Toplumsal Eşitsizliğin Akıl Çağı'ndaki Eleştirisi: Köleler Adası
"…bizim yok etmek istediğimiz şey kalbinizdeki barbarlık.” (sayfa 9)
1. Pierre de Marivaux Kimdir?
Fransız edebiyatının en önemli oyun yazarlarından biri olan Pierre de Marivaux, 1688’de doğdu. Comedie Française tarafından, Molière ve Jean Racine’in ardından oyunları en çok sahnelenen üçüncü yazar olmasının yanı sıra, William Shakespeare ve Moliere ile birlikte hem Fransa’da hem de Avrupa’da komedya türünün sırtlayıcıları arasında yer aldı. Commedia dell’arte geleneğinden beslenen ve Terentius, Titus Maccius Plautus, gibi Latin komedya yazarlarından büyük oranda etkilenen Marivaux’un 30’dan fazla oyunu bulunuyor.
Voltaire, Jean-Jacques Rousseau gibi döneminin ünlü Fransız yazar ve düşünürlerinin takdirini kazandı. Paris’te varlığını sürdüren İtalyan tiyatrosunun oyuncuları için birçok tiyatro metni yazdı. 1759’da Academie Française’in başına geçen Marivaux, yaşadığı dönemde belirli çevrelerce tanınmış olmasına rağmen hayatı 1763’te yoksulluk içinde son buldu.
2. Eseri, Yaşadığı Dönem ve Tiyatro Geleneği Hakkında:
“Yegâne meziyetleri altın, para, unvan. Yazıklar olsun! O kadar kibirli davranmanıza değdi mi?” (sayfa 40)
37 yaşındayken yazıyor Köleler Adası’nı Pierre de Marivaux. Sene 1725’tir ve Fransız Devrimi’ne henüz 64 yıl vardır. Günümüz tarihçileri tarafından devrime giden süreç irdelendiğinde hayatın her alanına yayılmış olan ayak seslerini ortaya çıkarırlar. Bunlardan biri de doğal olarak edebiyattır ve Fransız aydınları arasında yer alan Marivaux da eserleriyle bu sürece müdahil olan yazarlar arasındadır. Köleler Adası’nda sınıfsal eşitsizliği hicveden yazar bunu komedi sınırları dahilinde yapsa da, aslında anlatılanları kara mizah örneği olarak okumak mümkündür. Sanki çok yakında bir sosyal devrim olacağını sezmiş gibi bir oyun kaleme almış ve insanlar arasında var olan düzeni tamamen tersine çeviren bir kurguyla selamlamıştır izleyicileri.
İzleyicileri dememin sebebi elbette yazarın eserlerini yazarken önceliği oyunculara vermiş olması sebebiyledir. Aktör ve aktrisler düşünerek yazılan oyunlardan biri olmasından dolayı Köleler Adası’nın en başında “kişiler” yerine “oyuncular” yazar. İlk kez Antik Yunan’da ortaya çıkan tiyatronun tarihinde kimi yazarlar bu yöntemi uygulamıştır ve eserlerini okunması amacıyla değil, oynanması amacıyla yazmıştır. Sophokles, Euripides, Aiskhylos, Aristophanes, Titus Maccius Plautus, Terentius ve Seneca gibi antik çağın en büyük oyun yazarları da kimi eserlerini buna yönelik kaleme almışlardır. Marivaux da bu geleneğin modern Avrupa’daki temsilcilerinden biridir.
Yaşadığı dönem Fransa’sında toplumun yüzde seksenini köylüler oluştururken, kalan yüzde yirmilik kısımda ise soylular ve ruhban sınıfı yer alır. Gelir eşitsizliği neticesinde başka birçok ülkede olduğu gibi burada da azınlık kısım zengindir. Halkın büyük çoğunluğu yoksul olduğu için tiyatro oyunlarında kullanılan ana temalardan biri “para”dır ve bu durum eleştiri malzemesi olarak kullanılır. Absürt olaylarla kara komedi unsurlarını aynı potada eriten Marivaux’un oyunlarında aynı zamanda sıklıkla yer değiştirme ve yanlış anlama gibi olaylar mevcuttur.
3. Marivaux’un Fransız Edebiyatındaki Yeri:
"...iyilik etmekten güzeli var mı ki şu hayatta!" (sayfa 30)
Türkiye’de Moliere kadar popüler olmasa da, Fransa sınırları içinde büyük bir oyun yazarı olarak bilinir Pierre de Marivaux ve sanat camiasında saygıyla karşılanır. Öyle ki Comedie Française Le Salles sahnesinde bir büstü dahi bulunur. Fransızlar onu onurlandırmak için yalnızca heykelini yapmakla kalmamış aynı zamanda Fransız diline yeni bir kelime de eklemişlerdir. "Marivaudage" kelimesi yazarın isminden esinlenerek Fransızcaya girmiştir ve kendini beğenmişlik ve yapmacıklık gibi kavramlarla dalga geçme anlamına gelir. Bir komedya yazarının olmazsa olmazı konuların birçoğu hakkında yazmış olan Marivaux’un oyunları günümüz dünyasında birçok ülkede okunmaya ve oynanmaya devam ediyor.
4. Köleler Adası’nın Karakterleri Hakkında Kısaca:
“İyi bir kalbe, erdeme ve akla sahip olmalı. İşte gereken şey bu. İşte asıl saygın olan, bir insanı öne çıkaran, bir başkasından üstün kılan şey bu.” (sayfa 40)
5 ana karaktere sahip olan Köleler Adası kısa bir oyun. Bazı ada sakinlerinin de eşlik ettiği oyunda Trivelin ve Arlaquin adlı karakterler Commedia dell’arte geleneğine mensup oldukça meşhur komik tiplemelerdir ve Marivaux da bu karakterleri oyunlarında sıkça kullanır. Burada Commedia dell'arte geleneğine bir parantez açmak gerekiyor elbette: Resmi kayıtlarda adı ilk kez 1560'lar civarında geçer ve 1600'lü yıllarda kıta Avrupa'sına yayılır. Roma geleneklerine dayanan ve köklerini antik çağ komedya yazarlarından alan bu geleneğe mensup topluluklar kumpanyalarla gittikleri yerlerde insanları eğlendirirlerdi ve bu oyunlardaki bazı karakterler ikonikleşmişlerdi.
Arlaquin ve Trivelin adlı iki karaktere ek olarak Cleanthis adlı bir köle daha vardır adada. Cleanthis ve Arlaquin’in efendileri ise Iphicrate ve Euphrosine’dir. Yunan Mitolojisi’nde Zeus ile Eurynome’un kızları olan ve “üç güzeller” olarak adlandırılan Euphrosine’in isminin anlamı “neşe” ve “sevinç”tir. Yazar ayrıca Cleanthis isimli karakteriyle de M.Ö. 330-230 tarihleri arasında yaşadığı bilinen Kleanthes adlı Stoacı filozofa bir gönderme yapar.
5. Köleler Adası’nın Analizi:
“Şimdi kendimizi neşeye bırakalım. Çektiğiniz üzüntü ve sıkıntıların yerini sevinç alsın ve ömrünüzün bu en faydalı gününü kutlu kılsın” (sayfa 43)
Yukarıda bahsettiğim gibi, Köleler Adası’nda da klasik Marivaux oyunlarından örnekler görürüz. Birbirlerinin yerine geçen karakterler ve yanlış anlaşılmalar kitabın komedi kısmını oluştururken, oyuna temel alınan kölelik teması da eleştirel kısmında yer alıyor. Kölelerin efendi, efendilerin de köle olduğu oyun, bir tarafında deniz ve kayalıkların, diğer tarafında ise birkaç ağaç ve evin bulunduğu bir adada geçiyor. Adanın ismi “Köleler Adası”dır ve burada yaşayan azınlık bir dönem Atina’da yaşamış olan fakat efendilerinden kaçarak bu adaya sığınmış olan kölelerden oluşuyor. Kendilerine özgü kuralları olan bu topluluğa göre adaya düşen efendiler köle, köleler de efendi olarak yaşamlarını devam ettirmek zorundadırlar.
Marivaux'un eserinde akıl ve erdem gibi konular yüceltiliyor. Elbette bu bir tesadüf değil zira yazar "Akıl Çağı" olarak adlandırdığımız bir çağda yaşıyor. Binlerce yıldır dünyada varlığını sürdüren efendi-köle ilişkisini eserinde işliyor ve empati duygusunu harekete geçirmeye çabalıyor. Efendilerin kendilerini bir anda köle bulması teması ilk etapta basit gibi görünse de, kölelerinin onlara efendi olması sonucu köleliğin ne demek olduğunu idrak etmeleri düşündürücü diyaloglara sahne oluyor. Efendilerin düşünce yapılarındaki değişimi ustaca ortaya koyuyor Marivaux.
Yunanistan'da yaşayan kölelerin isyan etmeleri ve kendilerine ait bir adaya yerleşmiş olmaları onları dünyadan izole bir hale getirse de, var olan düzen dış dünyada devam etmektedir mesajını veriyor yazar. Bir gemi kazası sonucu adaya düşen efendiler ve kölelerin ardından adadaki kuralları öğreniyoruz. Eski kurallar arasında adaya düşen efendilerin derhal öldürülmeleri yer alırken, zamanla bu kural esnetilerek ölüm cezası kaldırılmış ve yerine empati düzeni getirilmiştir. Bu da haliyle insanlığın düşünerek doğru yolu bulmasına önemli bir örnektir. Ölüm herhangi bir sorunu çözmezken, akıl ve erdem insanları eğitme konusunda başarılı olmuştur. Sınıfsal farklılıkların tersine döndürülmesi küçük bir adada işe yaramıştır, geriye bunu dünya geneline yayma fikri kalmıştır. Bu elbette mümkündür.
İnsanların kalplerine çöreklenmiş olan barbarlık düzeni dünyadan izole minik bir adada resmedilmiş ve bu düzenin istense değiştirilebileceği fikri son derece açıkça gösterilmiştir yazar tarafından. Özetle, güldürürken öğreten gibi klasik ve klişe diye tabir edebileceğimiz bir bakış açısıyla önemli bir konuyu ele almış ve başarılı bir eser ortaya çıkarmıştır.
6. Son Söz:
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi kapsamında yayımlanan Köleler Adası'nın çevirmeni Berna Günen . Kitabın ilke kez 1961 yılında İlhami Uzel'in çevirisiyle "Aşk ile İncelen Arlequin" adıyla dilimize kazandırıldığı bilgisini de dipnot olarak ekleyeyim. Dileriz daha fazla Pierre de Marivaux eseri Türkçeye kazandırılır.
Köleler Adası'nın fazlasıyla didaktik bir anlatıma sahip olduğunu söylemek mümkün. Bu açıdan bakıldığında tarihin ilk tiyatro metinleriyle aralarında bir paralellik görürüz fakat bu anlatım tarzı yazarın tercih ettiği bir yöntemdir. Üstü kapalı veyahut anlaşılması güç mesajlar vermekten kaçınmış ve amacını son derece açık cümlelerle ifade etmeyi seçmiştir. Köleler Adası, insanlığın asırlardır süre gelen sınıfsal ayrımcılığına bir başkaldırı metnidir.
Keyifli okumalar dilerim.
“Sadece erdem hoşa gitmeli, Der fâni filozof. Ağzına sağlık doğrusu!” (sayfa 43)