TSK fabrika ayarlarına dönüyor
Taze Bakan Fikri Işık! Allah nazardan saklasın! Sayın Bakanımız sadece bakmıyor; görüyor da... Milli Savunma ona emanet! Allah’a emanet değil, ehil ellerde. Endişeye gerek yok! O da, “sular seller gibi” olduğunu topluma ispat derdinde: “Ağzımı açtırmayın; bir konuşursam...” Ve de dekoder gibi tartışmalı bir dönemin şifresini çözüyor: “Biz şehit vermemek için operasyon yapmayanları da biliyoruz!” Maşallah, her şeyi biliyor...
BİR BİLEN!
Aman, Sayın Bakanım dikkat! Mayınlı sulara bodoslamadan dalıyorsunuz. Açılım denilen Türkiye’yi silahsız bölme bölgesi çok tehlikeli! Oraya girip de hasar almadan çıkan pek yok! İyisi mi siz, güvenli sulara yelken açın! Bakanlığın keyfini sürün! Operasyon uzmanı olduğunuz anlaşılıyor. İsterseniz, topa oradan girelim...
FREN PEDALINA BASANLAR
Önümde 19 Eylül 2015 tarihli Hürriyet kupürü: “Terörle mücadelede asker-vali gerçeği. Talep 290, izin 8, hem de sadece 3 ilde!” “Spesifik olarak düşman şey, şu bu” meselesine hiç girmeyeyim. Bunu söyleyen hukuk zırhına sarılı kişi hâlâ görevinin başında.
Sahi, açılımı kim başlattı? Ergenekon, Balyoz ve benzeri tertipler Mars’ta mı oldu? Operasyon diyorsanız, aha ağababası. Kafam karıştı Sayın Bakanım, Türk Ordusu iğdiş edilirken, siz nerelerdeydiniz? Türk tarihinin en yüz kızartıcı olayı olan Habur rezaletinin sorumlusu kim? Açılım saçılım ve İmralı işlerinden sorumlu bir süper bakanınız, Beşir Atalay vardı. Bugünlerde sesi soluğu çıkmıyor. Hâlbuki bir zamanlar aslanlar gibi kükrüyordu: “Velev ki Habur’da yanlış yaptık! Hürriyet, 12 Temmuz 2010” Türkçesi şu: “Biz anayasayı bile çiğneriz, siz kimsiniz!”
Kandil-İmralı arasında getir-götür işlerini yapanlar kimlerdi? Meşhur 35’inci madde değişikliği ile TSK’yı iç tehdit ile mücadele dışına kim itti? Bugünlerde TSK’ya yasal destek için harıl harıl çalışıyorsunuz. Dank mı etti?
Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel durumun vahametini anlayınca, “Bizim açılımdan haberimiz yok!” dedi. Hemen cevap yetiştirdiler: “Olur mu öyle şey! Biz bunları MGK’da konuşuyoruz...” Sözün özü Sayın Bakanım, bu sular çok bulanık! Can yeleğiniz olsa da bence girmeyin. Etik sorumluluk var, siyasi sorumluluk var, hukuki sorumluluk var, anayasal sorumluluk var, varoğlu var. Günün birinde...
TSK’DAN ALTIN VURUŞ!
Sayın Bakanım, bence yatalım kalkalım TSK’ya dua edelim. TSK tarihi, aynı zamanda bir şehitler tarihidir. Bakın, TSK vurdukça Türkiye birleşiyor. TSK vurdukça her kurum kendine çekidüzen veriyor. TSK vurdukça herkes aslına rücu ediyor. TSK vurdukça emperyalist çeteler sütre gerisine çekiliyor. Bu merkezlerin elinde sadece canlı bombalar ve bombalı ihanet araçları kaldı... Merak etmeyin, Suriye’deki hesabı da TSK kapatacak.
Bir de hatırlatma yapayım. Türk milleti ile etle tırnak gibi bütünleşen TSK oldukça, kurucu ideolojiyi merkeze koyan anayasal düzeni hiçbir güç değiştiremez.
Nereden başlayalım? HDP’ci, Kobani’ci yeni CHP’den mi? Seçim öncesinde büyükelçileri toplayarak HDP masalları anlatan “Dersim Kahramanı”, Tıbbiyeli Hikmet oluverdi. Parti yeniden Atatürk’ü hatırladı. Çanlar Dersimli için çalıyor! Artık TESEV’i ağzına bile alamaz.
HDP yüzde 5’lere düştü. HDP’li vekiller Güneydoğu’ya giremiyor. Orada yuhalanıyor; kovalanıyor... Yöre halkı devletin şefkatli ellerini arıyor. PKK halk desteğini bütünüyle kaybetti.
MHP tam anlamıyla dağıldı. Mahkemelere düştü. Devlet Bahçeli’nin siyasi hayatı bitti. Bundan sonra MHP ancak ülkenin temel değerleri ekseninde yükselebilir. Lastik patladı. Bu partiyi artık hiç kimse bölücü anayasa masalarına oturtamaz.
AKP, devletin ağırlık koyması ile PKK ve FETÖ ile mücadele etmek zorunda kaldı. Kendi içinde bölünmeler başladı. Gül, Arınç, Davutoğlu, Babacan gibi Batı merkezlerine yakın isimler parti içinde örtülü bir muhalefet başlattı. Bölge ülkeleri ile yakınlaşma arayışına girildi. İflas eden dış politikada yeni nefes boruları aranıyor.
Günümüz Türkiye’sinde milletvekili sayıları aldatıcıdır. Dengeler hızla değişmektedir. Mehmetçiğin yüreğini ortaya koyması milli bir uyanış yaratmıştır. Türk milleti tetiktedir. Bu millete anayasa dayatanlar, Atatürk’ü karşısına alanlar sadece düşüş hızlarını artırırlar. Düşüş hızlı olunca da kafa göz dağılır. Sayın Bakan belki farkında değil ama Türkiye emin adımlarla fabrika ayarlarına dönüyor. Ve bunun aslan payı da TSK’ya aittir.