “Beau” “yakışıklı, güzel, sevgili” lakabı takılmıştı. Bir ihtimal ailesi, Hz. Yusuf’un İncil’de anlatılan fiziki ve ahlaki güzelliğine özenerek bu lakabı uygun görmüşler. Kuzguna yavrusu Şahin görünürmüş. Gaybı Allah bilir ama özgeçmişi Hz. Yusuf’un ne fiziki ne ruhani özelliklerine haizdir.

SAĞ KALAN TEK OĞLUN SKANDALLARI

Oğul Biden, 2008-2009’da Irak’ta ABD ordusunda subaydı. Askeri ve kimyasal edevatları yakmak için kullanılan çukurların saçtığı zehirli gazlar sebebiyle beyin kanserine yakalandığı ve bu sebeple hayatını kaybettiği iddia edildi. Yanık çukurları kullanılarak yakılan atıklar arasında kimyasallar, boyalar, tıbbi atıklar, insan atıkları, metal ve alüminyum ürünler, elektronik atıklar, mühimmat (patlamamış mühimmat dahil), petrol ürünleri, yağlayıcılar, plastikler, kauçuk, ahşap ve gıda atıklarıydı. İki kez Delaware Eyaleti başsavcısı oldu. 2015’te vefat etti.  Hunter Biden, ABD başkanı Joe Biden’in hayatta kalan tek oğlu. İlk skandalı ölen abisinin eşiyle ilişki kurmasıdır. Ardından gelen skandalları önce Başkan yardımcısı daha sonra Başkan olan babası Biden’nin makamı ve nüfuzunu kullanarak Çinli şirketlerden rüşvet alması ve Ukrayna’da Pentagon’un kurduğu biyolojik silah laboratuvarların finanse edilmesidir.

TRUMP VE MEDYA, İDDİALARI DOĞRULUYOR

Rus istihbarat ve askeri kaynaklarca ifade edilen, ABD’nin Ukrayna’da biyolojik silah laboratuvarların mevcut olduğu iddiaları oğul Biden’nın bilgisayarında bulunan dosyalarda mevcuttur. Ayrıca başta eski Başkan Trump ve ABD medyasında bu konu hakkında yapılan açıklamalar Rus tezini doğrular niteliktedir.  2019’da ‘Bilgiye Ulaşma Hakkı Yasasına’ binaen yayınlanan belgelerde o tarihte Başkan Obama’nın Yardımcısı olan Biden’ın oğlu Hunter Biden, babasının bilgisi dahilinde, eski Dış İşleri Bakanı John Kerry’nin (2013-2017) manevi evladı Devon Archer ile birlikte hassas askeri teknolojileri Çin’e transfer edilmesi için aracı oldukları ve bunun için milyonlarca dolar rüşvet aldıkları iddiasına yer verilmiş.

TEHDİTLE BAŞSAVCIYI KOVDURDU

Ayrıca her ikisinin ortağı olduğu Burisma Holdings Limited şirketinin Ukrayna’daki faaliyetlerini gözler önüne sermişti. Bu belgelere binaen, 2016’da Ukrayna Başsavcısı Victor Shokin, Burisma şirketinin sahibi Ukraynalı Mykola Zlochevsky ve Amerikalı ortakları hakkında soruşturma açar. Para aklama, illegal ticari faaliyetler, rüşvet, silah kaçakçılığı, işletilen laboratuvarların teftiş edilmesine mani olma, illegal siyasi ilişkileri ticaret çıkarları için kullanma konularında kapsamlı bir tahkikat başlatır.  Başkan Yardımcısı Biden Ukrayna hükümetinden başsavcının görevinden alınmasını aksi takdirde Ukrayna’ya verilecek 1 milyar dolar yardımın askıya alınacağını söyleyerek tehdit eder. Bu baskılar sebebiyle başsavcı görevinden alınır. 

MAFYATİK TEKELCİLİĞİN KÖHNE DÜZENİ

Hz. Ali, İnsanlığın maruz kaldığı yoksullaşma, adaletsizlik ve zulmün ilk ve en önemli sebebi tekelciliktir (inhisar-ihtikâr) der. Köhnemiş, kokuşmuş ve mafyavari tekelci sistemin başını çeken ve onun askeri teşkilatı NATO insan yaşamının ve onurunun en azılı düşmanlarıdır. Türkiye’de bazı iktidar ve bazı muhalefet çevrelerinin tekelci çetenin bekçisi Biden ve NATO’ya umut bağlamaları, bu çetelerle birlikte olmak için bahaneler sunmaları utanılası ibretlik bir vakıadır. 

Not: Su damlası ve zeytin yaprağının sırrı hürmetine, Şafi, Settar ve Rahim ismiyle mübarek Ramazan ayının kardeşliğimizi, muhabbetimizi pekiştirmesini ve hatırlı neticelere vesile olmasını dilerim.