23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türbanlı kızın mutluluğu

Serhan Bolluk

Serhan Bolluk

Gazete Yazarı

A+ A-

Ulusal Kanal’da izlemişsinizdir. Tosya Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri 10 Kasım’da Atatürk’ün imzasını attılar. Hani şu insanların dizilerek yaptıkları türden bir etkinlik. Bir genç kızımız da ekranda anlattı: “Çok uğraştık, güzel bir şey çıkması için. Umarım olmuştur.”

Bu ruh hali Anıtkabir’e gelen ya da 9’u beş geçe saygı ve sevgiyle ayağa kalkan herkeste vardı. Eyleme ilk defa katılanlar da, kendini bildi bileli ayağa kalkanlar da çok mutluydu. Meğer herkes tıpanın açılmasını beklermiş.

Duygudaşlığın nedenlerini konuşabiliriz. Birçok insani gerekçe sayabiliriz. Sanırım en önemlisi, 80 milyonun paylaştığını görmek ve içinde olmak. Şu da herkesin birikimi ölçüsünde bilince çıkıyor: Bu bir başlangıç ve devamı gelecek. Türk milleti büyük işlere aday. Arkamızda Atatürk Devrimi, önümüzde Atatürk Devrimi.

Nitekim son 3 yılda olanlara bakın. “Asyai bir millet” olmanın gereklerini yapıyor ve ABD-İsrail eksenini felç ediyoruz. Olanlar olacakların habercisi. Batı Asya’dayız, Dünya çapındaki mücadelenin ön cephesindeyiz. Yeni bir dünyanın önder milletlerinden olacağız. Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi.

Bu topraklardaki büyük insanlık birikiminin fışkırdığını göreceğiz. Bilim, sanat, ahlak…

Ancak… Yol siyasal. “Atatürk” dediğiniz anda baştan sona siyaset konuşmuş oluyorsunuz. Bir program... Strateji, taktikler…

İşin burasında 10 Kasım’ı da tartıştık. Tartışmanın bir tarafında Vatan Partisi, diğer tarafında bir kısım “Atatürkçülerimiz” var.

Vatan Partisi basit ve sade söyledi: Paylaşıldıkça büyüyor.

Öbür tarafsa…

Herkes mutlu dedik ama bazılarımız, hadi insaflı söyleyelim, daha az mutlu. “Tayyip Erdoğan Atatürkçü olduysa Atatürk yanlıştır” diyebilen kışkırtıcıyı bir kenara bırakıyoruz. Ama “gelmeyin kardeşim, sizin Atatürk’ü anmaya hakkınız yok, hem takiyye yapıyorsunuz” diyen epeyce bir twitter kalemşoru var.

Aslında gördüklerinden memnunlar. Çoğalmaktan, o hazzı daha çok insanla paylaşmaktan daha güvenli ne olabilir.

Bir tür şımarıklık belki. Üstünlük duygusu ya da. Bazen söylem, 18 ve 19. Yüzyıllarda Anglo-Sakson kültürünün Afrikalı karaderililer için hissettikleri kadar gaddar olabiliyor.

Aynı kesim Arapları da küçümser. “Ortadoğulu” olmaktan nefret eder. Amerikalı Avrupalı görünce boyunun kısaldığını sanır.

En önemlisi kendi milletine “Yaban”dır. Direnen Zonguldaklı madenciye ve Adıyamanlı tütüncüye yaban.

Cumhuriyet’in kuruluşunda da öyleydi. Bazı aydınlarımız Anadolu’ya bakınca 12 milyon bitli köylü görüyorlardı. Gittiler şunun bunun mandacısı oldular. Milletten umudu kesince nasıl olunacaksa öyle.

Atatürk ise aynı yere baktı ve bir devrim gördü. “Milletin efendisi”ni gördü. Ve yaptı.

Soru aynı. Yapanlardan mı olacağız, yoksa mızmızlananlardan mı?

Atatürk’e sevgi ve saygı arttıkça artacak. İhtiyaç dediğimiz toplum motoru çalışıyor.

Atatürkçüyüm diyene de geleni bağrına basmak düşüyor. İnsan sevgisi, tevazu ve olgunluk ve daha bilumum güzel meziyetlerle. Hepsine “Halkçılık” veya “halka hizmet ruhu” diyoruz.

Sizleri kimsesizlerin kimsesi olmaya çağırıyoruz.