TFF ne bekliyor?
Hani bir söz var; “Şu okullar olmazsa maarifi ne güzel idare ederdim” diye. Hep birilerine yakıştırılır. Osmanlı’nın son maarif nazırlarından biri olduğu da söylenir, Cumhuriyet döneminin ilk bakanlarından biri olduğu da. Tembelliği, kaytarmacılığı, beceriksizliği anlatmak için kullanılan bir ifadedir. Özellikle işini gücünü iyi yapmayanlar için söylenir.
Mesela 8 Mart’ta kadınlar yürüyüş mü yapacak, İstiklal Caddesi’ne girişleri yasaklarsın veya maçta gerilim mi bekleniyor, deplasman taraftarını stada sokmazsın. Bu hafta sonu oynanacak Trabzonspor-Fenerbahçe maçı için alınan karar gibi.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç dün düzenlediği basın toplantısında Galatasaray için ağır ifadeler kullandı, dili hayli sertti. Başkan Dursun Özbek ve Galatasaray Sportif A.Ş. Başkanvekili Erden Timur’un açıklamalarını video gösterimiyle hatırlattı. Önemli iddialar dile getirdi. Koç’un aktardıkları arasında konuşulması gereken konular olmasına rağmen, bunların seçtiği dille ilgili tartışmaların gölgesinde kalacağını söyleyebiliriz. “Deli saçması”, “riyakaroğlu riyarkarlar” kullandığı ifadeler arasındaydı.
Sarı-kırmızılı kulübün yöneticilerinin farklı zamanlardaki farklı açıklamaları “kulüp gözlükleri” çıkarılarak tartışılması gereken konular. Ancak Koç, hakem kararlarında standart olmamasından yakınırken haklıydı. Bu konuda bir kulübün taraftarı olmaya gerek yok. Durum futbolla ilgilenen herkesin malumu.
Ali Koç’un konuşmasında spor kamuoyunun çoğunluğunun katılacağı bölüm TFF ile ilgili, bölümdü. Zira tırmanan gerilime “dur” diyen bir merci de yok, TFF de. Koç, TFF’nin bazı insanların sosyal medyada “linç edilmesine seyirci kaldığını, hatta çanak tuttuğunu” söyledi.
TFF yönetimi, özellikle başkanı mekteplerden yakınan Milli Eğitim Bakanı durumunda. Devekuşu gibi kafalarını toprağa gömmüşler, Türk futbolunun içinde bulunduğu yangını görmezden geliyorlar. O koltukta oturdukları her bir gün Türk futbolu için kayıptır.