18 Eylül 2024 Çarşamba
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Toplumcu Türk edebiyatının başlangıç yılları

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Güzin Dino’nun “Türk Romanının Doğuşu” eserinde “İnanılmayacak olay sıralanışları ve rastlantılarıyla” kurulduğunu söylediği ilk Türk romanı Şemsettin Sami imzalı “Taaşşuk-i Talat ve Fitnat”ın yayımlandığı yıl olan 1872, aynı zamanda tarihimizdeki ilk grevin, Kasımpaşa Tersanesi işçilerinin grevinin de gerçekleştiği yıldır.

Bir romanda işçilerden söz edilebilmesi içinse 1927’yi, Mahmut Yesari’nin “Çulluk”unu beklemek gerekecektir. Dünya edebiyatında “Kızıl ve Kara” (Stendhal), “Goriot Baba” (Balzac), “Moby Dick” (Melville), “Oliver Twist” (Dickens), “Ölü Canlar” (Gogol), “Savaş ve Barış” (Tolstoy), “Suç ve Ceza” (Dostoyevski) yayımlanalı çok olmuştur ve edebiyatımız, özellikle de toplumcu edebiyatımız henüz emekleme devresindedir.

ÜTOPİK SOSYALİZM AĞIR BASIYOR

Bilgin Güngör’ün Paradigma Akademi Yayınları’nden yeni çıkan inceleme-araştırma kitabı “Toplumcu Türk Edebiyatının Doğuşu (1909-1929)”, bu emekleme ve kendi ayakları üzerinde durma evresini ayrıntılı biçimde, örneklerle ele alan, çok değerli bir çalışma.

Toplumcu Türk edebiyatının ilk örneği olarak Rasim Haşmet’in “Sosyalizm Arkasında” (1909) şiirini gösteren Güngör, Sadri Ertem’in “Çıkrıklar Durunca” (1929) romanına kadar geçen 20 yıllık süreyi inceliyor kitabında ve şöyle diyor:

“Bu evrede toplumcu edebiyat; hikâye, tiyatro gibi türlerde de az çok varlık göstermekle birlikte baskın olarak şiirde somutluk kazanır. Rasim Haşmet’in yanı sıra Ahmed Rıfkı, Abdülaziz Mecdi Tolun, Cevdet Ali, Macid Burhanettin, Yaşar Nezihe Bükülmez, Kerim Sadi ve daha nice ismin toplumcu ürünleriyle karşılaştığımız bu evre, estetik bakımdan -daha sonraki evrelere nazaran- zayıf kalır.

"Zayıf kalan sadece estetik nitelik değil, aynı zamanda tematik dağarcıktır. Bu evreye ait eserlerin tematik düzlemi daha çok sınıf çelişkisi, devrim, sosyalizm gibi salt toplumsala dönük konular etrafında belirginleşir.

"Şöyle de söylenebilir: Sınıfsal çelişki içerisinde insan veya birey, genel olarak ya fakirliğiyle/zenginliğiyle ya da devrimci mücadelesiyle varlık kazanır; onun aşkı, korkuları, iç çelişkileri, psikolojik buhranları vb. pek göz önünde bulundurulmaz.

"Aynı zamanda birkaç ismi istisna tutarsak, bu dönemin şairleri/yazarları, toplumcu estetiğin ana felsefi/düşünsel dayanağı Marksist-Leninist öğreti konusunda yereli birikime sahip görünmez, hatta ilk başlarda (1917’e kadar) ütopik sosyalizm anlayışı, Marksizm-Leninizm anlayışından baskındır.”

‘O TERENNÜM Kİ: HASTA, ŞUURSUZ’

Büyük boy, 295 sayfa hacmindeki kitap ele aldığı şair/yazar ve eserleri, dönemin Aydınlık, Kurtuluş, İştirak, Orak Çekiç gibi yayın organlarından alıntılarla inceliyor, özgün yorumlarla değerlendirmelere tabi tutuyor. Örneğin Aydınlık dergisinin sekizinci sayısında yayımlanan “Bütün Dünya Şairlerine” başlıklı bir şiir, bir itirazı yansıtıyor:

“Genç şair! ‘Sevda’dan hâlâ bıkmadın / Hâlâ dudağında aşk, buse, kadın / Bu çılgınlıklardan çek kalemini / Sen de haykır amele elemini / Şaklarken bir yanda ölüm kırbacı / Senin terennümün bilsen, ne acı / O terennüm ki: Hasta, şuursuz… / O terennüm ki: Bulanık, nursuz / Öyle sızlatıyor ki içimizi / Tiksinme geliyor okurken sizi!”

Nâzım Hikmet’in toplumcu ve fütürist yaklaşımının büyük etkilerinin görüldüğü bu evrede, 1 Mayıs, Ekim Devrimi, grevler, devrimci iyimserlik, sosyalist düzen milli mücadele gibi temaların ağırlığı görülür ve özellikle Aydınlık/TKP çevresi genç Cumhuriyet’ten yana bir tutum belirler.

Kerim Sadi’nin “Yarının çocuklarına masal” ifadesiyle başlayan “Kara Cadının Tılsımı” başlıklı hikâyesi gibi örneklere de yer veren Bilgin Güngör, edebiyat tarihimiz açısından olduğu kadar Türkiye’de toplumcu-sosyalist hareketin tarihi bakımından da önemli, kutlanacak bir çalışmaya imza atmış.

Roman Sosyalizm Aydınlık Nazım Hikmet Edebiyat