Terörle baş etmek -(TAMAMI)
İki önemli olay bugünlerde Türkiye’nin gündemindedir, bu iki olayın birbiriyle bir ilişkisi olabilir mi ya da iktidarın terör konusundaki aceleci açılımı neyi ifade etmekte?
Bu iki olaydan birincisi elbette Silivri’de sonuçlandığı bilinen Balyoz davası ile ilgili özel mahkeme yargıçlarının aldığı kararın gerekçesinin açıklanması ve hukukçular arasında tartışılması; ikincisi ise Sayın Erdoğan’ın terörle ilgili takviminin açığa çıkması.
Başbakan’ın terörle mücadeleyi değil, müzakereyi yeğleyen sözlerinin çok konuşulmaya başlanması, acaba Başbakan’ın bu iki olay arasında bir bağlantı kurarak; birinin yarattığı tepkiyi ötekini tartışmaya açarak örtme çabasından olabilir mi? Başbakan kısa bir süre öncebir televizyon konuşmasında ilk adımı atmış
“-İmralı’yla biz konuşmuyoruz ancak bizden talimat alan bürokratlarımız konuşmalarına devam ediyorlar” demişti.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın iki günlük İmralı ziyaretine bakılırsa Devlet artık terörle “mücadele” değil “müzakere” etmekte.
CHP grubu ve cesaret
AKP’ye kredi sözü veren ve İmralı görüşmelerine ılık bakan CHP Genel Başkanı’nın aksine Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan şu açıklamayı yaptı: “Her ne kadar Hükümet, ‘Biz görüşmedik, devlet görüştü’ ifadesini kullanıyorsa da Öcalan’ın sıfatının değiştiğini görüyoruz. Daha önce ‘bebek katili’ olan adının, bugün bir sevgi kelebeğine, bir kült lidere dönüştüğünü izliyoruz. Sayın MİT Müsteşarı Hakan Fidan, ‘Öcalan PKK için halen kült bir lider’ açıklaması yapmış. Devletin bir görevlisinin, Apoizmin ideologlarından birisi kesilmesini ben hayretle karşıladım.” İnanın tam da “CHP grubunda hiç sesi çıkan cesur insan kalmadı mı?” diyecektim. Demek ki sesi çıkan CHP’li milletvekili de varmış.
Dünyada terörle mücadele
Ünlü devlet adamları terör konusunda mücadeleye vurgu yapıyor ve müzakere edilemeyeceğini söylüyor.
- “ABD teröristlerle hiçbir zaman müzakere etmeyecektir.” (Ronald Reagan 1980)
- “Hiçbir ülke teröristlerle müzakere edemez. Bütün amaçları insanları öldürmek olanlarla barış yapmanın yolu yoktur.” (George Bush 2002)
- “Zayıf değil, güçlü olmalısınız. Bu insanlara yapılacak tek muamele onları adalete teslim etmektir. Onlarla konuşamaz, müzakere edemezsiniz.” (George Bush 2003)
- “Hükümet teröristlerle hiçbir zaman görüşmeyecektir. Terörü kullanan veya destekleyenlerin şantajına boyun eğmeyecektir... Teröristlerle müzakere etmek kısmen de olsa onların haklı olduğunu kabul etmektir ve ETA kesinlikle haklı değildir” (Mariano Rajoy, İspanya Başbakanı)
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2001 tarihli ve 1373 sayılı kararında da özetle şu hükümler yer alıyor: “BM Yasası’na uygun olarak uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturan terörist eylemlerle bütün vasıtalarla mücadele etme gereğini vurgulayarak...
BM Genel Kurulu’nun Ekim 1970 tarihli ve 2625 sayılı, Güvenlik Konseyi’nin 1998 tarihli ve 1189 sayılı kararlarında belirtildiği gibi, bütün ülkelerin, başka bir ülkedeki terörist eylemleri düzenlemekten, harekete geçirmekten, onlara yardımcı olmaktan, bu eylemlere katılmaktan ve bu eylemlerin kendi topraklarında düzenlenmesinden kaçınmakla yükümlü olduğunu teyit ederek...
...Terörist eylemlere katılan veya destekleyenleri yargıya teslim etmelerini... kararlaştırır.”
Bu veya Birleşmiş Milletler’in konuya ilişkin başka bir kararında terörü önlemek için terör örgütleriyle müzakere edilmesi önerisi yer almamakta...
Bu durum karşısında kararı siz verin:
“Terör dünyada liderlerin gözünde nedir ve nasıl önlenir?”