22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Trymskvida Destanı

Ethem Gönenç

Ethem Gönenç

Eski Yazar

A+ A-
Geçen hafta sizlere Vikinglerin fırtına ve bereket tanrısı “Tor”u tanıtmıştım. Bu yazımda da; onun özellikle Norveç'te çok bilinen “Trymskvida Destanı”ndan bir mitini anlatacağım.
Bir gün Tor derin bir uykuya dalar, uyandığında bir de bakar ki, fırtınalar çıkarttığı ve devleri öldürdüğü sihirli çekicinin yerinde yeller esiyor. Bu Tor’u korkunç sinirlendirir. Hemen tanrıça Loke ile bereket ve aşk tanrıçası Fröye’ya (Freyja) gidip, ondan kanatlarını ödünç isterler. Loke hemen bu kanatlarla, çekici Tor’un düşmanı devlerin çalıp çalmadığını öğrenmek için, devlerin yaşadığı Jotunheimen’e (Güney Norveç'teki bir sıradağ) uçar. Dağda devlerin kralı, kötülüklerin temsilcisi ve uzun süredir Fröye ile evlenmek isteyen Trym’le karşılaşır. Trym çekici yerin yedi kat dibine sakladığını ve Fröye’yı ona armağan etmezlerse asla geri vermeyeceğini söyler.
Bu tanrılar için korkunç bir ikilemdir;
- Bir taraftan Fröye’yı vermeyip, Tor’un çekicini devlere bırakırlarsa, devler tanrıların ve insanların dünyası üzerinde mutlak bir güce sahip olacak,
- Diğer taraftan çekici alıp bereket tanrıçası Fröye’yı verecek olurlarsa, bu defa da tüm bitkiler sararıp, insanlar açlıktan kırılacaklardır.
Kırk katır mı, kırk satır mı gibi bir şey yani!!!
Loke, hemen Aasgard’a (mitolojide dokuz alemden biri) geri döner. Fröye’den bir an evvel gelinliğini giyip Jotunheimen’e gelin gitmesini ister. Ama Fröye buna tepki gösterir; kendini feda edip dev Trymle evlenecek olursa, herkesin ona erkek delisi olarak bakacağını söyler. “Ben aşk tanrıçasıyım, bunu asla yapamam” der.
TOR GELİN OLUYOR!
Vikinglerin tüm tanrıları bir araya gelip, duruma bir çözüm ararlar ve bir gün tanrı Heimdal’ın aklına parlak bir fikir gelir. Saçlarını bağlayıp, göğüs yerine taşlar koyarak, Tor’un Fröye’nin yerine gelin gitmesini önerir. Tor elbette bu öneriden hiç hoşlanmaz, ama Fröye’yi devlerin elinden kurtarmanın başka yolu da yoktur. Sonuç olarak Tor; Fröye'nin mücevherlerini takar, gelin kılığına girer, yüzünü duvağıyla sıkıca kapatır ve Loke’yi de nedime olarak yanına alıp, Jotunheimen’e doğru yola çıkarlar...
Onlar Jotunheimen’e varır varmaz devler düğün şöleni hazırlıklarına başlarlar. Gel gör ki şölen sırasında gelin –yani Tor- dayanamaz, koskoca bir öküzü ve sekiz kocaman balığı mideye indirip, üç fıçı da birayı deviriverir. Dev damat -yani Trym- bu durumdan şüphelenir. Ama akıllı Loke, Fröye’nin Jotunheimen’e gelme heyacanı içinde sekiz gündür ağzına tek bir lokma koymadığını söyleyerek foyalarının ortaya çıkmasını önler. Trym bu kez de gelini öpmek üzere duvağını kaldırır, ancak Tor’un keskin bakışlarıyla karşılaşınca korkuyla geri çekilir. Loke, gelinin düğün sevincinden sekiz gecedir gözüne bir damla bile uyku girmediğini söyleyerek, yine durumu kurtarır. Trym artık ikna olmuştur. Kölelerine çekicin getirilmesini ve tam nikâh sırasında gelinin kucağına konmasını emreder. Nikâh başlar ve daha çekiç kucağına konar konmaz, Tor fırlayıp çekiciyle önce Trym’i, sonra bütün devleri öldürerek, aynen “Batman” ya da “James Bond” gibi, dünyayı ve insanları kötülerden kurtarır.
Haydi rastgele Tor’lara!