TSK’ya kim kol kanat gerecek?
Son dönemlerde TSK hem içten hem de dıştan büyük bir saldırıya uğradı. Balyoz ve Ergenekon süreçleri AKP, CHP ve MHP’nin gözleri önünde cereyan etti. Bu dönemde TSK’nın her rütbeden milli, bağımsızlıkçı ve vatansever askerleri tasfiye edildi.
TSK’YA HÜCUM!
Bunların yerine büyük ölçüde FETÖ mensupları kilit mevkilere getirildi. Bu aymazlıktan cesaret alan FETÖ’cü kadrolar 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştirildi. Böyle bir sonucun müsebbibi olan siyaset kurumu faturayı yine de TSK’ya kesti. AKP, hukuk dışı Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) TSK’nın en önemli kurumlarını yok etti; emir komuta zincirini dağıttı ve silahlı kuvvetlerin kimyasını bozdu. Protokolde bile gerilere itilerek TSK mensupları aşağılandı. Meclis’teki partilerin bu yapılanlara hiçbir itirazı olmadı. Eğer kendi haline bırakılırsa, TSK siyasetin kurbanı olacak ve bedelini bütün millet ödeyecek! Bütün bu üzücü ve kaygı verici gelişmeler yaşanırken, FETÖ’nün siyasi ayağı korunup kollandı.
ASKER KARŞITLIĞINDA BULUŞMA!
Hâlâ sürdürülmekte olan ve ceza hukukunun hiçbir yerine sokulamayacak 28 Şubat davasında AKP, CHP, MHP, İyi Parti ve Saadet Partisi aynı noktada buluştu. Birbirlerine hakaretler savuran partiler konu asker ve TSK karşıtlığı olunca hemen kucaklaşıveriyor. İliklerine kadar işleyen bu hissiyatı demokrasi masalları ile ustalıkla gizliyorlar. Çünkü TSK’yı zayıflatmak bir Avrupa-Atlantik projesidir. Vatan Partisi dışındaki bütün partiler bu sisteme göbekten bağlıdır. Dış vesayet altındadır; elleri kolları bağlıdır.
PAMUKOĞLU PAŞA NE DİYOR?
Bu nızlığımızın teminatı olan göz bebeğimiz TSK konusunda bir hassasiyetleri yoktur; sadece ön yargıları vardır. Bu seçimlerde Vatan Partisi’ne destek veren HEPAR Kurucu Başkanı Osman Pamukoğlu’nun konu hakkındaki basın açıklamasına birlikte göz atalım: “Vatan Partisi, 15 Temmuz’dan sonra eğitimi, teşkilatı ve komuta sistemi zayıflatılmış olan Türk Ordusu’nu hızla yeniden etkili bir savaş gücüne ulaştırabilecek profesyonel bir kadroya sahip tek partidir.”
VATAN PARTİSİ SEÇİM BİLDİRGESİ
Şimdi de Vatan Partisi’nin konu hakkındaki seçim bildirgesine göz atalım: “AKP iktidarı tarafından kapatılan ya da dönüştürülen askeri eğitim ve öğretim kurumları, ordumuzun geleneksel örgütlenme anlayışına göre yeniden açılacaktır. Lojistik ve sağlık kurumları, ordumuzun savaş yeteneğinin bir parçasıdır. GATA ve askeri hastaneler ordumuzun sağlık hizmetini yürütmek için yeniden faaliyete geçecektir. Askeri sanayi kuruluşları ile TSK arasındaki bağlar korunarak güçlendirilecektir.”
LAFIN NEREYE GİTTİĞİNİ BİLİYOR MU?
Muharrem İnce, astsubayların özlük haklarını iyileştirme sözü verdi. Son kerte olumlu bir yaklaşım! Kendisini kutluyorum. Bu konuda Aydınlık ve Ulusal Kanal haber portalında çok sayıda yazı yazdım. Aynı konuyu Vatan Partisi de gönülden destekliyor. Ama bir mitingde söylediği şu sözleri yadırgadım: “Diyorlar ki subaylardan korktuğu için Muharrem İnce bu konuyu artık gündeme getirmiyor”. Sonra da ağzını açıp gözünü yumuyor... Şu muhakemeyi yapamıyor mu: “Subaylar niçin astsubayların özlük haklarının iyileştirilmesinden rahatsız olsun? Para kendi ceplerinden değil, devletin kasasından çıkıyor. Bunun kararını da TSK değil, Hükümet veriyor! Yönetici olan subaylar, her türlü sorununu çözmüş personel ile hedeflere daha kolay gidileceğini bilmez mi? Subaylar böyle bir iyileştirmeden bilakis memnun olur”! Peki, böyle bir açıklama TSK içinde subay-astsubay çekişmesine, yani fitne fesata çanak tutmaz mı? Bu kişi TSK’nın Başkomutanı olmak üzere yarışa giriyor! Ne diyelim, Allah akıl fikir versin!
ÇARE NE?
Bu coğrafyada güçlü bir ordu kuramayan bütün uygarlıklar yok olup gitmiş! Ülke karadan, denizden her yerden kuşatılmış! ABD, PKK’ya devasa silah, malzeme ve para vermiş! Güneyimizde büyük bir savaş var! Ama bütün partiler TSK’yı yıpratmak için demokrasi (!) yarışı içine girmiş! Ne kadar askere vurursa o kadar demokrat (!) olacak! İşin şakası yok ve Vatan Partisi dışında başka çare de yok!