22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tom Cruise’la alçak uçuş

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Dünyada 20 kadar ülke uranyum zenginleştirme çalışmaları yapıyor ve bir sonraki adımı nükleer bomba üretimi olabilecek bu çalışmaların bazılarının denetim dışı olduğu ya da limitlerin aşıldığı iddiası zaman zaman uluslararası gerginliğe yol açıyor. İç sorunları ayyuka çıkmasına ve tek dişi kalmasına rağmen dünya jandarmalığı rolünden vazgeçmek istemeyen ABD’nin özellikle İran ve Kuzey Kore gibi ülkelere yönelik baskı çabaları bu çerçevede yoğunlaşıyor, müzakereler ve tehditler derken ardı ardına karşılıklı hamleler geliyor.

Sovyetler Birliği’nin henüz dağılmadığı, Soğuk Savaş koşullarının devam ettiği bir dönemde, 1986’da Tony Scott’ın yönetmenliğinde çekilen ilk “Top Gun” filminin hedefi doğrudan doğruya Ruslar’dı ve havada F-14’ler ile Mig’ler kapışıyordu. 36 yıl sonra Joseph Kosinski’nin imzasıyla yapılan devam filmi “Top Gun: Maverick”te esaslı bir düşman ülke var ama adı sanı belli değil. Hedef ise çok net: Amerikalı seçkin pilotların görevi, kelleyi koltuğa alarak, iki dağın arasında bir yeraltı sığınağına inşa edilmiş uranyum zenginleştirme tesisini bombalayıp yok etmek. İşin, radarlarca tespit edilmemek için dağların arasında belli bir süre alçak irtifada uçmak, çok gelişmiş düşman uçaklarına yakalanmamak gibi zorlukları da var.

MEÇHUL DÜŞMAN

Propaganda amaçlı Hollywood savaş filmlerinin başlıca özelliklerinden biri, düşmanı tüm insani ayrıntılarından arındırılmış olarak göstermek, hatta mümkünse hiç göstermemektir. 1986’daki filmde Rus pilotları yalnızca yüzleri kapalı olarak görebiliyorduk. Bu kez düşman cepheden tek bir askeri bile göstermiyor Kosinski; yalnızca “düşman” kavramı ve “kötülük merkezi” algısı iletiliyor perdeden.

Filmin üçte ikilik bölümü, devre arkadaşları çoktan omzu kalabalık general-amiral olmuşken haylazlığı nedeniyle yüzbaşılıkta çakılı kalan, komutanlarının hafiften gıcık kaptığı,  “Maverick” lakaplı Pete Mitchell’in bir grup seçkin pilotu savaş görevi için eğitme sahnelerinden oluşuyor. Yıllar öncesinden sökün eden anılar, kaybedilen arkadaşlar, kapanmamış defterler, yeniden alevlenen eski aşklar da devreye giriyor tabii. En önde uçmak yerine kendisine verilen eğitmenlik görevinden hoşlanmayan ama “emir demiri keser” deyip tüm yeteneklerini ve bilgisini gençlere aktarmaya çalışan Yüzbaşı Mitchell, sonunda amacına ulaşıyor elbette ve öne atılıyor. Temel fikri, “Kokpitteyken düşünmeyin, yapın!” şeklinde.

Filmin 30-40 dakikalık son bölümünde, uçak gemisinden havalanan saldırı uçaklarının hedefe doğru ilerlemesi, bombalama, kaçış, düşüş ve kurtuluş sahnelerini izliyoruz ki tümüyle “Amerikan kahramanlığına” odaklanan senaryo bu bölümde tamamen akla zarar bir hâl alıyor, seyirciye “Yok artık!” dedirtiyor.

HAVADA ÜÇ BEŞ TAKLA

1962 doğumlu Tom Cruise’un bu denli enerjik olması ve genç görünmesi dışında hiçbir şaşırtıcı yanı olmayan, klasik “Biz onlara saldırmazsak onlar bize saldıracak” temasını tekrarlayan, düşmansız yapamayan ABD’nin uçak gemileriyle, uçaklarıyla, pilotlarıyla, saldırırken de düşman füzelerinden kaçarken de kahramanlığı elden bırakmadığı, klişelerin egemen olduğu, vasat bir seyirlik var karşımızda. Öyle ki üç beş hava sahnesini çıkarın, 130 dakikalık filmden geriye fazla bir şey kalmıyor.

1986 tarihli ilk filmin gösterildiği sinema salonlarının çıkışında ABD Hava Kuvvetleri, askere alım masaları kurmuş, fazlasıyla gaza gelen genç seyircilere askerlik belgeleri doldurtulmuştu. Irak’ta ve Yugoslavya’da görev yapmış olan Yüzbaşı Pete “Maverick” Mitchell, havada kaç takla atarsa atsın bu kez öyle bir hava yaratılması zor gibi görünüyor.

Engin Altan Düzyatan, başrolünde olduğu “Anadolu Kartalları” (2011) filminin “Top Gun”dan çok daha iyi olduğunu söylemişti. Saçma da olsa iddiasını bu yeni film dolayısıyla daha rahat dile getirebilir.