TFF kukla mı, sayın federasyon?
Sayın Mehmet Ali Aydınlar'ın basın toplantısını izlemeye çalıştım. Nasrettin Hoca fıkrası gibi bir şey oldu. Hani Hoca, bir davada iki tarafı da dinlemiş, "sen haklısın" diyince karısı dayanamamış. "Hoca sen de hem davalıya, hem davacıya haklısın diyorsun, bu nasıl iş" diye çıkışmış. Hoca dönmüş "Eee, sen de haklısın Hatun" deyivermiş. Bu iş körün fili tarifine döndü. Neresi elinize gelirse fili öyle bir şey sanırsınız ya... Şimdi Başkan Aziz Yıldırım konuşacak ve ona da hak verenler olacak. Bu karşılıklı atışmalar bitmeyecek, bu artık belli.
Basın toplantısı ile ilgili haberleri okuyup dinleyeceksiniz veya çoktan haberiniz var. Yorumu ise benim dışımda yazanlardan lütfen okuyun, bu işte her hangi bir yorum yapmayacağım. Oyunu oynayan, karşılıklı "fake" leri yapanlar başkaları. Suçlananlar dün aslanlar gibi soru soran ve süreci netleştiren, Sayın Aydınlar'ın en hafif deyimiyle, kapalı tutmaya çalıştığı şeyleri ortaya çıkaran meslektaşlarım spor yazarları. Hepsini kutluyorum.
Sadece bir şey dikkatimi çekti. "Benim haberim olsaydı Trabzonspor'u da göndermezdim" dedi. Bilindiği gibi Trabzonspor ön elemede elendi, sonra UEFA kupası rövanş maçı öncesi doğrudan Şampiyonlar Ligi gruplarına alındı.
Şu andaki TFF Başkanı Sayın Yıldırım Demirören ve üyelerine soruyorum. UEFA size sormadan Şampiyonlar Ligi veya UEFA Kupasına doğrudan takım çağırabilir mi? Buna sizin izniniz olmadan kulüplerimiz katılabilir mi? Eğer böyle ise liglerimizi ve kupalarımızı neden oynuyoruz?
Bu soruların yanıtı hayır ise ya Sayın Mehmet Ali Aydınlar doğru söylemiyor. Ya da onun haberi olmadan birileri federasyon yetkilisi olarak Trabzonspor'un adını verdi demektir. Bu da en azından sahtekarlık değil midir? Türkiye Futbol Federasyonu'nun belgeleri arasında, o yıl Trabzonspor'un katılması konusunda verilmiş bir yazı var mıdır?
Sevgi ve Saygılarımla Galatasaray fena çarpıldı
Bu satırları okuyup da "sen ne karışıyorsun" diyecekler hiç okumaya devam etmesin. O kadar sığ düşünüp, fanatik davrananlarla işim yok. Ben yaşam tarzı futbol olan, karşıtlıktan zevk alan ve yenilgide en azından kabullenmeyi bilenlere sesleniyorum. Hatta bazen yenilgide, bizlerin yaptığı gibi kendisiyle dalga geçmeyi başaranları da kutluyorum.
Fatih Terim meselesine girmeyeceğim. Bizim gibi futbolun içinde olanlar baştan beri nasıl karşılıklı tiyatrolar yaşandığını biliyor. O konuda Fatih Terim'in yanındayım. Geriye baktığımızda şunu görüyoruz. Tribün diliyle "Sosyete futbolu ve davranışı" işleri buraya getirdi. Bir çok Galatasaraylı "özel tribünler" monşerinin, kapalı kapılar ardında "Fatih Terim'den kurtulduk" dediklerini çok iyi biliyorum.
Ben Acıbadem'deki şakalaşmaları buraya aktarayım da karamsarlığımız biraz gülümsemeye dönüşsün. Maçtan önce Bike'nin önüne ayağında top olan aslan heykeli koymuşlar. Bazen orada maç seyredenlere ben de katılırım. Bu kez yoktum. Yandaki Nesrin Eczanesindekiler de Fenerbahçeli. Ertesi sabah gülerek takılıyorlardı komşularına. "Aslan heykelinin yanına 5 tane daha ekleyin de 6 olsun bari..." İşin özeti, siz bunca yıl sonra hala sol bekte Riera ile Şampiyonlar Ligi maçına çıkıyorsanız, futbol tekniği adına söylenecek sözler biter.
Kadlec'çiler sola, Holmen'ciler sağa
Fenerbahçe son dakika golü ile Kasımpaşa'dan sıyrılınca bir sessizlik oldu. Gerçekten güçlü ve ağırlıklı bir takım Kasımpaşa. Webo biri uzatmada olmak üzere iki gol birden atınca "Sow" diye yangın yapmaya hazır olanlar havada asılı kaldılar. Üstelik bu kez kadroya alındığı açıklaması yapılınca teknik kadro ve yönetimden gol yemiş oldular.
Ne yazık ki, ağırlıklı bir yorumcu grubu bu işleri yanlış yönlendiriyor. Siz onları seyrediyor ve okuyorsunuz. Daha önce yazmıştım. Önce Kadlec'i stoper olarak önerdiler. Süper Kupa gitti. Drogba ile bir kez eşleşti, rakibi kafa ile golü atarken belinde kaldı. Arkada Bekir gibi bir profesyonellik abidesi beklerken, sol bekten stoper icat etme tuzağına ne yazık ki, teknik kadro düştü. (Bunu Süper Kupa için söylemiyorum. Egemen sakattı, Bekir o maçta vardı ve çok iyi oynadı.)
Ardından Holmen "dehası" keşfedildi. Nokta atışı, tam aranan orta saha adamı falan gibi tüm takımın mükemmele yakın oynadığı Sivas maçın kahramanı ilan edildi. Kasımpaşa maçına bakınız bakalım. Fenerbahçe maçı onun çıkmasından sonra çevirmedi mi? Evet, ülkesinin insanları gibi iyi sporcu, ahlaklı bir profesyonel. Ama Alper, Salih, Mehmet Topuz gibiler arkada beklerken, ilk 11 formasına şimdilik uzak. Çalışsın, sıra belki ona da gelecek ama bırakın futboldan da daha iyi anlayanlar karar versin. Teknik kadroya bir öneri, bu iki örneğe dikkat edip başka tuzaklara düşmeyin.