Terörist Öcalan’ı Mandela ile aklamak
İdeolojilerin en çekilmez olanları, absürt bir fikrin kabul edilmesi için altı boş propagandayla hakikati eğip bükmektir. Mesela bir zamanlar onlarca masum diplomatımızı şehit eden Ermeni ASALA terör örgütü gibi halen terör faaliyetlerine devam eden PKK bir anarşi ideolojisine sahiptir.
Geçen hafta TUSAŞ saldırısında kadın teröristin eski DEM Hakkari İlçe Eşbaşkanı Mine Sevjin Alçiçek olduğu belirlendi. Bu hadise dahi DEM adlı sözde partinin esasında bir terör yuvası olduğunun açık delilidir.
PKK/DEM terör örgütünün dağdaki silahlı eylemleri yanında yurt dışında Türkiye’ye karşı düşmanca karalama yaptığı yerlerden biri de Güney Afrika’dır. Türkiye'yi siyasi platformda zora sokmak, itibarını zedelemek için tıpkı Amerika'daki radikal Ermeniler gibi Güney Afrika'da da radikal Kürtler en az 30 yıldır Türk devleti aleyhine propaganda faaliyetleri yürütmektedirler.
Şüphesiz bu faaliyetlerin esas gayesi Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek ve Batı güdümlü bir Kürdistan kurmaktır. İsrail ve Amerika başta olmak üzere Türkiye'yi düşman gören bütün devletlerin bu tür menfi oluşumlara destek verdiği aşikardır.
Fakat Marksist bir politika izleyen bu radikal güruhun Kürt halkının sesi olması elbette beklenemez. Kürt halkının büyük çoğunluğu PKK teröründen zarar görmüş olup terör eylemlerine karşıdır.
Kaldı ki nüfusun çoğunluğunu oluşturan vatanperver ve dini bütün Kürtler, PKK'nın meclisteki uzantısı sayılan DEM'e itibar etmezler. Öte yandan diğer partiler gibi iktidar partisi AKP'nin de bünyesinde birçok Kürt kökenli Belediye başkanı ve vekil vardır.
Fakat Güney Afrika medyasına yansıyan yönüyle sanki bütün Kürt halkı Türkiye'de terörist başı Öcalan'ın hapisten çıkması taraftarı gibi bir algı oluşturulmaktadır. PKK'nın meclisteki uzantısı olduklarını söylemekten çekinmeyen bu partinin Türk Devleti aleyhine her türlü propagandadan çekinmedikleri ve hatta sözde Ermeni soykırımının da çığırtkanlığını yaptıkları biliniyor.
Bu cepheden bakıldığında DEM'in Kürt halkını temsil etmekten yoksun olduğu görülür. DEM'in sadece sosyal medyada yaptığı paylaşımlarına bakıldığında dahi sanki Türkiye'den değil de Ermenistan’ın bir partisinin Türkiye aleyhine yazdığı kanısı oluşmaktadır.
TÜRKİYE'DE KÜRTLER
Kürtler, Osmanlı Devleti’nde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nde de o vatanın asli vatandaşlarıdır. Yine Osmanlı döneminde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti döneminde de büyük makamlara gelmiş Kürk kökenli devlet adamları ve alimler mevcuttur.
Tıpkı Lazlar, Çerkezler ya da Romanlar gibi Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti anayasasında aynı haklara sahip olduğunu söylemeye herhalde lüzum yoktur. Hal böyle iken Kürtleri bir azınlık statüsünde dünyaya lanse edip sanki Lazlar, Çerkezler veya Türkler sefa içinde yaşarken Kürtlerin cefa çektiği, hakları yendiği masalı, ulus devlet kurma yolundaki yalan propagandalardan biridir.
İŞİN ASLI NEDİR NE DEĞİLDİR?
Türkiye'de Kürtler mecliste kendilerini temsil edecek birçok milletvekili bulundurmaktadırlar. Fakat nasıl Güney Afrika'da Zulu ya da Afrikaner milletinin ülke içinde ayrı bir devlet kurmasına müsaade edilmezse radikal Kürtlerin benzer taleplerinin ciddiye alınmaması da gayet olağandır.
Nelson Mandela'yı bağımsız bir devlet kurmak sevdasına ülkeye isyan edip masum halkı öldüren bebek katili Abdullah Öcalan'la bir tutmak öncelikle Mandela'nın özgürlük mücadelesine hakarettir.
Şu kadarını söyleyeyim ki Mandela hayatı boyunca Filistin’in yanındayken İsrail’in radikal Kürtlerin lideri Öcalan’ı dost diye tanıtması, PKK’nın temelinde hiçbir ideolojik benzerliği olmayan Afrika Ulusal Kongresi’ni (ANC) sırf anarşik eylemlerine zemin bulmak için benzeştirdiği ortaya çıkar.
Güney Afrika’da propaganda yaparken ANC’yi kullanmaktan çekinmeyen PKK’nın kendi ülkesini işgal eden beyazlara karşı mücadele eden Mandela ile asırlarca beraber yaşadığı insanları katleden örgüt lideri Öcalan ile eş değer tutması ancak bir teröristi aklama girişimi olabilir.
Nerde İsrail ve Amerika’nın desteklediği bebek katili Öcalan, nerde Amerika’yı düşman belleyen Filistin dostu bilge adam Nelson Mandela?