11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tiyatro-(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Sahne: 1

Yer: TBMM. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en saygın kurumu.
Tarih: 13 Aralık 2011
Konu: Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Bütçesi
Konuşanlar: Yasal statüye göre, TC’nin yani tüm Türk halkının vekilleri
Konuşmayanlar: MSB’ye teknik yardımda bulunmak, bütçedeki ayrıntılar üzerine sorulacak soruları yanıtlamak üzere hazır bulunan MSB Müsteşarı korgeneral ile yardımcısı general ve subaylar; Savunma Sanayi Müsteşarı ve yardımcıları

Sahne: 2

Türk halkının vekili olması gerekirken ırkçı-bölücü terör örgütü PKK’nın temsilcisi olarak görev yapanlardan biri çıkıp Milli Savunma Bakanı’nın arkasında oturan askerlerin gözüne baka baka diyor ki: “Bize ters bakamazsınız. Haddinizi bileceksiniz, bize ters bakmayacaksınız. Halkın emrinde olacaksınız.” Sonra da evin genç kızı örneğinden giderek, yargıda görülen davanın peşin suçlusu ilan ediyor TSK’yı.

Türk ordusunun generalleri Meclis müzakerelerini yıllardır sessiz sedasız izlerler ve hiç kimse onların onurlarıyla oynayamaz.
Neden oynayamaz?

Türk ordusu ve onun generalleri Cumhuriyet’i kuran Mustafa Kemal’in askerleridir. Bu hazin sahneleri tespit eden bir general yukarıdaki notu bana ulaştırdığında içimin sızladığını söyleyebilirim. TSK açıktan ve net o kadar çok saldırıya uğradı ve kaç Genelkurmay Başkanı bu saldırıları “Bu, TSK’ya karşı bir psikolojik savaştır” diyerek geçiştirdi ve kendi askerinin onurunu korumak yerine siyaset adamlarının önünde topuk vurup selama durdu...

Atatürk’ün ordusu

Gazi Mustafa Kemal Atatürk koca bir ulusu peşine takıp “Anadolu ihtilali”ni başlattığında ne rütbesi generaldi ne onu koruyacak disiplinli bir ordusu ne de askeri vardı. Düzenli ordu, Atatürk’ün görevlendirdiği İsmet Paşa’nın emekleri sayesinde kurulan tarihi bir ordudur. Bunun için ordumuzu dünya devletleri 20. Yüzyıl’da “Ortadoğu’nun en güçlü ve en kudretli ordusu” olarak görmüşlerdir.

Şu hale bakın. O’nun açtığı Meclis’te, seyirci localarında oturan generaller aşağılanıyor.

Peki. Bu ordunun Genelkurmay Başkanı nerededir? Bir ordunun, onuru ve morali kırılırsa savaşma yeteneğini kaybedeceğini görmez mi? Bir açıklamayla, bu Cumhuriyet tarihinin görülmemiş ve vahim olayına o generallerin veremediği tepkiyi ordunun geleneksel onuru için gösteremez mi?

Gösteremiyor. Susuyor ve kimseden, Atatürk’ün partisinden dahi çıt çıkmıyor. Bizim şanlı ordumuzu “zanlı ordu” haline getirirseniz olacağı buydu. Bir generalin bana ulaştırdığı hayli uzun metin, neler yapılması gerektiğini özetliyor ve diyor ki: “Hiç değilse o generaller tepki vererek salonu sessiz sedasız terk edemezler miydi?” Terk edemezlerdi. Çünkü o tepki hareketi kuşkusuz Hasdal’da son bulurdu.

Diyelim ki Genelkurmay Başkanı demokrasiye ve hukuka bağlılığından olacak sesini çıkaramıyor. Yani emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün yolundadır. O halde ordunun başkomutanı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı ve Başbakan niye bir açıklama yapmıyor?

TSK bu koşullar altında, tıpkı Atatürk gibi elinde kamçısı bir tepenin üzerine çıkıp askerine “Size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” diyebilecek bir komutana ne zaman sahip olacak? Yoksa “Bu ordu savaşma yeteneğini yitirmiştir” diyen emekli Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğamiral Türker Ertürk’ün söyledikleri haklı mı çıkarılmak isteniyor?

Öğrenmek istiyoruz: Ordumuzun onurunu kim koruyacak? Ya da... Devamını yazmak bile demokrasi anlayışımı zedeliyor.