Tespit döneminde talepler bekleyecek

Türk iş dünyası temsilcileri hafta içinde başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat olmak üzere yeni hükümette görev alan bakanları ziyaret ettiler. O ziyaretlerde ne konuşulduğu merak edildi. Ziyaretlerin esas itibarıyla sorunları aktarma ve talepleri iletme dışında hayırlı olsun amacıyla yapıldığını öğrendik. Hayırlı olsun, “yine bekleriz” şeklinde olmadı. Elbette herkes Mehmet Şimşek'in ne dediğini, iş dünyasını ve özellikle de ihracatçıları nasıl karşıladığını merak ediyor. Çünkü ihracatçılar döviz gelirlerinin yüzde 40'ını bozdurarak geçen dönemde ekonominin ayakta kalmasını sağlarlarken, bir yandan ham madde ve ara malında ithalata bağımlı olduklarından hem döviz fiyatlarının baskılanmasından hem de döviz sıkışıklığından rahatsızlardı.

İŞ DÜNYASI HEYECANLI

Öncelikle ihracat ailesi Ticaret Bakanı Bolat'ın göreve getirilmesinden oldukça memnun. İş dünyasının içinden gelen ve tevazu sahibi bir bakanla çalışacakları içim heyecanlılar. Bakanlar kurulu konuşurken yeni dönemde Ticaret Bakanı'nın diğer bakanlardan çok daha önemli olacağını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TOBB Genel Kurulu'nda yaptığı “cari fazla vererek büyüme” sözüne atıfla dile getirmiştik. TİM ve birlikler üzerindeki siyasi baskının kaldırılarak, ihracatçıların daha özgür hareket etmesiyle şikayet ve sızlanmaların da azalacağı kanaatindeyim. Yine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türk sanayisinin küreseldeki konumu ve gelişimi konusundaki bilgi birikimi ile iş dünyasını etkilemeyi başarmış. İhracatçılar son derece aktif çalışan Mustafa Varank sonrası Kacır ile de mevcut projeleri daha ileriye götüreceklerini düşünüyorlar. Bu noktada modern bir ithal ikame politikası olan HAMLE programına dikkat çekmek isterim.

İHRACATÇI DESTEK VERECEK

Gelelim en kritik görüşmeye. İş dünyası zaten Mehmet Şimşek'i önceki yıllardan tanıyor. Duruşuna aşinalar. İhracatçılardan öğrendiğimize göre; Bakan Şimşek, yine her zamanki vakar duruşuyla iş insanlarını ağırladı. Öncelikle ekibini oluşturacağını ve tam anlamıyla vaziyeti bir de içerden bakarak göreceğini söyledi. İhracatın cari açığın kapatılması ve ülkenin döviz ihtiyacının karşılanması için öneminin farkında olduğunu vurguladı. Ekibini oluşturduktan sonra iş dünyasının talepleri için yeniden bir araya gelmek istediğini belirtti. Şimşek'in verdiği en kritik mesajı ise, kurallı ve öngörülebilir bir politika uygularken Türkiye'nin dinamiklerini ve Türk ekonomisinin işleyişini de dikkate alarak hareket edeceği oldu. Bu da yeni dönemde hibrit bir model olacağı yönündeki beklentilerini doğrular nitelikte. İhracatçılar, döviz gelirlerinin yüzde 40'ının bozdurulması konusunda ise, “Biz gerekli fedakarlığı ne gerekiyorsa yine yaparız. Önemli olan ülkemiz ayakta dursun. Şimşek'e de destek olmalıyız.” dediler.

O MESAJINI HATIRLAYALIM

Diğer yandan Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı (TCMB) Hafize Gaye Erkan'ın, küresel finans merkezlerinde çalışmış ve neoliberal görüşlere yakın olması, milli iktisadı savunan bizler için bir eleştiri konusu olsa da, yaptığımız eleştiriler ülkenin kaynaklarının faiz lobilerine sömürtülmemesi için. Nitekim dünya artık eski dünya değil. Çok kutuplu bir jeopolitik düzen çok kutuplu bir iktisadi düzene zorluyor. Bugün dış finansman denince sadece dolar, avro ve sterlin değil yuan da gündeme geliyor, Çin öncülüğünde Asya ve Körfez bankaları da sendikasyonlarda yer alıyor. Temmuz 2019'da kaleme aldığımız “Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı'na ne anlattı?” yazımızda şöyle bir not aktarmıştık: “Mehmet Şimşek, dünya ekonomisinin bilinmeyen bir haritada ilerlediğini, bu nedenle geçmiş iktisat teorilerinin geçersizleşmeye başladığını ve yeni iktisat kitaplarının yazılması gerektiğini de dile getirdi.”

NİFAKÇILARA DİKKAT

Türkiye'nin olası bir ödemeler dengesi krizini atlatılması için Şimşek'in kısa vadede izleceği politikalar bir yana uzun döneme ilişkin vereceği mesajlar önemli. Yine Hafize Gaye Erkan'ın da Dünya gazetesindeki yazılarına baktığımda sanılandan farklı bir duruş gösterebileceğini düşünüyorum. İlk enflasyon raporu toplantısında vereceği mesajları dikkatle izleyeceğiz. Bunun yanında Şahap Kavcıoğlu'nun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı olarak atanması hem ahde vefa hem de selektif kredi politikasının devamı açısından olumlu.

Ekonominin karma bir modelle yol alacağını anlaıyoruz. Seçimlerden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirmek için bir araya gelen ve değişimi fiyatlayan çevrelerin şimdilerde ekonomi yönetimi arasına nasıl nifak sokmaya çalıştıklarını da yakından izliyoruz.