Turbo Kapitalizm’e ‘Virüs’ freni
Üretim ve tüketim süreçlerinin hızlanarak, sermaye gruplarının yüksek oranlardaki kârı geçmişe göre daha hızlı bir şekilde elde etmesine olanak tanıyan ‘Turbo Kapitalist’ süreci durdurmayı başaran yegâne varlık ‘Virüs’ oldu… Ne partiler, ne sivil toplum kuruluşları, ne liderler, ne düşün adamları… Hepsinin aciz kaldığı bu süreçte mikroskobik bir canlı kapitalist üretim biçimine derin bir darbe vurdu.
‘Virüs’ ile insanların işsiz kaldığı ve bölüşümün çok daha adaletsiz bir noktaya gittiğini söyleyebilirsiniz. Ancak ‘Virüs’ döneminde ‘Turbo Kapitalistler’ içlerindeki vahşi yönü çok net bir şekilde sergilediler. Kârların hızlı gerilemesi ‘Virüs’ için konulmuş önlemlerin kaldırılması için hükümetlere baskı yapılmasını sağladı. Gerekçe ise insanların işlerini kaybediyor olması gösterilerek haşin ‘Kâr Hırslarına’ kadife bir de kılıf bulmuş oldular.
O meşhur sosyal devlet insanların en azından sonbahar aylarına kadar karantinada kalmasını sağlayamaz mıydı? Böylece kıştan önce ‘Virüs’e sıkı bir darbe vurulurdu. Ama sorun o kadar mide bulandırıcı bir noktada ki, şirketler kesinlikle kârlarının erimesine katlanamadılar. Onlar için insan hayatı ne kadar değerli? Zaten bizlere üniversitelerdeki kapitalist ekonomi kitaplarında insan unsurunu zayiat olması mümkün ‘Sermaye’ olarak göstermediler mi?
‘Turbo Kapitalist Akıl’ her yerde aynı şekilde çalışıyor. Sadece ülkeden ülkeye geçince dil ve bayrak değişiyor.
Size tek bir örnek göstereceğim: AA yani American Airlines uçuşlarında sosyal mesafe kuralını kaldırıp uçaklarını tamamen dolu olarak uçuracağını açıkladı. Aslında şirket lütfetmiş, Allah’tan ‘Virüs’ taşıyanlar da uçabilir dememiş…
Ekonomileri erken bir şekilde açarak, güya halkın iş durumunu! düşündüklerini söyleyen, sosyal devleti 3 ay bile işletmekten kaçan bugünün idarecilerine önemli bir haberim var: Halklar ‘Virüs’ karşısında kayıplar verdikçe ‘Turbo Kapitalizm’in karşısına yeni Marks’lar ve Engels’lerin çıkma süreci hızlanacak. Sistem daha derinden sorgulanacak. Yıllardır vergi toplayan devletlerin, kâr eden şirketlerin 5 aylık fedakârlıktan kaçındığını, kanlı canlı görmüyor muyuz? Bu nedenle mevcut sistemin eleştirisi ve ikame süreci kaçınılmaz bir sonuç olacak. An itibari ile ekonomileri erken açan, sosyal devleti işletmeyen ama yandaşlarına yıllardır kaynak transferi yapan tüm idarecilerin yapılacak seçimlerde tasfiye olacaklarını göreceğiz.
Unutmayın her Firavun’un bir Musa’sı vardır…